FETULLAHÇI Terör Örgütü elebaşı Gülen’in yeğeni Ebuseleme Gülen’in açıklamaları sözde “barış güvercinlerini” yine havalandırdı.
PKK terör örgütü de ne zaman sıkışsa yine sözde barış laflarıyla ortaya çıkanlar gibi bu kez de başkaları fırsatı kaçırmadı.
Oysa “barış” ya da “af” değil “hesaplaşma” peşinde olan FETÖ’cülerin sanki böyle bir talepleri varmış gibi yazıp çizenleri ya gaflet ya delalet ya da ihanet içinde olanlar diye üçe ayırmak gerekir. Üçünün bu ülkeyi götüreceği sonuç değişmez; haine merhamet, şehitlere ve vatana ihanettir.
Barış denilen şey ancak, FETÖ’cülerin suçlarını itirafı, halen sürdürdükleri ihanetten vazgeçmeleri ve cezalarını çekip herkes gibi toplum içine karışmaları ile mümkün.
“Masum” denilen tabandan kaçı FETÖ içinde olduğu için pişman? Cevap vereyim; sıfır...
GÜLEN’İN DARBE İTİRAFI
Ebuseleme Gülen’in, FETÖ elebaşının 15 Temmuz darbe girişiminden 2.5 ay önce “Arkadaşlar bir şey düşünmüş. Yakında Türkiye’deki bütün kurumlar el değiştirecek. Siz de çok önemli kurumlara geleceksiniz. Sakın bu olduğunda, bunu yapanların bizim arkadaşlar olduğunu belli etmeyin. Bulunduğunuz konumlarda mütevazı olun, renk vermeyin” demesi, Meral Akşener hakkında hazırlanan oyunu hazırlamış olması, Adil Öksüz ile görüşmesi, sadece kendi yaşadığı olaylarla ilgili tanıklarını gösteriyor.
UYANIKLIK MI YANILGI MI
Ebuseleme Gülen’in yaşadığı ve tanıklık ettiği olaylar üzerinden FETÖ’yü sanki Pensilvanya’daki kamp ve çevresindeki 200 kişi ile sınırlı zannetmesi eğer uyanıklık değilse yanılgıdan başka bir şey değil. Ebuseleme Gülen, “Biliyorsunuz işte, her gün, her gün bir masum içeri alınıyor; bütün Türk halkı da biliyor. O komşularının tertemiz insanlar olduğunu, sırf bir sohbete, çay içmeye gitti diye ya da bir bankaya para yatırdı diye insanlar yıllardır hapiste. Bu nasıl bir vicdan?” diyerek, başta amcası FETÖ elebaşı Gülen olmak üzere tüm olaylardan sorumlu 200 kişinin bir uçağa binip Türkiye’ye dönme fikri ise sadece bir fantezi. Bu konuda yalnız değil; onun sözleri üzerinden fantezi kuran başkaları da örgüt tabanı ile KHK’lılardan örnek vererek “FETÖ’cülerle barış” sloganları atmaya başladı.
15 Temmuz’dan bir iki yıl sonra bu tür fikirleri ortaya atanlar olmuştu. Bank Asya’ya para yatırmanın, ByLock kullanmanın, FETÖ sendikasına üye olmanın, FETÖ okullarında okumanın, ankesörlü hat kullanmanın hatta örgüt sohbetlerine katılmanın suç olmayacağını söyleyip, özellikle OHAL kapsamında çıkartılan KHK’lar ile ihraç edilenlerin görevlerine iade edilmesini, yani FETÖ’nün yeniden devlete sokulmasını talep edenler çok olmuştu.
AL SANA MASUM KHK’LI
O tarihten bu yana, KHK’lıların durumu “masumiyet” ve “mağduriyet” kavramları üzerinden
anlatılmaya çalışılırdı.
