Tarih 12 Haziran 2024İzlenme KişiYazar Bekir Hazar
Paylaşım
AVRUPA'NIN geleceği karanlık.
Çünkü tünelin ucu görünmüyor artık. Korku ve endişe dağları oluştu. Son Avrupa Parlamentosu seçimlerinde de bu korku bulutların üzerine çıktı. Çünkü AB karşıtı faşist partiler oylarını tavan yaptırdı.
Fransa, Avusturya ve İtalya'da faşistler birinci, Almanya'da 2. sıraya yükseldi. ABD derin devleti, başkanlık yaptığı dönemde Trump üzerinden Avrupa'yı Çin'den sonra Amerika'nın en büyük ikinci düşmanı ilan etmişti. Çünkü artık Avrupa Çin'e kayıyor, Amerikan hegemonyasını sarsıyordu. Avrupa 2023'te Çin'den 524.4 milyar euroluk mal alıyordu. ABD satışı 344.2 milyar euroya ve ikinciliğe gerileyerek büyük darbe yiyordu.
Üstelik Çin henüz İpekyolu'nu tüm hatlarıyla harekete geçirmemişti.
Hala buna yatırım yapıyordu.
İpekyolu geçiş yolları tam anlamıyla kurulduğunda Avrupa artık esiri olduğu Çin'i daha da büyütecek, Amerika'dan mal alımını daha da azaltacaktı. Bu görüntü Amerika'nın trilyon dolarlar kaybetmesi demekti.
"Avrupa", Sami dillerde "Güneşin battığı taraf" anlamına geliyordu.
Amerikan derin devleti güneşin battığı Avrupa'nın tamamen karanlığa gömülmesi için harekete geçti. Ukrayna-Rusya savaşına yol verilmesi bunun bir parçasıydı. Rusya'ya enerji anlamında göbekten bağlı olan Avrupa, bu savaşla birlikte en büyük darbeyi yiyordu.
Enerji krizi fiyatları fırlatıyor, Avrupa'da sosyal patlamaların çanları çalıyordu. Avrupa ülkelerinin sömürgesi durumundaki ülkelerden de göçmen yığınları CIA desteğiyle kıtaya hücum ediyordu. Böylece Avrupa'da göçmen karşıtlığı ırkçı aşırı sağ partilerin yükselişine evriliyordu.
Steve Bannon Trump döneminde Beyaz Saray'ın baş stratejistiydi.
Aynı zamanda da derin devletin tetikçisiydi. İstifa ettirilip Avrupa'ya yeni bir göreve gönderildi. "AvrupaIrkçı ve faşist partilerinoylarını artıracak çalışmalaryap. AB karşıtı aşırı sağıbirleştir" denerek. Steve kurduğu "Hareket vakfı" aracılığı ile İtalya'ya geliyor, faşist parti lideri ile sarılıyor, Fransa'ya geçiyor Irkçı lider Le Pen ile öpüşüyor ve hepsini Brüksel'de kurduğu merkezin çatısı altında birleştiriyordu. O dönem İtalya'da yayımlanan Corriere della Sera gazetesi, "Aşırı sağ liderSalvini, ABD Başkanı'nıneski danışmanı ve AB'nin yokedilmesinin teorisyeni SteveBannon'ın hareketine katıldı" diye yazıyordu. La Repubblica da Steve Bannon'ın Beyaz Saray'dan sonra "Avrupa'ya göçettiğini" ve "Göçmen karşıtıgerginliklerden faydalanarakAvrupa'daki AB'ye karşı çıkan,milliyetçi kamuoyunu hedefaldığını" manşetten duyuruyordu.
Operasyon büyüktü. Amerikan başkanının baş strajesti Avrupa'da faşist partileri koltuğunun altına alıyordu. Hatta öyle ileri gidiyordu ki, Fransız faşist partisinin kongresine katılıp, kürsüde "Bırakın size ırkçı desinler... Bırakın size yabancı düşmanı desinler... Bunu bir gurur madalyası gibi taşıyın. Çünkü her geçen gün biz güçleniyor, onlarsa zayıf düşüyor." diyebağırıyordu. Fransız ırkçı partilideri Le Pen, koltuğundanfırlayıp alkışlıyor, Amerikalı SteveBannon'a dokunuyor, sarılıyor,öpüyordu. İspanyol gazetesi LaVanguardia "Gelecekte pek çok yurttaşın Avrupa'ya öfkeli olmasının tek bir adresi ve lideri olabilir: 'Hareket Vakfı ve başındaki Steve Bannon'. Tuhaftır, bu hareketin lideri Avrupalı değil, eski bir ABD'li tanıdık" diye çığlık atıyordu.
Avrupa Parlamentosu eski üyesi Rui Tavares, Público'daki yazısında "Bannon gibi bir leş kargasınınAvrupa'da ne işi var? AvrupaParlamentosu seçimlerindesağcı popülistlere destekolması amacıyla uluslarüstübir hareket kurmak içinsınırları aşmak, Bannon gibibir faşist için fazla kozmopolitbir tutum değil mi? Tabii kiöyle! Leş kargasının hedefiAB'yi zayıflatmayı başarmakve ufukta görünen ticaretsavaşlarında yenilmesinisağlamak" diye nara atıyordu.
Faşistlerin son seçimde patlama yaptığı Avusturya'da Salzburger Nachrichten gazetesi de "Bannon'ın Avrupa'nınleş kargalarını bir havuzdatoplama çabasının adınıkoymak lazım. Ancak öncelik,sivil toplumun bu faşist ABDhayaletinin Avrupa'da pis işlerçevirmesini engellemesidir. BuAmerikalı milliyetçi şovenistinAvrupa'da işi yok." diye yazıyor "Bannon, go Home!" diye manşet atıyordu.
İngiliz siyasetçi Halford J.
Mackinder, "Doğu Avrupa'yı kim kontrol ederse Avrasya'nın kalbini, kim Avrasya'yı kontrol ederse Dünya Adası'nı (Avrasya ve Afrika), kim Dünya Adası'nı kontrol ederse dünyayı kontrol eder" diyordu.
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.