SİYASET

Süleyman Özışık : Yeniden başlayabilmek...

Tarih
05 Nisan 2019
İzlenme
Kişi
Yazar
Süleyman Özışık

"Bundan sonra seçim sonuçları değişse bile benim için bir kıymetiharbiyesi yoktur" dedim diye, beni okuyan veya bana inanan arkadaşlar isyan ediyor.

Ben galiba kendimi, derdimi anlatamıyorum. Oysa söylediğim şey o kadar net ki...

"Benim inandığım dava bu duruma düşmemeli, düşürülmemeliydi" diyorum. "Binali Bey'i beş bin, on bin, on beş bin oyun hesabını yapacak konuma düşürmemeliydik. Çalınan oylara rağmen Binali Bey ezip geçmeli ve tarihî bir fark atmalıydı. Bu aşamadan sonra 5 bin, on bin oy farkıyla kazanılması beni kesmez, mutlu etmez" diyorum.

Ve bence hiç kimse böyle bir sonuçtan dolayı mutlu olmamalı...

Ancak; Ekrem İmamoğlu'nun kazandığı açıklansa dahi, kimse bu durumdan dolayı mutsuz ve umutsuz olmamalı.

Çünkü eğer inanabilirsek, böylesi bir kayıp, gelecek olan zaferin habercisi olacak.

Bizler, sırtını yalnızca Allah'a yaslayan ve kaderin üzerinde bir kader olduğuna inanan bir davanın mensupları değil miyiz? Bizler, göklerden gelen bir karar olduğuna iman etmiş insanlar değil miyiz? Bizler, tam da o şiirde söylendiği gibi, yenilgi yenilgi büyüyen zaferlere imza atmış bir topluluk değil miyiz?

Şunu bin kere söyledim, bir kere daha söyleyeceğim. Hak davasında yenilgi yoktur, imtihan vardır. Eğer bizler, bu partinin hak davasını savunduğuna tüm kalbimizle inanıyorsak, bu imtihanı başarıyla atlatacak ve başarıyla taçlandıracağız.

İsyan etmenin, pes etmenin, mutsuz ve umutsuz olmanın zamanı değil. Başarılı olabilmek için aşağılık insanların kötü emellerine alet olanların kazandığı sahte zaferlere üzülmenin sırası değil. 

Allah bize böyle zaferler nasip etmesin!

Çünkü aramızda dağlar kadar fark var.

Onların küçük ve kirli zaferleri, Amerika, Almanya, Fransa, Yunanistan gibi dünya barbarlarını sevindirir.

Bizim destansı zaferlerimiz Pakistan'dan Malezya'ya, Sudan'dan Kazakistan'a, Azerbaycan'dan Umman'a, Lübnan'dan Bosna'ya, Katar'dan Filistin'e, Mısır'dan Afrika'ya, Türkmenistan'dan Suudi Arabistan'a kadar bir ümmeti ayağa kaldırır. 

Aramızda fark var.

Onlar; Selahattin Demirtaş'la, Figen Yüksekdağ'la, Can Dündar'la, Mine Kırıkkanat'la, Müjdat Gezen'le yürür. 

Bizler; Ömer Halisdemir ve Fethi Sekin gibi vatan evlatlarıyla, vatanını canından aziz bilen şehitlerle, vatanı için canından bir parça kaybeden gazilerle yürüyoruz.

Varsın onlar, milletine darbe yapan, ülkesini bombalayan hain FETÖ'cülere "Mehmetçik" desin. Bizler; "Hedefimiz Kızılelma" diyen, cenge koşarken, "Bizi beklemeyin" diyen Peygamber Ocağı'nın şerefli mensuplarıyla yürüyoruz. 

Çünkü; biz, terör örgütleriyle iş tutan, "Gelin ülkemize darbe yapın" diyerek Avrupalıların ayak suyunu içen, "Türkiye güvenli değil, sakın gelmeyin" diyerek ülkesini karalayan sefillerle yürümüyoruz.

Biz, Pakistan'da güllerle, Kosova'da türkülerle, Arakan'da nidalarla, Filistin'de dualarla, Sırbistan'da alkışlarla, Amerika'da, İngiltere'de Almanya'da ay yıldızlı bayraklarla karşılanan bir adamın arkasından yürüyoruz.

Biz, vatan hainlerine adalet getirmek için Ankara'dan İstanbul'a yürüyen birinin değil...

Somali'de posterlerle, Sudan'da tekbirlerle, Tunus'ta ilahilerle, Çad'da tebriklerle selamlanan bir liderin ardından yürüyoruz.

Makedonya'da halife, Kosova "Sultan oğlu Sultan" unvanlarıyla anıldığı için...

Azerbaycan’da "Can kardeş", Bosna'da "Candan öte" karşılanan, kanın oluk oluk aktığı İslam coğrafyasında "Ümmetin umudu" olarak görülen bir adam oğlu adamın ardından gidiyoruz. 

