Sesli Makale

Bana göre siyaset, inançların özgürce yaşanabilmesinin yolunu açabilmek için yapılmalı...

Bizde durum, bunun tam tersi yönünde ilerliyor. 

Son yıllarda bazı cemaat ve tarikatlar dini inançları, siyasetin yolunu açabilmek için kullanmaya başladı. 

Pensilvanya'daki hain ve onun sözde cemaati bunlardan sadece biriydi.

Yıllar yılı insanları inançlar üzerinden sömürdüler. 

Kudrete yakın olanın canı kudret çeker derler. Onlar da bu kudrete çok yakındı ve canları daha çok kudret çekti. Sonucun ne olduğunu hepimiz 15 Temmuz gecesi yaşadık, gördük.

Ancak birileri bundan ders almadı.

Elindeki cemaat gücünü, oy gücüne dönüştürme yöntemiyle iktidara gelenleri avucuna almak isteyenler hiç bitmedi.

İşte Alpaslan Kuytul ve müritleri...

Sohbet adı altında toplandıklarında, tek meseleleri iktidara vurmak oldu. Öyle bir zaman geldi ki darbeyi alkışlayacak hale geldiler. Öyle bir dönüştüler ki devlete ve devletin değerlerine karşı çıktıklarını fark etmediler.

Amerika, Almanya, İngiltere ve Rusya ağzıyla konuşmaya, ülkeyi yöneten iktidara aleni hakaretler ve tehditler savurmaya başladılar.

En sonunda Alpaslan Kuytul tutuklandı, cemaat adı altındaki yapıya el konuldu ve bu sorun da ortadan kaldırıldı.

Anlaşılan birileri bundan da ders almamış.

Günlerdir önüme bazı video ve ses kayıtları geliyor. Süleymancılar olarak adlandırılan bir grup dini, Kur-an'ı, Allah'ı anlatmayı bir kenara bırakmış, birer siyasetçi gibi oy avcılığına çıkmış.

Bahsi edilen grup Süleymancıların bir kolu mudur yoksa bizzat merkezi midir bilemiyorum. Ama bildiğim şu ki kendilerine kısaca Süleymancılar diyen bu grup, seçim döneminde CHP, HDP ve İyi Parti'den daha çok ev dolaşmış.

Kayıtlar bunu gösteriyor.

Pek çoğunu dinleme imkânı buldum bu kayıtların. İnanın nutkum tutuldu.

Bir cemaat mensubu şahsın birini arıyor, "Abi kesin mi İYİ Parti'ye mi oy vereceğiz" diye soruyor ve evet cevabı alıyor. "Peki ama buna uymazsak günah olur mu?" diye tekrar soruyor telefonun ucundaki şahıs.

Gelen cevap tüyler ürpertici:

"Vallahi o zaman kaybeden sen olursun. Yani öteki alemde Allah üstadımızı sana gönderdiğinde ne diyeceksin?" 

Böyle bir rezillik, böyle bir kepazelik olabilir mi?

Bakın arkadaşlar!

Bir cemaatin, istediği partiye oy verme hakkı da var, istediği cemaate topluca oy verilmesi talimatı verme hakkı da...

Bu konuda söyleyecek tek sözüm yok. 

Ancak bir cemaat, farklı düşüncedeki mensubuna, "Sen kaybedersin. Allah öteki alemde üstadımızı sana gönderirse ne diyeceksin?" diyemez!

Bu, bu korkunç bir şey!

Bu bildiğin Fetullah Gülen taktiğidir. Kusura bakılmasın ama bu din falan değildir. 

Yani Allah öteki alemde üstadı, "Git şundan İyi Parti'ye niye oy vermediği için hesap sor" diye mi gönderecek?

Böyle bir şey olabilir mi?

Böyle bir din anlayışı olabilir mi? 

Yani, "İyi Parti, cemaatlere AK Parti'den daha sıcak bakıyor. Bizim de dini özgürlük alanımızı genişleteceklerine dair söz verdiler" dersin, bunu anlarım. 

Ama, "Meral Akşener'e oy vermezseniz öteki alemde hesaba çekilirsiniz" derseniz, bunu anlamam!

Bu din bize öteki alemde şefaatçi olacak tek kişinin Hazreti Muhammed Mustafa olduğunu söylüyor yanılmıyorsam. Ve en son bu göreve Pensilvanya'daki hain soyunmuş, Ecevit'e şefaat edeceğini söylemişti.

Onu büyük bedeller karşılığında def etttik de şimdi başımıza Allah adına yeni bir şefaatçi mi çıktı? Bahsi edilen üstat hangi sıfatla Allah adına ahirette bizden hesap soracak söyler misiniz?

Hangi sıfatla?

Yetmedi mi artık Allah aşkına?

Allah adına konuşarak, Allah adına karar vererek şu mukaddes dine verdiğiniz zarar yetmedi mi?

Dinle uzaktan yakından alakası olmayan, tamamen hurafelerden oluşan şu saçma sapan fetvalar nedeniyle daha nereye kadar İslam'a zarar vereceksiniz merak ediyorum?

Darbe gecesi evinden çıkmayan, darbecilere "Ana kuzusu" darbenin karşısında iman gücüyle direnenlere "Katil" diyen Meral Akşener'e oy vermedik diye cennet yüzü göremeyecek ve ahirette hesaba çekileceğiz öyle mi?

Razıyım ben kardeşim!

Bu uğurda hesaba çekilmeye razı olurum ama vallahi sizinle aynı cennete girmeye razı olmam!

yazının kaynağı