Azerbaycan topraklarında işgalci olarak bulunan Ermeni militanlar 3 Ağustos’ta, Azerbaycan mevzilerine ateş açtı ve bir askerini şehit etti. Bunun üzerine Azerbaycan ordusu karşı operasyon başlattı ve bölgede gerilim yeniden yükseldi.
Ermenilerin mevzilerinden Azerbaycan askerlerine yapılan saldırıların zamanlaması iki açıdan oldukça manidardır.
Birincisi, hatırlanacağı gibi Azerbaycan ile Ermenistan yönetimi arasında normalleşme süreci başlamıştı. Bu kapsamda iki ülke Dışişleri Bakanları 16 Temmuz’da Gürcistan’ın Başkenti Tiflis’te bir araya gelmişlerdi. Bu görüşmenin en önemli özelliği, her iki ülkenin dışişleri bakanları ilk kez hiçbir aracı olmadan bir araya gelmiş olmalarıydı. Bu önemli gelişmeden sadece 17 gün sonra, bu saldırıların olması manidardır.
İkincisi, Putin'in 24 Şubat'ta Ukrayna'yı işgal ettiğinden bu yana, Batı ile yaşadığı ekonomik savaşta, Azerbaycan’ın sahip olduğu zengin enerji kaynakları kilit bir cephe olarak ortaya çıktı. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen'in Bakü’yü ziyaretinde enerji konusunda ikili anlaşmalar yapmıştı. Bu anlaşmanın üzerinden sadece iki hafta geçtikten sonra, bu saldırıların gerçekleşmiş olması düşündürücüdür.
***
Ermeni militanların bu saldırılarda maşa olarak kullanılmış olsa da planlamanın Rusya tarafından yapıldığını düşünüyorum. Zira bölgede barışın dinamitlenmesi, en çok Rusya’nın amaçlarına hizmet eder.
Rusya da tıpkı batılı ülkeler gibi sömürgeci bir devlettir. Bütün sömürgeci devletlerin temel özelliği sürekli kargaşa çıkartarak varlığını sürdürmektir. Öyle görünüyor ki Rusya da bunu yapıyor. Rusya’nın burada iki strateji izlediğini düşünüyorum.
Birincisi, Rusya’nın Ermenistan politikası, her zaman Rus yanlısı milliyetçilerin güçlendirilmesi temel önceliği olmuştur. Bu saldırılarla barışı sabote ederek milliyetçileri güçlendirmek istiyor.
İkincisi, Rusya, Azerbaycan’ın Avrupa'nın kendisine olan enerji bağımlılığını kırma çabalarından memnun olmadı. Bu saldırılarla Azerbaycan’ı yeni bir çatışmanın içine çekerek Azerbaycan’ı istikrarsızlaştırmak istiyor. Böylece Azerbaycan enerjisinin Avrupa’ya ulaşmasını engellemeyi amaçlıyor.
***
Demem odur ki, Rus ordusu ‘’Barış Gücü’’ bahanesiyle Karabağ’da bulunduğu müddetçe bu saldırılar ne ilk ne de son olacaktır. Çünkü Rusya, gerek gördüğü zaman Ermenileri Kafkasya’da gerginlik çıkartmak için sadece bir maşa olarak kullanıyor.
Karabağ’ın özgürlük savaşı devam ederken, Kırıkkale Üniversitesi Öğretim üyelerinden Profesör Dr. Şahin Ahmetoğlu ile Umran Dergisi için bir mülakat yapmıştım. Karabağ konusunu bütün yönleriyle ortaya koymak için birlikte editoryal bir kitap planlamıştık. Hatta kitabın üst ve alt başlıkları üzerinde epeyce çalışmış ve bir çerçeve oluşturmuştuk.
Ancak bizim mülakattan kısa bir zaman sonra, savaş, Ermenistan’ın hezimetiyle sonuçlanınca, olaylar farklı yönde ilerledi. Biz de kitap projesinden vazgeçtik ama Şahin hocayla diyaloğumuz hep devam etti. O günlerde telefonla çok sık konuştuğum Şahin hocanın şöyle dediğini çok net hatırlıyorum: ‘’Rusların Karabağ’a gelmesi bu işin daha bitmediğini gösteriyor.’’ Mevcut tablo da bu işin bitmediğini gösteriyor. Ancak şu hususun da altını özellikle çizmek isterim: Bazılarının iddia ettiği gibi Rusya’nın alternatifi batı asla olmamalıdır.
Hiç yorum yapılmamış
1655 kez izlendi
722 kez izlendi
486 kez izlendi
564 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.