GÜNCEL

Yusuf Alabarda : Affedilen darbeci döndü bir daha denedi

Tarih
22 Şubat 2022
İzlenme
Kişi
Yazar
Yusuf Alabarda

Bugün 22 Şubat 2022, yani 22 Şubat 1962 darbe girişiminin başladığı günün yıl dönümü. Hatırlatan olmaz ise ülkede büyük bir çoğunluğun hatırlamayacağı bir askerî darbe girişimi.

27 Mayıs darbecilerinin de ısrarla ‘ayaklanma’ ve ‘isyan’ kelimeleri ile paranteze alarak kendi darbeleri ile karıştırılmaması hususunda hassasiyet gösterdikleri bir darbe girişimi bu.

Oysa darbe kimden sadır olursa olsun bir ihanet ve alçaklıktır.

Türkiye gibi siyasi tarihi darbe ve muhtıralar ile hemhâl olmuş bir ülkede hâlâ darbeci zihniyetin diri olduğunu görmek, yürünecek çok mesafe, aşılacak çok menzil olduğunu bizlere göstermektedir.

 

22 Şubat 1962’de ne olmuştu?

 

27 Mayıs 1960 yılında gerçekleşen darbe ve sonrasında gerçekleşen 15 Ekim 1961 seçimleri âdeta milletin darbecilere cevabı niteliğindeydi. Demokrat Parti’nin mirasçısı konumundaki partiler yüzde 62 oy alarak Meclis’te büyük bir çoğunluk oluşturunca, darbecilerin içinde de bölünmeler başlamıştı.

Darbecilere göre seçimlerde millet iradesi yine tecelli etmemiş ve cahil halk yine Menderes’in mirasçılarına seçim kazandırmıştı. Bu şartlarda ne İnönü hükûmet kurabilir ne de Cemal Gürsel cumhurbaşkanı seçilebilirdi.

Durumu düzeltmek için yine askerin ayarı gerekliydi ve öyle de oldu. Meclis’e giren tüm parti başkanlarına, Genelkurmay Başkanlığı Karargahında orgeneral rütbesindeki generallerin huzurunda Gürsel dışında kimseyi aday göstermeyeceklerine dair imza attırdılar ama konumuz bu değil.

Şimdilerde yine Sabih Kanadoğlu namlı, kerameti kendinden menkul zatın kimin cumhurbaşkanı olamayacağına dair beyanat vermesi, o zamanlardan kalma zihinsel bakterilerin tekrar türemesinden ibarettir.

İşte tam böyle bir ortamda darbenin geldiği noktadan memnun olmayan başka bir darbeci güruh kalkışma yapacaktı lakin planları ortaya dökülmüştü. 20 Şubat 1962 tarihinde gazeteci Mete Akyol darbecilerin elebaşı olan Albay Talat Aydemir’i arayarak ‘Albayım, tevkif edildiğinizi duyduk, üzüldük. Hakikat mı?’ diye sorunca darbe girişimi hız kazanır.
Dönemin Genelkurmay Başkanı Cevdet Sunay darbeci Aydemir’e ‘Evladım, yavrum, Hava Kuvvetleri bana ültimatom verdi, sizin derhâl yerinizin değiştirilmesini talep ediyorlar. Ancak hepiniz himayemdesiniz’ diyerek darbeci Aydemir’i ikna etmeye çalışıyor.

Nasıl bir rezillik, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Genelkurmay Başkanı’na ültimatom veriyor, O da rica ile darbeci albayı ikna etme derdinde.

Böyle bir orduyu hangi düşman istemez?

Albay Aydemir ise Genelkurmay Başkanı’nın masasına silahını koyarak ‘Beni ya şimdi bununla temizlersiniz ya da divanıharbe verirsiniz’ diyerek âdeta meydan okuyor.

Ve o geceden itibaren birkaç gün boyunca İnönü destekli rütbeli darbeci çoğunluk ile yeni bir darbe peşindeki hırslı albaylar arasında bir mücadele başlıyor.

