GÜNCEL

Ekrem Kızıltaş : Keşke doğru olsaydı...

Tarih
28 Eylül 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Ekrem Kızıltaş

28 Eylül 2015

Aydın
Doğan'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a cevap sadedinde ve 'sadece mağdur bir vatandaş olarak' yazdığını ileri sürdüğü mektubu okurken, 'söyledikleri keşke doğru olsaydı' diye düşündüm. Tarafsız ve sadece işini yapan medyanın önemini bilen birçok kişi de aynı şeyi yapmıştır.
Mektupta yazılanlara inanacak olursak, "Öyle dönemler oldu ki, biz hükümet getirdik, hükümet götürdük" dememiş Aydın Doğan...
Cumhurbaşkanı, 'söyledi' diyor; kendisi söylemediğini iddia ediyor.
Böyle bir söz, ancak yeniden benzer bir şey yapılmaya niyetlenildiğinde söyleneceğine göre, esas mesele geçmişte böyle bir şey yapıp yapmadığı konusunda düğümleniyor.
Yapmış mıdır?.. Yani 'Aydın Doğan hükümet getirip hükümet götürme işiyle uğraşmış mıdır?' denirse, cevap kaçınılmaz olarak 'evet, yapmıştır' olmak durumunda. Arşivlerde bulunan has adamlarının 'tape'leri, bunun böyle olduğunu ortaya koyuyor çünkü.
Bir genel yayın yönetmeninin, dönemin güçlü bir bakanıyla yaptığı 'karton fabrikasına teşvik' esaslı telefon görüşmesinde yer alan: "Ulan yine ben koruyorum, hâlâ da ben koruyorum (dönemin Başbakanı M. Yılmaz'dan bahsediliyor). Röportaj gibi gideceksin ana avrat iyice bir kavga edeceksin ondan sonra tekrar iyi adam olacaksın" şeklindeki sözleri, konuyu izah ediyor.
Çok satan ve dolayısıyla etkili gazetelerin önemli isimlerinin: "Ne gazeteciliği kardeşim, dükkan işletiyoruz biz burada" mantığı çalıştığı günlerde gerçekleşen ve ülkemizdeki gazeteciliğin utanç tabloları arasında yerini alan bu konuşmanın çok sayıda benzeri olduğunu da hatırlatalım.
Yeniden yapmaya niyetlenebilirler mi sorusunun cevabı ise ne yazık ki evet.
Çünkü medyanın bizatihi medyacılık yapmak için değil, bir güç aracı olarak kullanıldığını hepimiz biliyoruz.
Dahası, özellikle de bu günlerde, tarafsızlık ve objektifliğin adeta çöpe atıldığının, birilerinin kendi menfaatlerini dışımızdaki bazı mihrakların hedefleri ile birleştirdiklerinin farkındayız...
Bu durumun bizi getirdiği ikinci önemli nokta ise terörle ilgili. Doğan: "Bu benim asla altında kalamayacağım, kalmayacağım ve son nefesime kadar bütün kalbimle reddedeceğim bir suçlama" diyerek, grubuna bağlı yayın organlarının teröre destek olduğu iddialarını reddediyor.

Teröre destek değil de, ne?

Bu beyanın mı yoksa Cumhurbaşkanımızın söylediklerinin mi doğru olduğunu anlamak için yapılacak şey kolay: Doğan Grubuna bağlı yayın organlarının, sadece terör dalgasının yükselişe geçtiği temmuz ortalarından beri yaptıkları yayınlara şöyle bir göz atmak. Terör örgütü saldırıyor ve güvenlik güçleri cevap veriyorken, çatışmaların sona ermesi sadedinde yapılan yayınlarda öncelikle devlet güçlerinin durması gereğini vurgulamak, teröre destek vermektir, malum. 'Birileri canıyla, onlar camlarıyla uğraşıyorlar' sözü belki mübalağalı bir söz. Ama gösteriler sırasında -asla tasvip edilemeyecek bir şekilde- kırılan Doğan Grubu binası önündeki kapı camlarının o günden beri, terör olayları başta olmak üzere bütün olup bitenlerin önüne geçmiş olması, grubun terörle alakalı tavrını anlayabilmek açısından kafi...

Takvim

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;