Sesli Makale

24 Haziran 2015

Akkuyu Nükleer Güç Santrali ile Türk Akımı Gaz Boru Hattı’nın Türkiye için ne kadar önemli projeler olduğunu ve bundan duyulan rahatsızlığı daha önce yazmıştık.
Bu konu birilerinin gündeminden ise hiç düşmüyor. Kısa bir süre önce AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, raporu kabul etmediklerini ve iade edeceklerini ifade etse de Avrupa Parlamentosu, 2014 yılı Türkiye İlerleme Raporu’nu kabul etti.
İşin en ilginç yanı Avrupa Birliği’nin Rusya ve Türkiye arasındaki enerji işbirliğinden duyduğu rahatsızlığın, AP raporuna resmen girmesiydi. Raporda, Türkiye’ye Akkuyu Nükleer Santrali’ne yönelik çalışmaların durdurulması çağrısı yapıldı. Bundan sonra atılacak adımlara Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi’nin dahil edilmesi, bu yapılamıyorsa en azından danışılmasının söylenmesi de dikkat çekiciydi.
Ayrıca Akkuyu Santrali’nin inşa edileceği yerin deprem riski taşıdığı ve deprem olması halinde sadece Türkiye’yi değil, bölge ülkeleri ve Kıbrıs’ı da tehlikeye maruz bırakabileceği vurgulandı.
Geçtiğimiz gün AB’den Türkiye’ye yine Akkuyu çağrısı yapıldı. Enerji Birliğinden Sorumlu Avrupa Birliği Komisyonu Başkan Yardımcısı Maros Sefcovic, “AB yolundaki Türkiye’nin, Akkuyu Nükleer Santrali inşaatında AB hukukuna uymasını bekliyoruz” dedi.
Sanki Akkuyu için gerekli önlemler alındığını bilmiyorlarmış gibi Sefcovic, söz konusu nükleer santral için yüksek derecede güvenlik önlemlerini sağlayacak yasal çerçevenin geliştirilmesinin gerekli olduğunu kaydetti.
Tüm bu uyarılar yapılırken, sürekli ve bilinçli olarak AB yolunda ilerleyen Türkiye vurgusu yapılması da tesadüf değildi.
AB’ye üye ülkeler, egemenlik haklarından biri, hangi kaynaktan enerji elde edeceğine karar vermek olsa da bunu AB kanunlarını uygulayarak yapmalıydı!
Oyalama taktiklerinin içeriğine bir de böylelikle Akkuyu şartı eklenmişti.
Oysaki temeli 14 Nisan’da atılan ve karadaki inşaatı 2016 yılında başlayıp 2023’te tamamlanması planlanan santralden duyulan rahatsızlık bunların hiçbiri değildi.
Türkiye’nin enerjisine enerji katacak olan santral diğer taraftan da enerji açığının kapanması adına büyük önem taşıyor. Cari açığın kapanması adına da faydalı olan nükleer sanayi kolları ve istihdam alanları oluşması açından da dikkat çekiyor.
İşte, AB’nin asıl rahatsızlığı bu!
Hazır seçimlerle biraz rahatlayıp AK Parti’nin tek başına iktidar olmasının İsrail için büyük bir tehlike olduğu bile itiraf edilmişken, ülkeyi kalkındıracak tüm projeler de durdurulmalı.
Bir yandan YPG güçleri Tel Abyad’ı ele geçirip IŞİD de Azez’e yönelmişken ve Kürt devletine zemin hazırlamaya yönelik hamleler yapılırken, Türk Akımı’nı bir türlü engelleyemeyen ABD’nin de bu konuda eli güçlenmeli!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da dediği gibi İslam dünyasının zor ve meşakkatli bir süreçten geçerken maalesef Batı dünyası, demokrasi, insan hak ve onurunun korunması, mağdur ve mazlumlarla dayanışma noktasında gerçekten kötü bir imtihan veriyor. Kendi vatandaşları için gerekli gördükleri birçok hakkı, Mısır, Suriye, Irak, Filistin vatandaşları için adeta lüks görüyor. Bunu da her türlü uygulamada gösteriyor.
Çünkü plan başka, bu planda merhamete ve adalete asla yer yok! Bunların hepsi de aynı!
Aslında tüm yollar iptal edilen 3. köprünün güzergâhındaki zihniyete çıkıyor!
Bilmem anlatabildim mi?

Diriliş Postası