Sesli Makale

19 Mart 2015

“Osmanlı’yı yeniden kuracağız” diyen bir adam o!

Erdoğan yetmiyormuş gibi bir de omuzdaşı Davutoğlu var!

Hakan Fidan da işin cabası…

Yeni bir Gezi ayaklanması tutmayınca Fidan’ın MİT’e dönmesinden rahatsız olan “çok uluslu birleşik derin yapı ittifakı”öncülüğünde PKK’nın Kandil sakinlerinden Cemil Bayık, Stockholm Sendromu yaşayan Ahmet Şık’a röportaj verip Paris cinayetleri üzerinden yeni bir gündem oluşturmaya çalışırken Davutoğlu’nun bir kez daha şu yaptığına bak!

Başörtüsüyle TBMM’de yemin etmek isteyen Merve Kavakçı İslam’a yapılanları hatırlatarak,

“Bu kadına haddini bildirin!”diyen Ecevit adına ondan özür dilemek de nedir?

“28 Şubat’ta yaşananlardan emri verenler kadar Ecevit gibi Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz da sorumludur. Ecevit, en yüce mahkemeye intikal etti. Demirel ise, bu dünyada olmazsa ahirette eminim ki adalet önüne çıkacak” demişti Merve Kavakçı.

Hayatta olanlar susarken bir Başbakan’ın özür dilemesi olacak iş değil.

28 Şubat post modern darbesinden sonra 1 Mart sabahına umutlarla uyanan “Eski Türkiye sevdalıları”yine derinden sarsıldı.

Ecevit’e sahip çıkan, şefaatçi olacağını söylemesini de şerî açıdan çok problemli görmeyen Fethullah Gülen’in sözünün üstüne ne büyük bir sözdür bu!

28 Şubat ile en büyük yüzleşmedir bu!

İkna odalarını kuran Nur Serter’in ideolojisine saplanmış en derin hançerdir bu.

28 Şubatta “Beceremediniz, çekilin!” başlığını atıp “Başörtüsü füruattır” diyerek hizmet(!) okullarında dahi hiç zaman kaybetmeden öğretmenlerin ve öğrencilerin başını açanlara “Asıl siz beceremeyeceksiniz”  demektir bu.

Bir devrin mağdur edilen başörtülü kadınlarına, devlete güvenme teminatıdır bu.

Doğudan Batılı çocuklar çıkarmak isteyen akla en iyi cevaptır bu.

Evet, Başbakan Davutoğlu’nun da vurguladığı gibi Merve Kavakçı’ya başörtüsüyle yemin ettirmediler. Yeni Türkiye’de ise bugün başı açık, başı örtülü bütün kadınlarımız onurla TBMM’ye giriyor.

Eski Türkiye’nin bütün kalıntıları ayaklar altına alınıyor.

Şimdi de sırada mağduriyetleri telafi edilemeyenler için iade-i itibar olmalı.

Ecevit’in girişimleriyle dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in hiç düşünmeden imzaladığı Merve Kavakçı’yı vatandaşlıktan çıkartan kararnameyi de bir grup toplantısında yırtıp atmak da “Bir yemin etti ki…” başlıkları atanların suratına yapıştırılan en iyi vesika niteliğini taşır.

Samimiyet adaletle taçlanır.

Kavakçı’ya “Vatansız kalabilir” diyenlere bu kadarı bile çok acı tabii. 

Sahi Nazlı Ilıcak’ta durum ne?

 
Diriliş Postası