Sesli Makale

6 Ağustos 2015

HDP'nin 7 haziran seçimlerinde aldığı 'iyi netice', bölgedeki sandıklar üzerinde kurduğu baskının ve toplumun çeşitli kesimlerinin destek olma arzularının bir sonucuydu.
Kendi tabii oyları yanında, zoraki oylar ve epeyce de emanet oylar aldı HDP. Her nasıl olursa olsun, bu neticeden sonra yapması gereken, bir Türkiye partisi olabilme yolunda adımlar atması ve bunun için de Süreç için beraber hareket edebileceği kesimlerle işbirliği yapması idi.
Eğer HDP hakikaten Türkiye partisi olmayı istiyor ve Barış Süreci'ni mutlu sona ulaştırmak istiyor olsaydı, seçimin hemen ardından AK Parti ile beraber hareket etmenin yollarını arardı. AK Parti böyle bir şeyi ister miydi, ayrı bir mesele. Ama HDP açısından başka bir şans olmadığı için bunun böyle olması gerekirdi.
Kandil'den emir geldiği için belki, seçim sonrası dilini iyice sertleştirdi HDP. Normalleşme konusunda bulabileceği tek muhatapla aralarında kurulabilmesi muhtemel köprüleri tamamen berhava etti. Bunun neden böyle olduğu konusunda uzun uzun kafa yormaya gerek yok. Esas mesele TBMM'de 80 milletvekili ile temsil edilen HDP'nin Türkiye'ye 'Ortak Vatan' gözüyle bakıp bakmadığı. HDP yetkilileri Türkiye'yi Ortak Vatan olarak görüyor olsalardı, olup bitenlerin birçoğunun yaşanmaması gerekirdi çünkü.
Bu partinin yetkililerinin Çözüm Süreci'ne olan ilgisizliklerini ve yaşananlarla ilgili ikiyüzlü davranışlarını izah etme sadedinde söylenebilecek tek şey, Suriye'nin kuzeyinde kurulmasını hayal ettikleri Koridor. Koridor ya da devlet. Şartları biraz zorlamakla ulaşabileceklerini zannettikleri bu hedef, öncelikle Barış Süreci'ni görmezden gelmeyi gerektirdi belli ki.

TSK NE YAPTIĞINI İYİ BİLİYOR

Türkiye'yi bu koridor konusunda ikna edebilmek(!) için PKK eylemleri tırmanmaya başlayınca, işler çığırından çıktı.
Devlet, halkına yönelik eylemlerin karşılığını vermek zorundaydı. Ve sınırlarında kendisi için ciddi bir tehdit oluşturacak bir yapının kurulmasına da seyirci kalamazdı tabii.
HDP yetkilileri ve kankalarının, 'teröristler istediğini yapsın ama devlet bunlara müdahale etmesin' şeklindeki talepleri, karşı karşıya bulundukları çıkmazın en açık ifadesi. Örgüte laf söyleyebilmeleri mümkün değil; cevabının bir mermi ya da bomba şeklinde gelebilir çünkü. Mesele şu: HDP ve çeşitli sebeplerle kendisine destek olan kesimler, Ortak Vatan Türkiye için mi, yoksa Suriye'nin kuzeyindeki hayali devlet için mi çalışacaklarına bir karar vermek zorundalar. Türkiye için çalışacaklarsa, gölge etmesinler yeter. ABD'nin tavır başta olmak üzere son gelişmelerin ne demek olduğunu anlamamışlarsa, Suriye'nin kuzeyi üzerine hayaller kurmaya da devam edebilirler.
Ancak, Türkiye içerisinde terör eylemleri yapanların gereken cevabı alacağını ve insanımızın da söyledikleri yalanları artık yutmadığını unutmamaları gerek.
Son olarak: İşlerin eskisi gibi olmadığını bilmek de hakları. Eskiden istihbarat emanet, silah emanet, askerler sıradandı. Şimdi durum farklı.
TSK ne yaptığını iyi biliyor artık...

Takvim