Sesli Makale

Siyonist soykırımcı İsrail, “Yükselen Aslan” adını verdiği operasyonla İran’da 12 kentte seçilmiş hedefleri havadan vururken; İran topraklarında gizlenmiş silah depoları ve uyuyan hücreleri ile İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri, Devrim Muhafızları Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami, İran Ordusu İstihbarat İşlerinden Sorumlu Rıza Mehrabi, Askeri Operasyonlardan Sorumlu Mehdi Rebani ve İslami Azad Üniversitesi Rektörü ve fizikçi Muhammed Mehdi Tehrançi dahil üst düzey yetkilileri nokta operasyonlarla öldürdü.

Dünyayı şok eden bu operasyonda İsrail gizli servisi Mossad’ın en önemli silahı ne tek başına F-35 uçakları ne dronlar ne de SİHA’lardı. Mossad’ın 24 saat İran’ı felç eden saldırısındaki en önemli silahı hiç kuşkusuz satılmış vatan hainlerinden oluşan Mossad’a ajanlık yapan hainlerdi.

İran’ın ancak 24 saat sonra İsrail’e cevap vermesiyle devam eden İsrail saldırılarında halen en önemli gücünü oluşturan Mossad’a çalışan İranlı ajanlar dünyanın gündeminde.

Amerikan Washington Post ve Wall Street Journal gazeteleri İsrail’in İranlı ajanlar aracılığıyla gerçekleştirdiği operasyonun detaylarını duyurdu. Buna göre;

- İsrail’e ait F-35 jetleri İran’daki nükleer ve askeri hedeflere saldırmadan önce Mossad tarafından yürütülen gizli bir operasyon zemin hazırladı: İHA parçaları İran’a gizlice sokularak içeriden saldırı gerçekleştirildi.

- Aylar boyunca Mossad, patlayıcı taşıyan dört pervaneli dronlar (quadcopter) ve uzaktan ateşlenen mühimmatlar için parçaları valizlerle, kamyonlarla ve kargo konteynerler ile İran’a taşıdı. Küçük gizli timler, bu dronları füze sahaları ve hava savunma sistemlerinin yakınlarında monte etti. İsrail hava saldırısı başladığında, bu timler kritik sistemleri etkisiz hale getirip sığınaklardan çıkan fırlatıcıları hedef aldı.

- Mossad’ın drone timleri, füze konvoylarını ve depolama alanlarındaki darboğazları hedef aldı; onlarca fırlatma kamyonu imha edildi ve İran’ın karşı saldırısı bu sayede geciktirildi.

- Yıllardır hazırlanmakta olan bu gizli drone organizasyonu; yurtdışında eğitilen, tedarik hatlarına sızan ve hedefleri belirleyen ajanlar üzerinden gerçekleşti.

İRAN’DA ÜST DÜZEY İHANET

Mossad’ın “Yükselen Aslan Operasyonu” kapsamındaki suikastla öldürdüğü üst düzey isimlerin konumlarının, sığınak ve ikamet adreslerinin belirlenmesinde, İran’ın hava savunma sistemlerini etkisiz hale getirmek için bu sistemlere yakın, açık alanlara hassas güdümlü silahlar yerleştirilmesinde Mossad’a çalışan İranlı ajanların rolü önemli.

İsrail’in vurduğu nükleer hedeflerin ve suikastla öldürülen askeri yetkililerin isimleri Mossad’a ajanlık yapanların konumları hakkında da bilgi veriyor. Vurulan hedeflerin önemi, suikastla öldürülenlerin görevleri Mossad’a ajanlık yapanların sıradan haber elemanları değil, İran devleti içinde kripto bilgilere sahip olan kişiler olduğu kuşkusunu haklı çıkartıyor.

MOSSAD İTİRAF ETMİŞTİ

Hamas lideri İsmail Haniye suikastı, Hizbullah’a yönelik çağrı cihazlarıyla toplu suikast, Hizbullah Lideri Nasrallah’a yönelik operasyonlar İsrail’in, İran’ın kılcal damarlarına kadar nasıl sızdığını tüm dünyaya göstermişti.

İsrail’in İran’da ne kadar etkili olduğu, İranlı ajanları kullanarak Tahran’daki askeri nükleer arşivini nasıl ele geçirdiği 2018’de Mossad’ın eski Başkanı Yossi Cohen tarafından şöyle anlatılmıştı: “Mossad, operasyonun gerçekleştirilme tarihinden iki yıldan fazla bir süre önce nükleer arşivin saklandığına ilişkin bir istihbarat aldı ve arşivin saklı tutulduğu yeri aramaya başladı. Bulunduğunda, iç yapısının öğrenilmesini mümkün kılan haritalar ele geçirildi. Bu nedenle dost ülkelerden birinde belgelerin saklı olduğu binanın aynısı inşa edildi. Burada binaya baskın düzenleme ve kasaların içindekileri sessizce boşaltma pratiği yapıldı. İsrail vatandaşı olmayan 20 seçilmiş ajan işe alındı. Ajanlar operasyon sırasında bize gördükleri ve getirecekleri şeyleri canlı yayında anlatıp Farsça olarak açıklamalarda bulunuyor ve fotoğraflar gönderiyordu. Tam olarak aradığımız şeyin bu dev kasaların içinde olduğunu fark ettik. İran askeri nükleer programını ele geçirdiğimizi anladık.”

İran’ın nükleer programı hakkında her şeyi öğrenen Mossad iki yıl sonra, 2020 yılı kasım ayında İran’ın en önemli nükleer biliminsanı Muhsin Fahrizade’yi  araç konvoyuna yapay zekâ yardımıyla uzaktan kontrol edilen bir makinalı tüfekten açılan ateşle öldürdü. Suikasttan sonra İran’ın İstihbarat Bakanı Mahmut Alavi, kendisi de Devrim Muhafızları Teşkilatı mensubu olan Fahrizade suikastının arkasında İran’ın en seçkin askeri birimi olan İslam Devrimi Muhafızları Teşkilatı mensubu bir kişinin olduğunu söyledi.

Mossad’ın İran sistemi içinde etkisini en üst düzeyde ifade eden kişi ise eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad oldu. Ahmedinejad, 2021 yılında, görevi İsrail’in istihbarat operasyonlarına karşı koymak olan en üst düzeydeki devlet görevlisinin Mossad’a çalışan bir ajan olduğunu şöyle anlattı:
“İsrail, İran içinde karmaşık operasyonlar düzenliyor. Çok önemli bilgileri kolayca elde edebiliyorlar. İran birimleri bu duruma halen sessiz. İran’ın İsrail’e karşı koyma biriminin sorumlusu İsrail ajanı.”

Mossad, İran’da hem sokakta hem de devlet içinde öylesine büyük bir ajan ağına sahip olmuştu ki istediği herkese suikast düzenleyebilecek etkiye ulaşmıştı.

İRAN CUMHURBAŞKANI DA AÇIKLADI

Nitekim, eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin baş danışmanı ve eski İran İstihbarat Bakanı Ali Yunusi, 2022 yılında verdiği bir mülakatta bunu açık açık söyledi: “Mossad, İran’da devletin farklı birimlerine son 10 yılda öyle bir sızdı ki artık tüm devlet yetkililerinin canlarından endişe etmesi gerekiyor. Artık iş öyle bir noktaya vardı ki devlet yetkililerini açık açık tehdit eder hale geldiler. İstihbarat Bakanlığı’nda çalışmış biri olarak bu durum içimi acıtıyor.”

HEDEF TÜRKİYE