Eğer biz, yeniden biz olduğumuzu ve daha da önemlisi kim olduğumuzu hatırlarsak, başarabiliriz.

Cumhurbaşkanımızın anlattığı Kadıhan ile Hülâgü hikâyesini hatırlayın. Kadıhan, şehrini istila eden Hülâgü'nün, "Beni buraya getiren sebep nedir?" sorusuna nasıl cevap vermişti hatırlayın:

“Seni buraya bizim amellerimiz getirdi. Allah’ın bize verdiği nimetlerin kıymetin bilemedik. Esas gayemizi unutup makam, mevki mal mülk peşine düştük. Zevk ve sefaya daldık. Cenab-ı Hak da bize verdiği nimetleri almak üzere seni gönderdi” demişti ve eklemişti:

"Biz, benliğimize dönüp, kısa zamanda toparlanıp, bize verilen nimetin kıymetini bilir, zevk ve sefadan, haramdan ve israftan, zulümden, birbirimizle uğraşmaktan vazgeçersek işte o zaman sen buralarda duramazsın!”

Biz şu an bu gerçeği bütün dehşetiyle bir kez daha yaşıyoruz. Unutmayalım ki biz, yeniden biz olduğumuzda bunlar burada duramayacak!

Bu uğurda birbirimizi kıracağız, inciteceğiz ama daima doğruyu ve hakkı konuşacağız. Yanlış yapanı söylemlerimizle üzeceğiz ama itmeyecek, kapı dışarı etmeyeceğiz. Darılmak, küsmek, kapıyı çekip gitmek olmayacak. 

Haksızlık nereden gelirse gelsin karşısında dikileceğiz. Hırsız bizdense, hesabını soracağız. Yanlış yapanın yanlışını gözüne sokacak, doğru yola çağıracağız. Birbirimize iftira atmayacak, kara çalmayacak, yerine göz dikmeyeceğiz.

Şunu ya da bunu değil, sadece ama sadece Allah'ı memnun etmeye çalışacağız.

Bizim gibi düşünmeyenlere kem sözlerle saldırmayacak, küfrü ve hakareti bir tarafa bırakacağız. "Makarna da veriyor musunuz?" diyen edepsizlerin karşısında edep timsali Yusuf Özoğul gibi olabilirsek, başaracağız.

Biz, biz olduğumuzda "Katı CHP'li" olmasıyla bilinen Savcı Sayan gibi insanları bu davanın neferi hâline getirebiliyoruz. Biz, biz olduğumuzda Süleyman Soylu gibi aslanları bulup sahaya sürebiliyoruz.

Yapmamız gereken şey çok ama çok kolay!

İşbaşı yapan yeni belediye başkanlarını göz hapsinde tutacağız. Milletvekillerine gerekirse nefes aldırmayacağız. Yeri geldiğinde onlarla beraber çalışıp koşturacağız. Ehliyetin ve liyakatin olmadığı, rantın, rüşvetin ve yolsuzluğun olduğu yerlerde isyan çığlıkları atacağız.

Bırakın parti içindeki yanlış insanlardan yana dert yanmayı. İçimizdeki yanlışları da yanlış insanları da düzeltmek bizim elimizde. Onlar bu davanın neferi olamıyorsa, biz olacağız.

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YORUMLAR

  • ayoruk

    09 Nisan 2019 01:32
    2 0
    Aşağıda geçmiş olduğum yorumlarımı derinliğine düşünmeden, kafirden şundan bundan bahsedenlere uyarımdır. Aşağıda isimlerini verdiğim sözleşme ve yasalar, zaten KÂFİR YASA VE SÖZLEŞMELERİDİR. Bu yasa ve sözleşmeler ile AİLELER PARÇALANIYOR. İnsanlar birbirine düşman ediliyor. BUNDAN DAHA İYİ KÂFİRLİK OLUR MU???
  • TEK

    08 Nisan 2019 10:15
    4 0
    Kamu kurumunda memur olarak çalışıyorum . Benim anlamadığım kendimi bildim bileli refah partisi . saadet ve ak parti ile büyüdüm en az 12-13 seçimdir hep Ak Partiye oy verdik ailecek ama gelin görün ki ne hikmetse devlet kadrolarında Ak Partiye değil oy vermeyi arkasından atıp tutan kötüleyenler atamalarda tayinlerde ve diğer resmi işlemlerde işlerini çok güzel hallediyorlar. Oy veren kimselerde işlerini bir türlü halledemiyorlar. Nasıl iştir anlamış değilim....
  • İhsan

