GÜNCEL

Abdurrahman Dilipak : Mehdi tartışmalarında yeni boyut

Tarih
05 Ocak 2020
İzlenme
Kişi
Yazar
Abdurrahman Dilipak

Harika! Ahmed-i Nejat müjdeyi verdi! 2020’de Mehdi geliyor.. Tabii bu Şia’nın Mehdi’si. Bana sorarsanız Sünnilerin Mehdi’si Şia’nın beklediği Mehdi değil. Şia’nın beklediği Mehdi, Hasan el Askeri’nin bebekken kaybolan oğlu. Ama bir rivayete göre Hasan el Askeri’nin böyle bir oğlu yoktu, çünkü çocuğu olmuyordu. Ama Şia’da yaygın olan inanç, kayıb Mehdi inancı ve bu Şia’da “iman” konusu.

Devrim sonrası İran’a gittiğimde halk sokaklarda “Hudaya, hudaya!, ta ki zuhuru Mehdi, nigahdarı Humeyni” diye slogan atıyordu. Yani Ya Rab, Humeyni’yi Mehdi gelene kadar başımızdan eksik etme” diye dua ediyorlardı.

Sünnilerin beklediği Mehdi, daha çok “görevlendirilen bir kişi” şeklinde. Mehdi-Mesih, Deccal, Melheme-i Kübra (Hristiyanlar Armagedon savaşından söz ederler. Her ikisi de Kıyamet savaşına işaret eder) şeklinde 3 ayrı olayla ilişkili. Zaten sonrası Kur’an-ı Kerim’de zikredilen 3 olay var: Dabbetül Arz, Yecüc-Mecüc (Hristiyanlar “Gog-Magog’dan söz ederler).

Yahudilerde Meşiah beklentisi var. Onlar Hz. İsa’yı Mesih olarak kabul etmezler. Hıristiyanlar ise Hz. İsa’nın nüzulü, geri dönüşünü beklerler. Bu inanış İslam toplumunda da yaygındır.

Dünyanın sonuna ilişkin Tevrat’da da, İncil’de de önemli bilgiler mevcuttur. Özellikle İncil’de “Yuhanna Vahyi” bölümünde, Ege bölgesindeki 7 kilise ile ilgili olarak 7’li sistem üzerinden kıyamete ilişkin “kehanet” olarak tanımlanan bilgiler ayrıntılı bir şekilde anlatılır.

Eski İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmed-i Nejat yılbaşı mesajında, “2020’de İmam Mehdi gelecek” iddiasını ortaya attı. Sosyal medya hesabından Noel ve yeni yıl mesajı paylaşan Ahmed-i Nejat, “Umuyorum ki 2020’de İsa Mesih’in öğretilerini hayatımızda uygulamayı öğreniriz. İnşallah. Bu yıl, İsa Mesih’in desteklediği İmam Mehdi gelip insanlara yardım edecek, adaletsizliği bitirecek ve dileklerimizi gerçekleştirecek. Allah’a emanet olun.”

Ahmed-i Nejat esasen Cumhurbaşkanı iken de Mehdi ile dünürü üzerinden görüşüyordu. Ona göre Mehdi zuhur etti sadece ilanı için şartların olgunlaşması beklenmekteydi. Ahmed-i Nejat’ın dünürü Rahim Meşai, Mehdici, milliyetçi, siyaset ve din dışı konularda ılımlı bir muhafazakâr. Ancak İran’ın muhafazakâr derin devleti, Ahmed-i Nejat’ın da Meşai’nin etkisiyle giderek “sapkın” bir Mehdici dünya görüşü benimsediği görüşünde. Söz konusu tarikatın, Mehdi veya Kayıp İmam’ın dönüşü için “dünyanın sonuna giden süreci hızlandırma”ya çalıştığı bile savunuluyor. Yani bir bakıma o da “Mehdiyi kıyamete zorlayanlardan” biri gibi gözüküyor.

