Geçen yıl bu zamanlar hayat ne kadar da güzeldi değil mi? İstediğimiz gibi geziyor, istediğimiz yerde yiyorduk. Sevdiklerimize gönlümüzden geçtiği gibi sarılıyorduk.
Bir yıldır bunları yapamıyoruz.
Analar evlatlarına sarılamıyor. Evlatlar büyüklerinin eline hürmetle eğilemiyor. Her şey bir kenara, Berzah âlemine göçen sevdiklerimize karşı son görevimizi bile yerine getiremiyoruz.
Dünya dönüyor ve tutacak, tutunacak bir kulpu yok.
Günü geldiğinde hepimiz yuvarlanıp gideceğiz. O güne kadar haklı olarak hayata tutunmaya çalışıyoruz.
Bu aralar bazı şeyler bana öyle tuhaf geliyor ki anlatamam...
Düşünsenize...
Gözümüzün önünde her gün binlerce insan gözle görünmez bir tehdide yenik düşerek ölüyor. Onların ölümünden bile bir ders çıkaramıyoruz.
Onları toprağın altına yatırır yatırmaz yolsuzluk, hırsızlık, cinayet, taciz, tecavüz, şiddet gibi insanlık suçlarını işlemeye devam edenleri izliyoruz.
Ülkeme bakıyorum.
Öyle tuhaf kavgalar veriyoruz ki akıl sır erdiremiyorum.
"Falanca rektör filanca yere neden atandı?" diyerek ortalığı yangın yerine çevirmeye çalışanlar günlerdir bir infilak noktası arıyor.
Kimileri, gençlere edep, adap, ahlak ve erdem tavsiyesinde bulundu diye Diyanet İşleri Başkanlığı'nı çapraz ateşe tutuyor.
Yalanlar, fırıldaklar, oyunlar, oyun içinde oyunlar ve daha pek çok şey...
Babamın vefatının üzerinden iki yıl geçti.
Annem, iki yıl sonra ilk kez babamın hatıralarıyla dolu evinden çıktı, bana misafirliğe geldi.
Onun için bugünlük beni affedin...
Her şeyi bir kenara bırakıp annemle hasret gidermek istiyorum. Babamdan bahsetmek, eskilerden bahsetmek ve belki de karşılıklı ağlamak istiyorum.
Bana kalırsa siz de bunu yapın.
Hayat kavganız elbette devam edecek ama lütfen bunu yaparken çevrenizdeki yakınlarınızı ihmal etmeyin.
Onlarla aramızda sadece bir nefes var. O nefesin son nefes olup olmadığını bilmiyoruz.
Hiç yorum yapılmamış
717 kez izlendi
781 kez izlendi
556 kez izlendi
2080 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.