Sesli Makale

8 Mayıs 2015

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dur-durak bilmeyen enerjisi, “istemezükçüler”i küplere bindiriyor.

Bir yandan CHP. Diğer yandan HDP..

Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarını “tarafsızlık ilkesi”ne aykırı olduğu gerekçesi ile eleştiriyorlar.

Hatta HDP, YSK’ya bile başvurdu.

Cevabını aldı.. Cevabını aldı da..

Usûlen aldı.. YSK, esas açısından bir cevap vermedi.. Esas açısından cevabı da, biz verelim.. Vermek için de..

Önce diğer cumhurbaşkanlarının uygulamalarına bir bakalım..

Sonra, “Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları, acaba tarafsızlık ilkesini çiğner boyutta mıdır?” sorusuna cevap verelim.

•

Önceki cumhurbaşkanlarını; halkın değil,  TBMM’nin seçmiş olması..

Kenan Evren’in de oldu bitti ile kendisini seçtirmesi vakıalarını da bir kenara not ediyoruz.

Tayyip Erdoğan, halkın direkt oyları ile seçildiğine göre..

Diğer cumhurbaşkanlarından daha fazla siyasete karışma hakkı var da..

Acaba diğer cumhurbaşkanlarına kıyasla, siyasete daha fazla mı karışıyor, bir bakalım..

•

Kenan Evren ile başlayalım..

Kenan Evren ne yapmıştı?

Cumhurbaşkanı sıfatı ile..  6 Kasım 1983 genel seçimlerinden hemen iki gün önce..

Emekli general olan Turgut Sunalp’in başında olduğu MDP’yi işaret etmiş, Turgut Özal’a oy verilmesinin, ülkeyi kötüye götüreceği ikazını yapmıştı..

Düşünebiliyor musunuz.

Seçime iki gün kalmış.

Cumhurbaşkanı.. Bir partinin aleyhine. Diğer partinin lehine açıklamalar yapıyor.

Üstelik bu cumhurbaşkanı... Öyle sıradan bir cumhurbaşkanı değil. 3 sene önce darbe yapan genelkurmay başkanı, o!.. 

Henüz darbenin izleri de, silinmemiş!

Yarı darbeci/yarı cumhurbaşkanı sıfatlı bu kişi, halkı tehdit ediyor, partilerden birisine oy verilmemesi çağrısında bulunuyor.

“Darbeciden kendinize referans mı çıkarıyorsunuz” diyeceklere de hatırlatayım..

Amacım, Evren’i referans almak değil. 

Maddi vakıaları hatırlamamız için bu örneği verdim.

•

Aynı seçimlerden hemen sonraki ikinci olayı da aktarayım..

Seçimi Turgut Özal’ın ANAP’ı, açık ara kazanmış.

Cumhurbaşkanı Kenan Evren ise, hükümeti kurma görevini Özal’a, günlerce vermiyor..

6 Kasım’da seçim yapılıyor. Hükümeti kurma görevi, 20 Kasım’da veriliyor..

Şimdi bu örneğe bir bakın.. Ondan sonra Tayyip Erdoğan’ı eleştirmeye kalkın..

Eleştirmeye yüzünüz olursa eğer...

•

Gelelim Süleyman Demirel’in cumhurbaşkanlığına.. 

Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduktan sonraki dönemde, ANAP’lılarla yaptığı laf dalaşını bir kenara bırakalım..

Milli Güvenlik Kurulu toplantısındaki tavrını da bir kenara koyalım..

Hiçbir mazereti olmayan. Hiçbir tevili olmayan, apaçık anayasaya aykırılığı hatırlatalım..

Erbakan Hoca başbakanlıktan istifa etmiş.

DYP ile aralarındaki protokol gereği, Tansu Çiller’in başbakanlığında hükümet kurulması gerekir. 

TBMM’deki birinci siyasi parti olan RP, hükümet kurma görevinin Tansu Çiller’e verilmesini istiyor.

Tansu Çiller de, TBMM’de ikinci parti..

Hem açıklamalar. Hem de sıra açısından, Tansu Çiller’e hükümeti kurma görevi verilmesi gerekir..

Demirel ne yaptı?

Gitti; üçüncü sıradaki.. Henüz milletvekili sayısı açısından da yeterli desteği alabileceği şüpheli olan Mesut Yılmaz’ı hükümet kurmakla görevlendirdi.

Buyrun, bu cumhurbaşkanının yaptığı rezalete bir bakın.

Bir de Tayyip Erdoğan’ın “Kime verirseniz verin, ama bir partiye 400 milletvekili verin” açıklamasına bakın.

Elinizi vicdanınıza koyup söyleyin.

Demirel’in tarafgirliği ortadayken, Tayyip Erdoğan’ın tavrına, siz nasıl “Tarafsızlık ilkesini çiğnedi” diyebilirsiniz?

•

Necdet Sezer’in cumhurbaşkanlığına bakalım..

Tarafsızlık nasıl uygulanmış acaba?

Gülmeye başladınız değil mi? Hem de kahkahalarla. Emin olun, ben de kahkahalarla gülüyorum. Necdet Sezer ve tarafsızlık! Yan yana yazılamayacak kelimeler bunlar..

2002’de anayasayı tek başına değiştirebilecek sayıda milletvekili sayısıyla seçimden çıkan AK Parti’ye, o Necdet Sezer, neler yapmadı, neler..

Hatırlayın. AK Parti değil de, sanki CHP seçimi kazanmış gibi bir görüntü vardı.

Hükümet, “Başörtü yasağını kaldıracağız” diyor. Sanki seçimi CHP kazanmış gibi.. CHP kafalı Necdet Sezer, kimden ne yetki almış ise, “Olmaz” diyor. 

AK Parti “Katsayıyı değiştireceğiz” diyor, “Hayır” diyor. “Kur’an kurslarına gitme yaşındaki engellemeyi kaldıracağız” deniliyor.

Necdet Sezer “Hayır” diyor. 

Ve dediğini de gerek bürokrasideki kadroları ile. Gerekse yüksek yargıya yaptığı atamalarla engelliyor.

Şimdi söyler misiniz.

Necdet Sezer mi tarafsızdı?.. 

Siz Erdoğan’ın, seçim sonuçlarına saygısızlık niteliğinde bir uygulamasını hiç gördünüz mü?

Erdoğan’dan örnek: Diyarbakır’a gitti.. HDP’li belediye başkanı karşılamaya gelseydi, belediyeye ziyarete gideceğini söyledi.

Onlar karşılamadı, Erdoğan da, ziyarete gitmedi.. Misliyle mukabele.

Bunun dışında, hangi farklı siyasi partiye, hangi farklı uygulamayı yapmış Tayyip Erdoğan?

Buyrun söyleyin, Evren’ciler, Demirel’ciler, Sezer’ciler!

Yeni Akit