Genelkurmay Başkanı Sunay, Albay Aydemir’i Kara Harp Okulu Komutanlığındaki görevinden alarak başka bir göreve atasa da yeni komutan Semih Sancar Kara Harp Okuluna alınmayarak kapıdan geri dönüyor.

Yazıya dökerken dahi insanın kanını donduran rezillikler bu ülkede yaşandı, Afrika’nın bilinmeyen bir ülkesinde değil.

Albay Talat Aydemir basın ile paylaştığı mesajında ‘Ülke bir barut fıçısı gibidir. Ben de elimde bir meşale tuttuğum hâlde fıçının üzerinde oturuyorum. Canım istediği anda fıçıyı havaya uçurabilirim ve kimse parmak dahi oynatamaz’ diyerek Genelkurmay Başkanı’na mesaj veriyor.

Bu şartlar altında 22 Şubat 1962 tarihinde darbe girişimi başlıyor, harekâtın parolası ‘Halaskar’ işareti ise ‘Fedailer’.

Kalkışmaya kısa zaman içinde Ankara’daki Zırhlı Birlikler Eğitim Merkezi dâhil birçok birlik iştirak ediyor. Birlikler kısa bir sürede Genelkurmay Karargâhının civarını kuşatıyor.

Darbecilerin silah bırakması için gerçekleştirilen görüşmelerde darbeciler taleplerini şöyle sıralıyor: ‘Cumhurbaşkanı yeni tayinleri derhâl geri çekecek, 200 milletvekilinin vekillikleri derhâl düşürülecek ya da Meclis feshedilecek ve anayasanın bazı maddeleri ivedilikle değişecek, okuma yazma bilmeyenlerin oy kullanamayacağı bir seçim sistemi yürürlüğe sokulacak ve yeni meclis oluşana kadar hükûmet Ankara’dan Eskişehir’e taşınacak’

Bu esnada İnönü darbecilere ‘Yarın sabah ilk iş olarak hepsini emekli edeceğim. Kan dökülmezse bir defaya mahsus olmak üzere hiçbirini divanıharbe vermeyeceğim.’ diyerek haber gönderiyor.

İnönü’nün darbecileri affederek sadece emekli edeceğini duyurduğu günlerde, millet iradesinin temsilcileri hapishanelerde çürüyorlardı, Başbakan Menderes ile Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan idam edilmişlerdi.

Çünkü darbenin ve darbecilerin ahlakı yoktur, darbe teşebbüsünde bulunanı yargılamaz ama millet iradesini yağlı urganda asar.

Girişilen uzun pazarlıklar sonucunda Albay Talat Aydemir ve arkadaşları silah bırakarak emekli olurlarken, İnönü’nün o tarihte yaptığı konuşma ibretle okunmaya değerdir.

Sevgili vatandaşlarım, 22 Şubat akşamı Ankara’da genç ve orta rütbeli bir subay kadrosu masum mektep talebelerini ve birlikleri aldatarak harekete geçti ve memleket idaresini ele geçirerek kendi fikirlerine göre bir rejim kurmaya teşebbüs etti. 27 Mayıs ihtilalinin kolaylıkla başarıya ulaşması bunları teşvik edici olmuştur. Düşünememişlerdir ki 27 Mayıs ihtilali bütün milletin vicdanında kemale ermiş bir kurtuluş arzusunun neticesi olduğu için hemen halk tarafından benimsenmişti.’

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YORUMLAR

  • Rumuz Okuyucu

    22 Şubat 2022 19:53
    0 0
    Halka tepeden bakan; hissiyatına, manevi değerlerine, inancına saygısız hatta hasım olan; kökü ve zihniyeti milletin ortak bağlarından tamamen ayrı, ülke düşmanlarına hayran ve emrine tabi virüs niteliğinde bir kesim hep vardı. Fırsatını bulursa yine dişini gösterir. Yeter ki gaflet gösterelim.
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;