Sesli Makale

Son günlerde biti kanlanan bazı sanatçılar, bizden öncekilere yaşattıkları hayattan kesitleri bizim için de prova edeceklerini söylemeye başladı.

Önce Müjdat Gezen, “Sizin yargılanacağınız mahkemeleri takip edeceğim” dedi. Ardından Birce Akalay isimli sanatçı çıktı, “Birileri ülkeyi yemeye ve satmaya devam ediyor, yargılanacağınız günleri görebilmek ümidiyle” diyerek içinde beslediği kanlı niyeti twetter üzerinden kustu.

“Efendim Sanat camiası siyaset alanında konuşmasın” gibi demokrasi dışı bir anlayışı savunabilir miyim?

Hayır efendim!

Bana göre bu ülkenin gayrı safi milli hasılasına katkısı olan herkes özgürce konuşmalı. Hem de “Bunu söylüyorum diye başıma bir şey gelir mi acaba?” diye düşünmeden…

İktidarı; demokrasi anlayışı, adalet anlayışı, ekonomi anlayışı veya hatalı gördüğü her anlayıştan, her hatadan dolayı yerin dibine sokup çıkarma hakkı da var sanatçıların…

Bize ise bu görüşlere katılmasak dahi, saygı duymak düşer.

Ancak bir sanatçı grubu, hele hele yargı konusunda zerre-i miskal bilgisi olmayan bir sanatçı kesimi kalkıp da peşin hükümle “Yargılanacaksınız, mahkemelerde hesap vereceksiniz” diye tepeden tırnağa intikam amaçlı bir paylaşım yapıyorsa…

O sanatçıya, “Hele sen bi orada dur” derler!

Çünkü bu milletin sözü edilen “yargılamalardan” ötürü hafızasından silinmeyen çok acı hatıraları var.

Sultan Abdülhamit ile başlayıp, Adnan Menderes ile dava arkadaşlarına uzanan, oradan Turgut Özal’a ve sonrasında merhum Necmettin Erbakan’a kadar devam eden yargılamaların nasıl barbarca sonuçlandığını hiç unutmadı bu millet…

Oturup size Abdülhamit Han’a neler yapıldığını detaylıca anlatacak değilim. Adnan Menderes ve arkadaşlarının düzmece suçlamalarla nasıl dar ağacına çekildiğini de…

Sayfalar yetmez…

Esasen, ben Müjdat Gezen ile Birce Akalay’ın hasretle ve hararetle bekledikleri yargılamaların yapılacağından da epey bi şüpheliyim. Çünkü Erdoğan’a ve onun yol arkadaşlarına dair öyle bir nefretleri var ki bırakın yargılamayı, bedenlerini küçücük parçalara ayırsalar dahi içleri soğumayacak!

Bir öç alma ateşidir ki tarifi yok!

Yalnız Müjdat Gezen ile Birce Akalay’ın ve tabi ki onlar gibi düşünenlerin bilmedikleri bir şey var.

Birileri klişe tabirle, “Biz kefenimizi giyerek bu yola çıktık” diyor ya hani. Ben aynı cümleyi kurmayacağım ama size daha basit şekilde söyle anlatayım.

Eğer birileri bizleri sadece Erdoğan’a oy veren seçmen olarak görüyorsa, bilsin ki çok fena yanılıyor. Biz onun sadece seçmeni değil, ölümü birlikte göğüslemeye hazır yol arkadaşlarıyız.

Bunu da 15 Temmuz gecesi dünyaya gösterdiğimizi düşünüyorum.
Sanatçı kesimine söylenecek şey şu…

Sevgili arkadaşlar…

Allah sizi inandırsın biz bu yola, eninde sonunda bu sonu yaşayacağımızı göze alarak çıktık. Sultan Abdülhamit’i ve Adnan Menderes’i destekleyenlere neler yapıldığını ve bize de aynı şeylerin yapılacağını bilerek ve isteyerek çıktık bu yolculuğa…

Rahmetli Erbakan’a ve ona destek verenlere 28 Şubat döneminde hangi zulümlerin yapıldığını izledik ve o döneme dair hatırı sayılır acılarımız hala taptaze…

Anlayacağınız…

Zamanımızın hükmünün bu topraklarda verileceğini bildik ve “Gerekirse, bugüne kadar kimsenin dönmediği yere, yine hep beraber gideriz” diye ahitleştik.

Siz “yargılanacaksınız” diyorsunuz ama biz, yargılamadan hüküm vereceğinizi geçmişten çıkardığımız derslerle öğrendik.