Son günlerde Avrupa ülkelerinde “terör” adı altında Müslümanlara yönelik sistematik baskı artmaya başladığı görülüyor. Her ne kadar ‘’terör’’ bahane edilse de Avrupa’da Müslümanlara yapılan baskının temelinde üç neden bulunmaktadır.
Birinci neden: Her fırsata inançlara saygılı olmayı vurgulayan insan haklardan bahseden Avrupa’nın, gerçekte ne inançlara ne de kendilerinin dışındaki inanç mensuplarının haklarına saygı duyuyor.
Geçtiğimiz günlerde Berlin’de yaşayan bir arkadaşımın aktardığı bilgiye göre, Alman Parlamentosunun yayınladığı bir raporda: ‘’Tehdit sadece belirli sayıda şiddet eğilimli Müslümanların varlığıyla sınırlı değildir. Liberal toplumumuz için zehirli olan zihinlerdeki ideolojidir’’ denilmiş.
Görüldüğü gibi sinsice İslam’ı zehir olarak nitelemektedirler. Bütün Avrupa halklarının böyle bir sakat anlayışa sahip olduğunu söylemek istemiyorum ama bu anlayışın giderek arttığı çok net bir şekilde görülmektedir.
Avrupa’da İslam’a karşı giderek artan nefretin nedenini onların bakış açısıyla anlamak için siyaset bilimi hocası olan bir Alman profesörüne şunu sordum: Son yıllarda Avrupa’da İslam’a karşı nefret söylemi neden artmaktadır?
Profesör: ‘’Çünkü Müslümanların Avrupa’yla entegrasyonun gerçekleşmesinin önündeki en büyük engel İslam olduğunu düşünüyorlar’’ Kendisi ismini verilmesini istemediği için adını vermedik.
Alman Profesör ile daha birçok konuda konuştuk notlar aldım yeri geldiğinde onlara başka yazılarda değinirim. Konumuzla ilgili olarak Profesörün söylediklerinden de anlaşıldığı gibi, İslam’ı asimilasyon politikalarına engel görüyorlar. Bu da Müslümanlara karşı baskının artmasına neden olmaktadır. İslam’a karşı olan düşmanlığın nedenlerden biri de tarihin derinliklerinden gelen husumetlerden kaynaklandığını belirtmek lazım.
Baskılara muhatap olan Müslümanların duygularını anlamak için Paris’te yaşayan Tunus asıllı Muhammed Bejeli’ye sorduğumda: ‘’Avrupa’da yaşayan Müslümanlar 21. Yüzyılda kendilerini yöneten Hıristiyanlardan tarihi husumetlere göre değil, temel haklar esas alınarak âdil muamele edilmesini ve buna da lâyık olduğumuzu düşünüyoruz’’ dedi.
Bizim kimseye karşı negatif bir önyargımız yoktur. Batı’da temel hak ve özgürlüklere gerçekten inan ve savunan bütün iyi insanlara saygı duyarız. Bizim eleştirilerimiz ikiyüzlü politikacılarınadır. Sürekli onların referanslarıyla konuşan aydın, akademisyen ve siyasetçilerimizin de, daima aysbergin altına bakarak sahte gülücüklerin arkasına saklanmış kin ve nefreti doğru teşhis edilmelidir.
İkinci neden: Her şeyden önce şu hususun altını özellikle çizmek isterim: Olayları ve olguları somut gerçeklere dayandırmadan gelişmeleri doğru teşhis edemeyiz. Avrupa’da yaşayan Müslümanlarla ilgili yazılan makale ve yorumları okuduğumuzda, satır aralarında gizlenmiş bazı sinsi ifadeleri çıkartıp birleştirince şöyle bir fotoğraf çıkıyor: Avrupa’da yaşayan Müslümanların fikri ve ekonomik başarısı, Müslüman-karşıtı husumetin yükselişine neden olmaktadır.
Daha önce değişik platformlarda pek çok kez ifade ettiğim önemli bir hususu, bir kez de Sesli Makale takipçileri için tekrar ifade etmek isterim: İkinci Dünya Savaşında sonra, işçi açığını kapatmak için Türkiye dâhil birçok Müslüman ülkeden işçi aldılar. Ekonomik kaygılarla oraya giden Müslümanlar, dil bilmiyorlardı, yeterli eğitime sahip değillerdi. Bu nedenle kendi inançlarını serbestçe yaşamaktan çekindiler.
Ancak onların çocukları, orada yetiştikleri için hem dil problemleri olmadı hem de iyi eğitim aldılar. Dolaysıyla kendi kültürlerini, inançlarını yaşayacak bir özgüvene sahip oldular. Nitelikli Müslüman nüfus inançlarına uygun yaşamaya başlayınca, İslam Avrupa’da daha görünür oldu. Batı’nın ‘’evrensel demokratik değerler’’ olarak tanımladıkları kuralların Avrupalı Müslümanlar için geçerli olmadığını hayretle izliyoruz. Hiçbir suça karışmadıkları hâlde camileri, dernekleri, vakıfları uyduruk gerekçelerle kapatıyorlar.
Üçüncü neden: Avrupa uzun bir zamandan beri artık düşünce üretemiyor. Gilad Atzmon bana demişti ki: ‘’Herkes Batı’nın ekonomik krizinden bahsediyor ama esas konuşulması gereken husus Batı’nın düşünce krizidir’’ Batı düşünce üretemeyince toplum gittikçe radikalleşerek Müslümanlara karşı sistematik baskının artmasına neden olmaktadır.
Bu yazımızda sadece sorunu ortaya koymaya çalıştık. Önümüzdeki zamanlarda bu konu hakkında çözüme yönelik önerilerimizi yazmaya çalışacağız.
SesliMakale.com.tr
YORUMLAR
1654 kez izlendi
722 kez izlendi
486 kez izlendi
564 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.