YAŞAM

Yavuz Bahadıroğlu : Sual melekleri “yılın modası”nı sorar mı?

Tarih
22 Mayıs 2016
İzlenme
Kişi
Yazar
Yavuz Bahadıroğlu

Farkında olarak ya da olmayarak, hemen hemen hepimiz “moda”ya göre yaşıyoruz...

Modaya göre yaşıyoruz, ama modanın nelere mal olduğunu fark ettiğimizi pek sanmıyorum.

“Moda”, giyimin yanı sıra müziği, rengi, mimariyi, estetiği, muhiti, ülküyü, ülkeyi, fikri, kitabı, düşünceyi, dili, yemeği belirliyor...

Açıkçası “moda”, hızla eskiten ve hızlı eskiyen bir hayal kırıklığıdır!

En büyük zararı çeşitliliğe verdi: Çeşitlilik ortadan kalktı... 

Nüans farkıyla aynı şeyleri yapıyor, benzer şeyler yaşıyoruz.

¥

Bugünlerde şu “moda” konusuna fena halde takmış bulunuyorum...

Nasıl takmayayım ki, yaz modası, kış modası, bahar modası, bayan modası, erkek modası diye diye, nihayet geldik “tesettür modası”na... 

Defileler, mankenler, alkışlar...

Kıyafetlerin özü ve özeti şu: Başını bağla, gerisini salla!..

Sanki emrolunan yalnızca baş örtmek!..

Sanki vücut başkasına ait!..

Sanki “saçın bir telini” göstermeye sorgu-sual var da daracık kıyafetlerle aşırı makyaja yok!

Baş sımsıkı kapalı, vücut yalpalı!..

Artık “uyduk modaya” diye mi “Tekbir” alacağız?

“Bu yol ‘kefen modası’na kadar gider” demiştim bir yazımda, oraya doğru gidiyor. 

Arkasından gelsin defileler, gelsin satışlar, gelsin paralar...

Hiç merak etmeyin: Biz bu kafayla, “tesettür defilesi”ne alıştığımız gibi “kefen defilesi”ne de alışırız!

Son zamanlarda her şeye kolayca uyum gösterip kafa sallıyoruz nasılsa!.. 

¥

Eskiden “ehl-i dünya” tam sayfa “ölüm ilânı” verir, biz “Kabir melekleri gazete okumuyor” diye gülümserdik...

Zenginleştikçe biz de aynı yolu benimsedik: Yıllardır biz de tam sayfa ölüm ilanları verip ölen yakınımızı öve öve bitiremiyoruz.

Yoksa sual melekleri artık gazete okumaya mı başladılar?

Bize “Rabbin kim?” yerine “modacın kim”, “hangi dindensin?” yerine, “hangi marka giyiyorsun” diye mi soracaklar?

Bazılarımız ancak böyle sorgulanırsak, paçayı kurtarırız!

Bu gidiş gidiş değil! 

¥

“Moda” doğru ve kalıcı olanın değil, geçici heveslerin adıdır. “Modanın modası” o kadar çabuk geçiyor ki, maceracı karakteriyle tanıdığımız yazar Oscar Wilde bile bu hız karşısında dayanamamış, “Moda denilen şey o kadar çirkindir ki, onu her altı ayda bir değiştirirler” deyivermişti.

Bu kadar hızlı bir değişkenliği, İslam gibi bir “ebedi”yetle yan yana yazmak bile abesle iştigal olsa gerektir. Ayrıca her din “ihtiyaç”tan doğar. Modanın karakterinde ise “ihtiyaç” değil, keyif ve aşırı tüketim hırsı yatmaktadır. 

Eskiden (fukaralık günlerimizde) dindar Müslümanların, temel ihtiyaçlarla sınırlı, son derece sade, gösterişsiz bir hayat tarzları vardı. Ellerindekini paylaşır, dünya ötesi emellerin hizmetinde harcarlardı. Şimdi ise tam tersi bir hayat yaşıyoruz...

Eskiden, “takva”mızla değerlenirdik; artık “marka”mızla değerleniyoruz!

Sonuçta herkes kendi hesabını verecek. Bu konuda tek itirazım olabilir: “Moda” merkezli ticaret yapmak isteyen dindar işletmeciler, bir buçuk milyar Müslüman’ın ortak paydalarını simgeleyen isim ve kavramları (Zemzem, Mekke, Medine, Hira, Tekbir, Elif vs. gibi) firmalarına isim olarak seçmesinler. 

Gerisi, kendi bilecekleri...

YeniAkit
22 Mayıs 2016

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;