26 Aralık 2014
2014’ün Temmuz sıcağına düşen gidişinin ateşini ben bir türlü söndüremedim…
Oysa demişlerdi ki biri gittiğindekalanlar mum gibidir
Kırk gün boyunca kırk mum ayrı yanar
Ve her gün o mumlardan biri söner,
Kırk gün sonunda sönen son mumla, yürek yangınları azalır…
Ben sen gittikten sonra önce kırk gün saydım
Sonra bir kırk gün daha, bir kırk gün daha…
En sonunda kırk günlere kırk gün ekleye ekleye kırklandım…
Anladım ki bazı kayıplar unutulmaz, boynunda bir madalyon, ölene kadar hicran makamında taşınırmış…
Hala aklımda beraber Fethiye’nin tozlu yollarında bindiğimiz bisikletlerin pedal sesleri
Dershaneyi ekip Göbekçioğlu’nda yaptığımız sohbetler
Eskişehir’den İstanbul’a kaçışlarındaki kaçak kikirdemelerimiz
Platonik aşklarımıza tuttuğumuz şarkılar
Hayata savurduğumuz inat dolu tekmelerin gürültüsü…
Ne garip…
Teknolojisini sevemediğim kaderimizde,
Mübarek Ramazan sabahı o elim kazayı bir internet sitesinde görüp
Yine mübarek Kadir Gecesi sabahı, şehadete yürüdüğünü farklı bir internet sayfasında öğrenmek de varmış
Kaderimizde senin selan okunurken,
Benim başka bir şehrin ezan sesinde duyamadığım selaya ithafen duvarlara bağıra bağıra Yasin okumam yazılıymış
Bir çocukluk arkadaşımın yokluğunu bir diğer çocukluk arkadaşımın omzunun varlığında dindirmek nasipmiş
Sen memlekette dualarla yolculanırken;
Ben,
Karşıyaka Camii imamının Kadir Gecesi şerefine verdiği sohbetin her kelimesinde seni duyup ağlaya ağlaya,
Rekatlarını sayamadığım secdelere uzanacakmışım meğer
Çarklarını çözemediğim gelecekte, evine muhabbet için değil de
Gidişinin ardından senin için toplanan Yasin dualarına kısık sesle “Bir dua da benden” demek de varmış…
2014’ün Temmuz sıcağına düşen gidişinin izlerini ben henüz silemedim
İlerlemesini takip edemediğim dünyada,
Ailene sorup yüreklerini bir de ben dağlamayayım dediğim mezarının adresini
Belediyenin internet sitesinde öğrenmek de varmış
Bilmem ne kaç ada E bilmem ne kaç
Ezberledim, kazıdım beynime, aklımda…
Yanımda dizlerinin bağı çözülmeden durabilecek birini bulabilirsem gideceğim
Çünkü kolay değil
“Bayramyerindeki iş yerinde meydana gelen patlamada işyeri sahibi yaralandı, hamile olduğu belirtilen…” diye ajanslara düşen haberinin acısı henüz etrafımda hissizleşemedi…
Denizli Devlet Hastanesi, seninle de sensiz de geçmişime ve hatıralarıma saplanan beton yığını
Bahçesinde çaresizlik ve umutla bekleyişler, her gün yüreğimi üşüten ve hiç kapanmayacağını bildiğim kocaman bir delik
Her gün eve dönüşlerimde dinlediğim bir şarkısın Didem
Her gördüğümde bizi hatırladığım, birbiriyle gülüşerek oynayan iki küçük kızdan birisin
Her gün aklıma gelen boğazımda düğümlenen gençlik anılarım
Her akşamımın göğsüne tonlarca sinmiş acı tatlı yanısın
Atmosferde karışıp kaybolamayan senle dolu geçmişim
İliklerime kadar işlemiş dayanılmaz bir buruk hasretsin
Gümüşler’in toprağına gömemediğim dost fidanım
Gözümden bazı geceler yastığıma düşen ve kezzap gibi yüreğimi de dağlayan iki damla yaş,
Aldığım derin nefes, sadece yorganımın duyduğu bir ağız dolusu sessiz hıçkırıksın…
Ne kadar rüyalarda buluşsak da
Sen 2014’e ağıtsın ve hep öyle kalacaksın…
twitter.com/ElvanKavi
Seslimakale.com
Hiç yorum yapılmamış
717 kez izlendi
781 kez izlendi
556 kez izlendi
2080 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.