GÜNCEL

Ali Karahasanoğlu : ABD adaleti bu kadar, katil Barak’ın davası düştü!

Tarih
16 Ekim 2016
İzlenme
Kişi
Yazar
Ali Karahasanoğlu
 Bir gün İsrail aleyhtarlığı yapıp, ertesi günü İsrail muhibbi olamayız..

Mevcutlar içinde en az hatası olduğunu söylediğimiz siyasi hareketin iktidar olduğu Türkiye, İsrail ile bir anlaşma yaptı diye..

O anlaşmanın kulu kölesi olamayız..

Türkiye, devlet olarak İsrail ile anlaşmış olabilir..

Bu anlaşma, devletler arasındadır..

Şahısların açtıkları davaları etkilemez...

Özellikle de, işlenmiş suç sebebi ile yürümekte olan ceza davalarını hiç etkilemez.

Bu girişi niçin yapıyorum?

Mavi Marmara gemisi şehitlerimizden Furkan Doğan’ın ailesinin, Amerika’da, İsrail Başbakanı Ehud Barak aleyhine açtıkları dava düşürülmüş.

Olay taze..

Kararın tam metni henüz haberlere yansımış değil..

Ancak gelen bilgilere göre, ABD mahkemesi iki gerekçe göstermiş:

1) Türkiye devletinin İsrail ile yaptığı anlaşma..

2) Ehud Barak’ın dokunulmazlığının bulunması..

Şunu hemen belirtelim..

Ehud Barak’ın dokunulmazlığının olduğu kabul edilirse..

“Türkiye’nin İsrail ile anlaşması”nın karara bir etkisi olamaz.

Barak’ın dokunulmazlığı var ise..

ABD mahkemesi, dokunulmazlık olduğunu kabul ediyorsa..

Türkiye İsrail ile anlaşsa da.. Anlaşmasa da..

Davayı zaten düşürecektir..

Dokunulmazlığın kabul edilmediği ihtimalde de, yine Türkiye’nin İsrail ile anlaşmasının davaya bir etkisi olamaz..

Niye?

Çünkü ortada bir suç var..

Türkiye’deki ceza davası için, Türk vatandaşları açısından açılan ceza davası için de benim kanaatim, davanın düşürülmemesi yönünde ama..

ABD’deki davanın farklı bir özelliği daha var..

Furkan Doğan, anne babası Amerika’da iken, ABD’de doğduğu için, aynı zamanda otomatikman bu ülkenin vatandaşı olmuş..

Furkan Doğan’ın davası; bu yönü ile, Amerikan vatandaşını, açık denizde öldürenlere karşı açılmış bir dava..

Bu açıdan baktığımızda..

Türkiye’nin İsrail ile yaptığı anlaşmaya bir rol yüklemeye çalışanlar, avuçlarını yalarlar.

Furkan ABD vatandaşı olduğuna göre..

Türkiye istediği anlaşmayı yapsın..

Amerika’nın, kendi vatandaşının haklarını koruması gerekirdi.

Bu açıdan da, federal mahkemenin, “Türkiye ile İsrail anlaştı” şeklindeki gerekçesi, külliyen yanlıştır..

Şöyle düşünelim..

ABD vatandaşına karşı işlenen herhangi bir suçta..

Türkiye’nin ilgisi olsun veya olmasın..

Kanun çıksa ve işlenen suç affedilse..

Amerika ne diyecek?

“Türkiye’de çıkan kanunla, bu suç hakkında yargılama yetkisi kaldırıldı” mı diyecek?

Böyle bir saçmalık olur mu?

Böyle bir ihtimalde, Amerika’nın yargı yetkisi, Türkiye’nin insiyatifine bırakılmış olmaz mı?

Furkan Doğan’ın ABD vatandaşı olması hasebi ile..

Türkiye ile İsrail arasındaki anlaşmanın, Ehud Barak’ın ABD’deki yargılanmasına etkisi olmaması gerektiği kanaatimizi belirttikten sonra..

Türkiye’deki yargılama açısından da, aynı kanaatte olduğumu belirtmek isterim.

Ceza davaları, devletlerin anlaşmaları ile son bulmaz..

Suç işlenmiş ise..

Bu suçun yargılamasının yapılması, vatandaş için bir haktır..

Anayasa’da, TBMM’nin belli şartlarla “af yetkisi” var ise de..

“Yargılamama” diye bir şey söz konusu değildir..

Ne farkı var diyeceksiniz..

“Genel af-özel af” detaylarından tutun..

“Özel af için, yargılamanın bitmiş olması gerekir mi, gerekmez mi?” tartışmasına kadar, bir sürü ayrıntı ile köşeyi boğmayalım..

Ama şunu belirtelim ki, Türkiye ile İsrail arasındaki anlaşmanın tek sonucu vardır..

İsrail, Türkiye devletine ödediği 20 milyon doların üzerinde bir tazminatla karşılaşırsa, bunu Türkiye’ye ödettirir.

Bunun dışında hiçbir sonucu yoktur. 

Anlaşma ile birlikte ne tazminat davası, ne de ceza davası düşer!

Türkiye’deki ceza davasının da, tazminat davasının da yürümesi gerekir..

Anlaşma ile, Türkiye adeta bir sigorta şirketi görevi üstlenmiştir..

İsrail’in mahkum edildiği tazminatı, kaç lira olursa olsun, önce İsrail öder, sonra da Türkiye’ye rücu eder.

Türkiye ile İsrail’in anlaşmasının, bunun dışında hukuki hiçbir işlevi yoktur..

Furkan Doğan davası ile birlikte, ABD adaletini de görmüş olduk..

Davaları birbiriyle benzetmek çok absürt olacak, biliyorum..

Ama, Reza Sarraf için verilen tutuklama kararı ile..

Ehud Braak için tutuklama kararı verilmemesini..

Ve sonuçta Ehud Barak için açılan davanın alelacele düşürülmesini kıyaslarsak..

Birisinde, hiçbir menfaati söz konusu olmadan; çocuklara, muhtaçlara yardım götürürken canını veren bir şehit var..

Diğerinde ise; bazı uyanıklıklarla, daha fazla para kazanmak isterken, ABD’yi zarara soktuğu iddia edilen bir mali suç şüphelisi..

“Adalet” diyorsak..

Adaletin; menfaat gözetmeksizin çıktığı yolda can verenin haklarını, parasal ilişkilerdeki ihtilafa girenlere kıyasla çok daha fazla koruması gerekirdi..

Ama somut örnekte, ne görüyoruz..

Ehud Barak için.. Bir katil için.. Tutuklama kararı verilmiyor..

Parasal ilişkilerdeki ayak oyunları için ise..

Tutuklama veriliyor..

Birilerinin öve öve bitiremediği Amerikan adaleti, bu olsa gerek..

Alsınlar, başlarına çalsınlar..

Furkan Doğan ve diğer mavi Marmara gemisi şehitlerinin gerek Türkiye ve gerekse ABD’de ve diğer uluslararası arenada açılan tüm davaları, davamız olmalıdır..

Hepsini, son aşamasına kadar takip edip, ya suçluların cezalandırılmasını sağlamalıyız. 

Ya da, adaletlerinin topal olduğunu dünya nezdinde ispatlayacak belgeyi, ellerinden almalı ve ilan etmeliyiz.

YeniAkit
15 Ekim 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;