Ben de birkaç kez “masum” denilen KHK’lılarla ilgili OHAL Komisyonu’nun şu rakamlarını paylaşmıştım:
OHAL Komisyonu’na yapılan 127 bin 292 başvurudan108 bin 302 gerçek kişinin dosyası hakkında ret kararı verildi. Haklarında ret kararı verilen;
- KHK’lıların 102 bin 282’inin yani yüzde 95’i hakkında terör soruşturması ya da kovuşturması var.
- KHK’lıların 58 bin 955’i yani yüzde 55’i bu terör suçlarından, mahkemeler tarafından mahkûm edilmiş.
- KHK’lıların 53 bin 807’si yani yüzde 50’si FETÖ’nün kuruluşlarına para transfer etmiş, mali destek sağlamış.
- KHK’lıların 43 bin 190’ı yani yüzde 40’ı FETÖ elebaşı Gülen’in talimatıyla Bank Asya’da yeni hesap açmış ya da var olan hesabına para yatırmış.
- KHK’lıların 37 bin 509’u yani yüzde 35’i, örgütün kripto haberleşme sistemi Bylock ve Eagle kullanıcısı.
- KHK’lıların 31 bin 33’ü yani yüzde 29’u Emniyet mahrem yapılanma üyesi.
- KHK’lıların 27 bin 492’si yani yüzde 26’sı FETÖ’ye bağlı dernek, vakıf, sendikalara üye/yöneticisi.
- KHK’lıların 17 bin 980 kişi darbe davalarında yargılanıyor ya da cezalandırılmış.
- KHK’lıların 13 bin 322 kişi hakkında sabit hat ve operasyonel GSM hattı kullanım bilgisi bulunuyor.
- KHK’lıların 5 bin 456’sı yani yüzde 5’i FETÖ’nün mahrem imamlar yapılanması üyesi.
KHK’LILARIN YÜZDE 40’I ÖRGÜTE ÇALIŞIYOR
Yani bazılarının masum zannettiği kişiler, azılı örgüt üyesi. Nitekim, FETÖ operasyonlarında gözaltına alınanlardan bazıları KHK’lı isimler. Hatta KHK ile ihraç edilenlerin en az yüzde 40’ı yeniden örgüt adına faaliyet gösterirken yakalandı. Bazen da kutsal bir meslek olarak görülen “öğretmenlik” üzerinden örnek verilir. “Öğretmenin suçu ne?” sorusu sorulur. Masum bir soru gibi görünse de aslında FETÖ’yü aklama çabasıdır. O zaman bir örnek vereyim; FETÖ’nün Emniyet Mahrem Yapılanması içinde 4 bin 462 kişi yakalandı. Bunların 4 bin 202’sinin mesleği öğretmenlik.
FETÖ ile ilgili darbe davalarını takip etmeyi bırakın, dosyadan tek bir belge ve ifade okumayan kişiler ki bazıları zamanında FETÖ’nün kumpas operasyonlarına ortak olmuş sözde gazeteciler şimdi çıkmış sosyal medyada, televizyonlarda, gazetelerde FETÖ ile mağduriyet ve barış kelimesini yan yana getiriyor.
İHANETİ UNUTANLAR
Anladık, Ergenekon ve Balyoz kumpaslarında binlerce masum insanın hayatının kararmasını, askeri okullardan 5 bin dolayında öğrencinin şok ve işkence mangaları ile atılmasını, soruları çalıp milyonlarca insanın geleceğinin çalınmasını unuttunuz. Anladık, 7 Şubat 2012’de MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın tutuklanması girişimini, 17/25 Aralık 2013 kumpaslarını, MİT TIR’larının durdurulmasını unuttunuz.
Peki, Anadolu’yu işgal eden düşman ordularının bile yapmadığını yaparak TBMM’yi F16’larla bombalanmasını, Özel Harekât polislerimizin DNA testi yapacak vücut parçası kalmayacak şekilde yakıcı biçimde bombalandığını ve tabutlarının ağırlık olsun diye toprak konularak defin işlemi yapıldığını unuttunuz mu?
Hiç yorum yapılmamış
1720 kez izlendi
734 kez izlendi
497 kez izlendi
569 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.