29 Mayıs 1975'te Brüksel'de Kissinger- Nixon-Demirel bir araya geliyor. Demirel silah verilmesi için adeta yalvarıyor. Hatta "ABD ile tam dostuz." diyor. Washington'a ne kadar sadık olduklarını anlatıyor. "Sadakaticezalandırıyorsunuz" diyerek hem de. İşte biz böyle sadık, kullanışlı bir elemandık bir zamanlar. "Size sağdığız" diye açık açık söyleyen liderlerle yönetilirdik. Amerikan elçisi bakanlar kurulu toplantısına davetsiz bir şekilde kapıyı tekmeleyerek girer, fırçayı atar ve giderdi. Türkiye'yi tepe tepe kullanırlar, istedikleri her şeyi alırlar, kapılarda yalvartırlar, üzerine bir de cezalandırırlardı. Bugün geldiğimiz noktayı göremeyecek kadar kör takılan ve "Batı'dan afferimalacağız" diye seçim vaadinde bulunan muhalefete rağmen hem de. Yeni Türkiye bu yüzden rahatsız ediyor herifleri. Eski Türkiye'nin özlemi ile yanıp tutuşuyorlar. Bir Amerikan memurunun tekrar Bakanlar kurulu toplantısına kapı tekmeleyerek baskın yapması ve Başbakanlarımızı azarlamasını hasretle bekliyorlar. Haydi daha iyi anlayabilmek için Brüksel'deki toplantıya tekrar gidelim. Independent, yıllar sonra o görüşmenin CIA kayıtlarını yayınladı. Demirel, Nixon ve geçtiğimiz hafta ölen Kissinger'e diyor ki; "Kuzeyde doğrudanbir komşumuz var,Sovyetler... Onlarlailişkilerimizi bazıeylemlerle kestik vebu da bizi Sovyetlerinhedefi haline getirdi. Bupolitikada hiç tereddütetmedik." Ruslarla düşman olmayı ABD aşkına hiç tereddüt etmeden seçtiğimizi gururla haykırıyor. O dönem ABD Dışişleri Bakanı olan Kissinger bombayı patlatıyor; "Anlayışınızdan etkilendik. Biliyorsunuz, Sayın Başkan (Nikson'a söylüyor), Başbakan Demirel şiddetli saldırılara maruz kaldı Amerikan yanlısı olduğu gerekçesiyle..." Amerikanyanlısı olduğumuzu netbir şekilde göstermişiz. Kissinger bunu onaylıyor açık bir şekilde. Amerikan yanlısı olmak demek "ÖnceWashington'un çıkarları" demek. Demirel Amerikan yanlısı olunmasına rağmen Türkiye'ye silah verilmediğini üzüntüyle dile getiriyor. "ABD'ye nezarar verdik?" diye soruyor. O dönemde ABD'nin kılına zarar vermek kimin haddine. Demirel devam ediyor; "Halkım bunu soracak. Anlaşma veya taahhüt ihlal ettik mi? Hayır. ABD 90 ülkeye silah satıyor ama Türkiye'ye, dostuna satmıyor. Biz risk aldık. Atlas füzeniz için, füze üsleri sağladığımız için Sovyet silahlarının başlıca hedefi olduk. 40 adet F-4 uçağı satın aldık. 16'sı teslim edildi ve geri kalanları Ağustos 1975'e kadar teslim edilmeliydi. Ancak edilmedi. Taksit ödüyoruz, faiz ödüyoruz ve depolama ücreti ödemesi yapmamız isteniyor. Ancak bunlar teslim edilmedi. Birkaç örnek daha ekleyeyim. Onarıma ihtiyaç duyan bazı C-130 uçaklarımız var. Bu uçakları ABD'de onarmak için Lockheed ile bir sözleşmemiz var ancak bunları gönderirsek ambargo nedeniyle geri göndermeyecekler. Göndermezsek Lockheed'e ceza ödememiz gerekiyor."diyor. CIA'nın açıklanan kayıtlarında Demirel sözü SADAKATE getiriyor. "Tito'ya silahveriyorsunuz amaTürkiye'ye vermiyorsunuz. SADAKATİ cezalandırıyorsunuz. İnsanlar bize 'Neden ABD uçakları göndermiyor, yedek parça göndermiyor ve bize ücret ödemesini istiyor?' diye soruyor. Ben her zaman NATO'yu savundum ama şimdi cezalandırılıyorum." Tam bir Amerika'dan"Afferim alacak" bugünkümuhalefet kafası 70'li yıllardada mevcut. Alacağımız silahlarda öyle milyar dolarlık falandeğil ha. Üç kuruşluk silah içino dönemde "Washington'aSADAKATİ" öne sürüpadeta yalvarıyoruz. Bugünise "Vermezsen verme lan. Biz kendi silahımızı da, uçağımızı, gemimizi, tankımızı, topumuzu da üretiriz" diyerek restçekiyoruz. "Önce Amerika"değil "Önce Türkiye"diyoruz. Geçmişte kapıtekmeleyen Amerikanelçisimemurları bu ülkedekovulmaktan beter edip elçektiriyoruz. "Hadi hemen sadakatimizi gösterip Rusya ile düşman olalım"demiyoruz. Türkiye'nin ulusalçıkarları neyi gerektiriyorsaonu yapıyoruz. Demirel o toplantıda Kissinger'in gözlerinin içine bakarak "ABD ile tam birdostuz." diyordu. Halbuki Kissinger'ın meşhur bir sözü vardı; "ABD'nin düşmanıolmak tehlikeli amaABD'nin dostu olmakölümcül" diyen biriydi o. Biz bir zamanlar siyasilerimizle Amerika'ya gidip "Pazarakadar değil mezarakadar dostuz" diyorduk.
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.