Tarih 03 Haziran 2024İzlenme KişiYazar Bekir Hazar
Paylaşım
"BÜYÜMEZSEN küçülürsün"diyordu rahmetliMahir Kaynak. Sadeceekonomik değil sınırlaranlamında da demekistiyordu.
1898'de ABD ve İspanya Asya'da büyük bir savaşa girdi. İç savaştan yeni çıkan ABD için İspanyol hakimiyetindeki Filipinler, ticaret yollarını kontrol etmek açısından çok önemliydi. İspanyollar savaşta yenildi, kazanan ABD oldu. Ancak İspanya'ya karşı direniş hareketlerine giren yerel halk Amerikalılara karşı da isyan bayrağı açtı.
Üstelik direniş grupları içinde güçlü bir Müslüman nüfus da vardı. ABD, Osmanlı İmparatorluğu'na başvurup yardım istedi.
Sultan Abdülhamid Han, Filipinli Müslümanlara Halife olarak haber gönderdi. "Müslümankanı dökülmesin." dedi ve direnişin durdurulmasını buna karşılık da Müslümanlara özgürce ibadet ve pek çok konuda haklar tanınmasını sağladı.
Osmanlı Asya'da dünyanın bir ucundaki ülkede bile kendi toprakları olmasa dahi Müslümanlara sahip çıkıyor, öldürülmelerini, katledilmelerini engelliyordu.
İç savaştan çıkmış yorgun ABD bile 1800'lü yıllarda dahi taa Filipinlere dalıp, İspanyollarla kapışacak kadar gözünü karartıyordu.
O ABD'de kimse "Ne işimiz var Filipinler'de"demiyordu. Amerika daha1804 yılında bile Osmanlıeyaleti olan Trablusgrap'adahi ticaret yollarıüstünlüğü adına donanmagönderiyordu. BaşkanJefferson'un Libya'nın sahilşehri Trablus limanınayolladığı savaş gemilerindenPhiladelphia bir kayayaçarpınca iki yüz Amerikanaskeri Osmanlı tarafındanesir alınıyordu. ABD 200esiri kurtarabilmek içinOsmanlı eyaletine 60 binfrank ödüyordu. 1804yılında bile Amerika'dakimse "Ne işimiz var Libya'da?" demiyordu.
Çünkü dünyada "GÜÇ" olmanın yolu en uzaklarakadar gidebilmektengeçiyordu. Adamlar yenibir ülke olmalarına rağmen"Süper Güç" olmanıntohumlarını ekmeye 200yılı aşkın süreden önceböyle başlıyor, Osmanlıgibi bir imparatorlukkurmak istiyordu. Çünküo dönemde örnek alınacakyegane ülke Osmanlı'ydı.
Yeryüzünde her yerdeydi. Fatih Sultan Mehmet Han ile başlayan çağ açıp çağ kapamanın muazzam gücüyle 600 yıl dünyaya hükmeden bir imparatorluk örneği vardı ortada.
Tarihin en büyük komutanlarından biri olarak gösterilen Napolyon bile Osmanlı topraklarına gelip topçu eğitim verme arzusuyla yanan bir subaydı. Ancak ülkesi ona izin vermeyince hayali olan Osmanlı ordusuna hizmete gelemedi. Eğer o izni alabilmiş olsaydı dünyanın tarihi değişecekti.
İngilizlere savaşta yenilince Afrika'da Saint Helena adasında sürgüne gönderildi. Orada kendisine "Kimler tarihe geçecekbüyük adamdır?" diye soruldu. Fatih Sultan Mehmed Han'ı söyleyip "Büyüklükte onun çırağıbile olamam. Nedenibasit ve acı. Ben kılıçlafethettiğim yerleri,hayatta iken gerivermiş bir bedbahtım. Fatih ise, fethettiği yerleri nesilden nesile intikal ettirmenin sırrına ermiş bahtiyar bir kumandandır"diyordu. Sürgün yediğio Saint Helena adasıdaha sonra Afrika'nın enküçük ülkelerinden birioldu. Bugün haritada kaçkişi yerini gösterebilir?
Napolyon'un fethettiği Mısır'da ele geçirdiği İslam eserlerinden bugünkü Fransız Medeniyeti'nin ilk kıvılcımlarını yaktığını kaç kişi konuşup anlatıyor ülkemizde. Bir diğer Afrika'nın ada ülkesi Mauritius'tan bile çok sayıda Müslüman 1.
Dünya Savaşı'nda Osmanlı kaybetmesin diye ağırlığınca altın yardımı geldi. Osmanlı şehitlerine, gazilerine, dullara ve yetimlere küçücük adadan tonlarca para yardımı yağdı. Hicaz demiryoluna dahi katkıda bulundular, İstanbul'a bağlılıklarını ilettiler, Osmanlı oraya gitmemiş olmasına rağmen.
Bir tarihçimiz, Fransa'nın en ünlü "Osmanlı'nınAfrika'daki etkinliği" konusunda uzmanı olan profesöründen ders almaya gitmiş Paris'e. O Fransız Profesör şaşkın gözlerle bizim tarihçiye "600 yılüç kıtaya hükmetmişbir imparatorluğuntorunları, OsmanlıAfrika'da nasıl etkindikonusunda bir uzmanbile yetiştiremedi. Gelipbenden öğreniyorlar. İlginç" demiş. Bunu anlatıyordu katıldığı programda tarihçimiz.
Osmanlı'yı övenin, ecdadını sevenlerin dışlandığı bir eğitim sistemiyle yoğrulan bir nesil daha yeni yeni uzmanlarını yetiştiriyor.
Veya bilenler de daha yeni konuşmaya veya konuşturulmaya başlandı.
20 yıl öncesine kadar ecdada "Hain" damgası vuranlar el üzerinde tutuluyordu bu topraklarda.
Şimdi bu yetiştirilmiş elemanlar "Ne işimiz varTürkiye dışında" diye papağan gibi öttürülüyor ekranlarda. Çok sevdikleri ve aşık oldukları Batı, dünyanın her yerine dalıp hallaç pamuğu gibi atmış, milyonları katletmiş...
ABD bile 1800'lü yılların başında Filipinlerden girmiş, Osmanlı topraklarına eyaletimiz Libya'ya kadar donanma göndermiş, esir vermiş. Bizim aklı evveller "Yahu manyak gibihayranı olduğumuz buülkelerin yüzlerce yıldırne işi var oralarda?" diye hiç sormazlar, konuşmazlar.
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.