GÜNCEL

Nedret Ersanel : Devlet intikamı ve şekilleri...

Tarih
14 Aralık 2016
İzlenme
Kişi
Yazar
Nedret Ersanel
Başkan Obama'nın dış politikada “ezik” görünmemeye direnişinin makul sebepleri var...


Çünkü, başkanlık mirasının dış politika bölümü tarihin en berbat sayfalarına gömüldü ve rahmetle de anılmayacak...

Yeni Başkan'ın NATO, Avrupa ve Rusya ile ilişkiler konusunda Batı'da kaygı yaratan açıklamalarına, Obama'nın Kasım ayında gerçekleştirdiği Berlin ziyareti ve liderlerle yaptığı görüşmelerde cevap vermesinin nedeni bu.

Keza, Brüksel'de 10 gün önce gerçekleşen NATO Dışişleri Bakanları zirvesi de, Obama-Trump-Rusya ilişkileri bağlamında hayli spekülasyona kulak kabarttı...

Obama ve ABD'nin NATO müttefikleri, Trump'ın Rusya ile ilişkilerin iyileştirilmesinde sınırı geçme olasılığına itiraz ettiler.

AVRUPA'NIN ASALAK NATO MÜTTEFİKLERİ

Donald Trump, NATO ve ABD müttefikleri hakkında çok sert konuşmuştu. Hatta NATO'nun kolektif savunmaya ilişkin meşhur 5'inci maddesi hakkında şüpheli ifadelerde bulunmuştu. Nihayet Avrupa, Trump'ın ittifakı bir grup parazit olarak hor görmesi karşısında yıkıldı.

Bu tarif/itham Türkiye'yi bağlamıyor ama tersi caridir; NATO'nun Avrupalı müttefikleri Türkiye için de asalaktır. Ne zaman riskli görevler ortaya çıksa Türkiye akla gelir ve ne zaman lazım olsa 5'inci madde bize çalışmaz.. Bir eksik kalır.

'Neden siyasi bir ölüyle zaman kaybedelim' diye sorabilirsiniz ama Obama'yı, onun şahsında sembolize edilen üst aklı anlamamız gerekiyor...

Çünkü Trump'a ve bize bıraktığı mirası anlamazsak “intikam” hak olsa da izah edilemez...

AMERİKAN BAŞKANI'NI AŞAĞILAMAK...

Kabaca; Obama, Clinton ve ekibinin sadece ismini duyduklarında kıpkırmızı kesildikleri üç konu var...

Guantanamo, Ukrayna ve Suriye...

İlk konudan-ABD medyası da burayı kapatma sözünü neden tutmadığını sormaktan yoruldu-hemen kaçıyor.

Ukrayna ve Suriye'de ise kudurmuş gibi Rusya'ya, şahsileştirerek Putin'e saldırıyor.

Çünkü Moskova her iki konuda da Obama'nın “başarısız” görünmesine sebep oldu. Buradaki 'çökme'yi, küresel 'obruk'u iyi anlamalıyız.

Ukrayna ve Suriye, Obama'nın devlet adamı olarak başarısızlığının yaşayan anıtlarına dönüştü.. Arap dünyası, Ankara, Tel Aviv ve Kahire'de alay konusu olduğu gibi belki ilk kez bir dış dinamik olarak Amerikan seçim sonuçlarına etki etti.

Gerçek; Obama (ABD), Ukrayna ve Suriye'yi kendisi yarattı...

Kiev ABD yanlısı değil diye bu yapılır mı? Doğu kuşatması başlatılır mı?

Ya da hem Arap Baharı'nı tuzaklamak hem de Şam'ı kolay hedef sayarak güvence verip, Ortadoğu'daki tüm müttefikler dolandırılır mı?

İki ülke harabeye döndü, bağlı alanlarda ağır komplikasyonlar oluştu, trajik bir yenilgi ortaya çıktı. Obama yenildi.

“Amerikan askerinin postalı yere basmayacak” sözünü hatırlıyorsunuz değil mi? Bunun arkasındaki gerçek neydi biliyor musunuz?

“Yemedi”!

Kiev'i silahlandıramadı, Suriye'ye kara kuvvetleri de yerleştiremedi. Çünkü her iki sınır Rusya'nın kırmızı çizgisiydi ve Beyaz Saray'ın tüm kurmayları, “büyük sava�� çıkar” dedi.

O da, hormonlu/holografik bir terör örgütü ile mücadele için malum terör örgütleriyle işbirliğine gitti, postalını basamadığı yere “üniformalarını ve armalarını” gönderdi.

Şimdi bunların eline daha çok silah veriyor, taşınabilir, omuzdan ateşlenebilen hava hedeflerine yönelik füzeler gönderiyor.

Teröristlere gelişmiş silah vermek ne demek?

Bu silahlar kaçınılmaz olarak Türkiye'ye dönecek. Hatta Beşiktaş'ta kullanılan mühimmat için dahi bu minvalde şüpheler var.

Başkanlık süresi ve iktidarı olmayan biri bunu neden yapıyor?!

Batı'nın cehennem çökeltisine dönüşmüş ruh halinin nedenini şu satırlarda yakalayabiliriz...

“Biz, hakkında hiçbir şey bilmediğimiz, karışmak istemediğimiz yabancı rejimleri devirmeyi bırakacağız. Odak noktamız terörizmi yenmek olmalıdır. Tükenmiş bir ordu istemiyoruz, zira savaşmamamız gereken bir bölgede savaşıyoruz. Ordumuzu saldırı için değil, korumak için yapılandıracağız.” ('Trump lays out non-interventionist U.S. military policy', 06/12, Reuters.)

Trump'ın bu sözlerinden sonra Obama yönetiminin aldığı kararlardan ne anlıyoruz?

Ülkesinin sonraki yönetimini bile savaşa mahkûm bırakmayı..

İşte, “müesses nizam” denilen bu.

TÜRK TİPİ İNTİKAM: 'KEYSER SÖZE' ETKİSİ...

Nihayetinde Trump'a da güvenecek değiliz.. Hem de hiç.

Sonunda NATO, Washington'un istediklerini paşa paşa yerine getirecek ve ABD'nin beklediği gibi Rusya karşısındaki pozisyonunu pekiştirecek. Yeni atanan Savunma Bakanı James Mattis'in niteliklerinin Brüksel ve Obama yönetimi tarafından sevinçle karşılanmasının sebebi o.

Dışişleri Bakanı Kerry, “O anlıyor” dedi!

Gelelim intikam meselesine...

'Sakiniyet hakimiyettir' sözüyle sembolize edilebilecek, soğukkanlılık ve diplomasi tavsiye eden bilgelik yanlış olabilir mi?

Elbette değil.. Ama yukarıdaki bölüm 'o bilgelik' için yazıldı.

Devlet intikam alır. Bunun onlarca örneği tarihte ve farklı coğrafyalarda mevcut.

Hatta canlı bombalara, intihar saldırılarına karşı 'kesin' çözümler üretmiş ülkeler de var!

Devlet bunu yapacaksa, yine usulünce ama bu sefer kamuoyunun “görebileceği” biçimde yapmalı.

Çünkü “daha azı veya inkâr edilebilecek kadardan gizlisi” kimseyi kesmeyecek...

Yani...

“Şeytanı arkasından vurabilirsiniz”, mümkün..

Ama ıskalamayın!

Yenişafak
14 Aralık 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;