YKS’den bir gün önce sosyal medyada rutinin dışında ve normal olmayan bir süreç yaşandı. Rutinden kastım şu; hemen her gün sosyal medyada belli hesaplar üzerinden üretilen çarpıtmalara alıştık artık. Doğrulanmamış, teyide muhtaç lakin gerçek diye sunulan içeriklerden bahsediyorum. Zihinleri bulandırmaya yönelik üretiliyorlar. Türkiye’de yalan habere, sahte içeriğe, sosyal medya terörüne ikna edici bir yaptırım olmadığı için de bunlar günlük rutinimiz haline geldiler. Bu tarz paylaşımların faydalı yönleri de var aslında. Kandırıldığını fark eden kullanıcılar, sosyal medyayı daha bilinçli kullanmak zorunda kalıyorlar. Haber kaynaklarını gözden geçiriyorlar en azından. Fakat YKS öncesinde Resmi Gazete’den cımbızlanarak üretilen “Katarlı gençlere sınavsız üniversite” haberi böyle değildi. Çarpıtmanın ötesine geçip kaosa hizmet etti. 25 Haziran sabahı, iki buçuk milyondan fazla üniversite adayını sabote eden ‘yalan haber operasyonu’ yapıldı. Sosyal medyada ve zihinlerde silinmez izler bırakıldı.
Katar ordusunda görevli asker ve sivil personel ile askeri okulların öğrencilerine Türkiye’de verilecek eğitime dair protokolün çarpıtıldığı malum haberi ilk olarak Sözcü gazetesi yayınladı. T24 sitesi o haberi Twitter’da yaydı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da sözcülüğünü üstlendi. Görülüyor ki Katarlı gençler haberi, ‘bile isteye’ yapıldı. Bunun sağlamasını yine aynı mecralar üzerinden yapabiliyoruz. Katar ile yapılan anlaşmanın muhatabı olan Milli Savunma Bakanlığı ve diğer yetkililerden resmi açıklamalar yapılmasına rağmen ne haberi yapanlar, ne yayanlar ne de sözcülüğünü üstlenenler düzeltme yapmadılar. Bir tek T24 dudak ucuyla açıklamaları yayınladı. (Bu yazıyı gazeteye gönderdiğim saatlerde ise özür diledi) Fakat manipüle eden paylaşımı silmedi. Peki neden? Bu haber, hedefledikleri siyasi ve toplumsal sonuçlara hizmet ettiği için olabilir mi? Resmi Gazete’yi cımbızlayarak, sınava giren gençler ve aileler üzerinde bir algı inşa ettiler. Başardılar.
Sözcü bu saatten sonra haberin doğrusunu yapsa, T24 sitesi milyonlarca gösterim alan paylaşımını silse ve Kılıçdaroğlu düzeltme tweeti atsa hiçbir şey değişmeyecek. Çünkü asıl amaç bu yalanı YouTube ve Tiktok gibi mecralara düşürmekti. Cumartesi ve pazar günü “Katarlılara sınavsız üniversite” başlıklı yüzlerce video yüklendi video platformlarına. Dileyen YouTube’da “Katarlı öğrenciler” araması yapıp çıkan videoları izleyebilir. Bununla birlikte Instagram’a gençlerin isyan reels’leri yağdı. Milyonlarca kez izlendi bu içerikler. Amaç da buydu zaten. Muhalefet, besleme basın ve ‘Pusholder’ ile ‘BPT Haber’ gibi Twitter hesapları uzun zamandır gençlerin algılarını şekillendirecek içerikler üretiyorlar. Bu bir politika. Görüldüğü gibi başarılı oluyorlar da. Sosyal medyada üretilen ve karşılık bulan bir yalan, hızla video platformlarına taşınıyor. Bu içerikleri kaldırmak ise şu süreçte neredeyse imkânsız. Bu, şu da demek: Haberin üretildiği geleneksel medya organını yalanlamak artık bir işe yaramıyor. Çünkü bu medyalar kendilerini paravan yapıyorlar. Gençlerin algılarının hacklendiği mecralara asistlik diyelim. Yani koca koca yalanları söyleyip kenara çekiliyorlar. Gündeme son derece hâkim yakın bir arkadaşım, “Kendi oğluma bunun yalan bir haber olduğunu anlatamıyorum, kabul etmiyor” diye dert yanıyordu. “Çamur at izi kalsın” siyaseti bir klişe ama her devirde bu nedenle başarılı oluyor. Bu çamur izleri birikiyor ve gençlerin dünyalarına siyah bir bulut gibi çöküyor.
Hiç yorum yapılmamış
717 kez izlendi
781 kez izlendi
556 kez izlendi
2080 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.