    07 Nisan 2019 16:09
    1 0
    Dogru bir yazi
  • hursit dilaver

    06 Nisan 2019 17:04
    0 0
    HAK DAVA NAMLI İHVANIMA,,''' MÜSLÜMANLARIN 1 TANE DAHİ OYU KAFİR VE SEFİL CHP VE İTTİFAK KURDUĞU AMERİKAN EMPERYALİZMİNİN KÖPEKLERİNE GİTMESİN 1 OY DAHİ OLSA KAFİRE GİTMESİN''' yorumunu anlıyacak müslüman,verdiğ oyun onu ebedi bir küfre götüreceğini bilıyor mu..o şuur yok işte.HALBUKİ, AŞAĞIDA İMAN VE NAMAZ İLE İSTİNCA İSTİBRADAN ÖNCE BU SORULACAK.İMANINIZLA TERS İSE ebedi cehennemliksinizdir.tövbesi de olmaz.
  • HAK DAVA

    06 Nisan 2019 10:30
    0 0
    SÜLEYMAN BEY MESELE İBB MAZBATASI DEĞİL ASIL MESELE BU MÜSLÜMANLARIN 1 TANE DAHİ OYU KAFİR VE SEFİL CHP VE İTTİFAK KURDUĞU AMERİKAN EMPERYALİZMİNİN KÖPEKLERİNE GİTMESİN 1 OY DAHİ OLSA KAFİRE GİTMESİN
  • Akif

    06 Nisan 2019 06:46
    1 0
    Dilinize yüreğinize saglik
  • ayoruk

    06 Nisan 2019 01:14
    3 0
    5)ya da hukuksuz, adaletsiz ve suçsuz yere maddi ödemelere maruz kalıyor. Bunlara zemin hazırlayan da AK PARTİ iktidarlarıdır. Bunca insan AHH ederken, herhalde bunun bir bedeli olacaktı. Tüm bu haksızlıklara sesini yükseltmeyen seyirci kalan, sizin gibi sözde müslümanlar da gerek bu dünya da çekeceğiniz çileler ve gerekse ahirette vereceğiniz hesaplarla bu bedeli herkes ödeyecek.
  • ayoruk

    06 Nisan 2019 01:09
    3 1
    4)Çok doluyum ancak fazla uzatmak istemiyorum. Ak Parti döneminde imzalanmış ve hakkında yasa çıkarılmış, İSTANBUL SÖZLEŞMESİ, 6284 sayılı yasa, TMK-124,TMK-174, TMK-175 sayılı kanunlar, ne diyor diye, açıp okumanı tavsiye ederim. Bu hukuksuz ve KADIN BEYANINI ESAS alan yasa ve hukuk müesseseleri sebebiyle, 100 binlerce insan ya hapis yatıyor ++
  • ayoruk

    06 Nisan 2019 01:03
    3 1
    3)Kadın kocasına bu akşam başım ağrıyor, git öteye" dediğinde, erkeğin ihtiyaç gidermesi için gayrimeşru yola gitmeye sevk eder. Benim Peygamberim buyurur ki, "kadın kocasına bu şekilde itiraz ettiğinde, kocasının ihtiyacını reddettiğinde, kadına sabaha kadar melaikeler beddua eder" buyuruyor. Peki sizin Peygamberiniz ne buyuruyor Süleyman Bey?
  • ayoruk

    06 Nisan 2019 01:00
    3 1
    2) Yoksa 6284 sayılı sapık yasayı çıkarmaktan mı geçiyor Süleyman Bey? Ya da hiçbir kitapta yer almayan, kadına, boşanma halinde, SÜRESİZ NAFAKA vermekten mi geçiyor? Ya da, 2 ay üst üste nafakayı ödeyemeyen eşi 3 ay cezaevine tıkmaktan mı geçiyor? Ya da, evli olduğu eşi hakkında, "eşim bana tecavüz ediyor" diye şikayette bulunan ve bu meyanda, "erkeğe 10 yıldan az olmamak kaydıyla hapis cezası vermekten mi geçiyor Süleyman Bey? Bu aynı zamanda şu anlama geliyor.
  • ayoruk

    06 Nisan 2019 00:53
    3 1
    1)Süleyman Bey, sizin inandığınız davayı şahsen ben anlamıyorum. Sizin davanız hangi davadır, Süleyman Bey? Yoksa benim bilmediğim haşa başka bir Kuranı Kerim var da ben mi bilmiyorum? Benim bilmediğim, öğrenmediğim HARAM var da ben mi bilmiyorum? "Allah'ı memnun etmek" sapık İSTANBUL SÖZLEŞMESİ ni imzalamaktan mı geçiyor, Süleyman Bey?
  • Ali Hata

    05 Nisan 2019 19:19
    2 0
    Ağzına yüreğine sağlık üstadım. Rabbim sizin gibi gerçekleri eğip bükmeden söyleyebilen kardeşlerimizin sayısını artırsın inşallah. Selamlarımla.
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;