Sesli Makale

Artuklu Üniversitesi, Başbakanlık Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi ve Bağcılar Belediyesi tarafından Kutü'l- Amare Zaferinin 100. Yılı Münasebetiyle düzenlenen 'I. Dünya Savaşı'nda Irak Cephesi' isimli uluslararası sempozyum vesilesiyle Mardin'deyiz.
Kutü'l-Amare ya da Kut denildiğinde akılllarına kırık dökük bir şeyler gelenlerimiz var muhakkak.
Ancak, hepimizin bilmesi gerekirken, her nedense çoğunluğumuzun bilmediği bir konu bu. Tarih ve edebiyat meraklılarımız istisna olmak üzere tabii ki...
Kut'ül Ammare ya da Kut, Bağdat'ın 170 km. Güneyinde Dicle kenarındaki bir kasabanın ismi. Bundan tam 100 yıl önce; yani Çanakkale Deniz Zaferi'nden yaklaşık 40 ve Çanakkale Kara Muharebelerinin başlamasından 5 gün sonra, İngilizler karşısında muhteşem bir Osmanlı zaferine şahit olmuş Kut.
Bağdat'ı ele geçirmek isteyen İngilizlerin 23.000 kaybına sebep olan Kutü'l-Amare'de, 13 general, 481 subay ve 13.300 askerleri de esir alınmış.
Sonradan Kut soy ismini alacak olan muzaffer komutan Halil Paşa'nın, "Osmanlı sebatının İngiliz inadını kırdığı birinci zaferi Çanakkale'de, ikinci zaferi burada görüyoruz" dediği muharebelerde Osmanlı ordusunun şehit sayısı 10.000.
Çanakkale Zaferleri, ağırlıklı olarak savunma, Kutü'l-Amare ise kuşatma, yani taarruzlarla kazanılmış bir zafer.
İngiliz tarihçi James Morris'in, Kut'un kaybını "Britanya (İngiltere) askeri tarihindeki en aşağılık şartlı teslimi" olarak tanımlamış olması da, olayın önemini gösteriyor.
İngilizlerin bilinen tarihlerinin belki de en acı yenilgilerinden birisi hatırlamak istemiyor olmaları, normal. Ancak bu yenilginin muzaffer tarafının bu zaferi unutturmak istemesi, anlaşılması güç bir durum.

Bizde zafer çok!..

Cumhuriyet sonrası, Kutü'l- Amare Zaferi her 29 Nisan'da Kut Bayramı olarak kutlanmış. Ta ki 1952'ye kadar.
NATO'ya girişimizden sonra İngilizlerin talebiyle Kut Zaferi kutlamalarına son verilmiş. Bu tarihe kadar her yıl kutlanan zafer, 1952 sonrası okul kitaplarından da çıkartılmış.
Kuruluşları yeni olan ülkelerin, övünebilecekleri tarihi olaylar bulabilmek için nasıl çırpındıkları malumdur.
Devletlerin yenilgilerini gizlemeye çalışmaları da anlaşılabilir bir durum.
Ancak, bir ülkede o ülkenin önemli zaferlerini bile gizlemeye çalışanlar varsa, durup düşünmek gerekir.
Çanakkale Deniz Muharebesi ve Çanakkale Kara Muharebeleri başta olmak üzere ecdadın kazandığı muhteşem zaferlerin bir dönem unutturulmaya çalışıldığını biliriz.
Çanakkale'deki zaferlerin toplum bilincindeki yerini hak ettiği şekilde almasının ardından; sıra, yaklaşık aynı zamanlarda kazanılan ve unutturulmaya çalışılan Kutü'l-Amare (Kut) Zaferi'nde belli ki.
Mardin'deki uluslararası sempozyum, ülke genelinde düzenlenen programlardan sadece birisi.
Kültür Bakanlığı'nın ve çeşitli kuruluşların düzenlediği birçok program, Kutü'l Amare Zaferi'nin artık insanımıza mal olduğunu gösteriyor.
Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız başta olmak üzere yöneticilerimizin de Kutü'l-Amare Zaferini sahipleniyor olmaları, işin bir başka güzel tarafı.
Darısı, bir dönem unutturulan ve unutturulmaya çalışılan diğer zaferlerimizin başına...
Tamam, bizde zafer çok.
Ama bu, bazılarını unutabiliriz manasına gelmemeli...

Takvim
30 Nisan 2016