Geçmişteki haberlere bakınca görüyoruz ki, Meşai, İran’ın Kürt çoğunluklu bölgesinde İstihbarat Bakanlığı için çalıştığı 1984’te, o dönem Hoy kenti valisi olan Ahmed-i Nejat ile tanışmıştı. 30 yıl süren dostluk, Meşai’nin kızının 2008’de Ahmed-i Nejat’ın büyük oğluyla evlenmesiyle sonuçlanmıştı.. Ahmed-i Nejat 2009’da Meşai’yi cumhurbaşkanı yardımcısı yapmış, ama Hamaney bir hafta sonra bu kararı iptal etmişti.

mehdi ile ilgili görsel sonucu"Bakın, Mehdi inancı Şia’yı bölecek. Ahmed-i Nejat ve Meşai ekolü ile Hamaney taraftarları arasında siyasi bir çatışma var. Taraflar birbirlerini yolsuzlukla suçluyorlar. Yani İran içinde bir bölünme var. İran’da Irak Şiası yani Fars Şiası ile Arap Şiası arasında derin bir hesaplaşma var. Bu durum Necef ile Kum uleması arasında ve bunların destekledikleri siyasi otoriteler arasında bir hesaplaşmanın kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. Fars Şiası da, Arap Şiası da Arap ve Fars milliyetçiliği ile iç içe. Öte yandan; diğer ülke Şiası ve Caferilik dışındaki dini akımlar açısından da durum pek iç açıcı değil.

Yani Mehdilik tartışması Şia içinde çoklu bölünme ve çatışmaya işaret ediyor. Irak’ta yaşanan olayları, Amerikan elçiliğine yönelik saldırı(!)yı, İsrail’le çatışma eğilimini, Lübnan’da yaşanan olayları, Suriye, Yemen ve Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn’de yaşanan gelişmeleri bu gerçekler üzerinden okuduğumuzda çok farklı manzaralarla karşılaşabiliriz.

Şii-Sünni, Sufi-Selefi hesaplaşmasını bir kenara bırakalım, Hristiyan alemine bir nazar edelim.

Mehdi-Mesih konusunda Sünni kesimin de aklı karışık ve Şia ile aralarında derin ihtilaflar var. Türkiye’deki Alevi gerçeği, İran, Arap dünyası ve Türkiye’deki seküler çevrelerin bu konuya bakışları, Hind Müslümanları, Malay, Balkan, Afrika Müslümanlarının bu tartışma karşısındaki muhtemel tavırları eğer aklımızı başımıza toplamaz ise bu konunun bir hidayet değil, irtitad konusu olabileceği yönünde emareler taşıyor.

Bu arada Mehdi ve Mesih’ci diğer akımlar, Adnan Hoca konusunu da bir köşeye not edin.

Hristiyan dünyasında da Ortodoks ve Katolik dünyanın tavrı farklı. Protestanların özellikle Evanjelik ve Anglikan’ları ABD ve İngiltere’nin kontrolünde politik bir güç olarak önemli. “Tanrıyı kıyamete zorlamak” isteyen Evanjelik’ler bugün ABD siyasetinde oldukça etkili. Baba Bush askerlerini Irak’a gönderirken onları “Mesih’in ordusu” olarak selamlıyordu. İran ise “Mehdi’nin ordusu”ndan söz ediyordu.

Bu çatışmanın çekirdeği “El Bab” ile “Amik ovası”nı içine alan, Ahir dağı ile Amanos’ların devamı olan “Gavur Dağı” arasındaki bölgedir. Bu anlamda kıyamet coğrafyasının merkezinde Kudüs, ŞamHalep, Hatay, Antep, Maraş, Urfa ve Fırat var. Bu coğrafya Nil’e kadar uzanır.

Bu konuda Müslümanlar kendi içinde, Müslümanlarla Hristiyanlar kendi aralarında, Müslümanlarla Yahudiler kendi aralarında, başlangıçta Hristiyan ve Yahudiler birlikte hareket ederken, daha sonra Yahudilerle Hristiyanlar kendi aralarında savaşacaklar. Bu teolojinin arkasında böyle bir çatışma beklentisi var. Yine bu süreçte Hristiyanlar kendi aralarında, Yahudiler de kendi aralarında savaşacaklar. Hristiyanlar “Anti christ” diye saldıracaklar, bizimkiler “gayrimüslimler”i çatısında altında toplayan biri ile savaştan söz ederler. Savaşacakları orduya komuta edecek olan tek gözü kör olan Deccaldir!

Beklentiler o yöndeki, bu savaşta İsrail oğulları arasındaki Siyonistlerle Rabbiler birbirinden ayrılacak, müfsidlerin helakine ilişkin çok sayıda rivayet var. Hristiyan dünyasında en büyük şok, Papalığın sonu. Katoliklik ve Protestanlık gibi, tahrifin en büyük boyutta olduğu Hristiyanlığın üç büyük ayağından ikisinin kırılması sözkonusu.

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;