DÜNYA

Ergün Diler : Uçuş kartı

Tarih
07 Mart 2024
İzlenme
Kişi
Yazar
Ergün Diler
BİR dostum aradı. Dünkü yazıma ek önemli bilgiler verdi. Paylaşacağım. Ancak önce Türkiye'nin konumunun, ne yapmaya çalıştığının ve ne yapması gerektiğinin anlaşılması gerekiyor. Muhalefet ve medya tamamen boyu kısa konularla meşgul. Akıl alır gibi değil fakat böyle.
Zor bir coğrafyada ev sahipliği yapıyoruz. Türkiye jeo-politik konum itibarıyla dünyanın en sancılı bölgesinde bulunuyor. Kabul edersiniz ki hem tarihin hem de dünyanın seyrini değiştiren olaylar sürekli bu bölgede yaşanıyor. Ekonomik krizler, darbeler, rejim değişikliği, savaşlar, çatışmalar hiç bitmiyor...
Tüm bunlardan korunmak, zarar görmemek ve pastadan büyük dilimi alarak çıkmak gerekmekte. AKILLA, fikirle, bilgiyle, tecrübeyle...
Türkiye, bölgesinin en büyük gücü. Net! Etkisi giderek de artacak bu da NET! Bu artan etki AVRUPA BİRLİĞİ'ne yanaşarak mı yoksa karşı durarak mı olacak?
Şablonlar üzerinden konuşmaya bayılıyoruz... Rusya dahil tüm komşularıyla sıfır problem, AB'ye tam üyelik, Çin ile iyi ilişkiler, Afrika'ya açılım ve ABD'nin stratejik ortağı olmak... Buna inanan, bunu dillendiren insanlar var. Doğal.
Olmalı da. Fakat söylediklerinin hayata geçme ihtimali SIFIR bile değil. Bu politikayı gerçekleştirirsek şu soruya cevap bulmamız gerekecek: Bu odaklar arasında bir gerginlik veya çatışma olursa biz hangisinin yanında yer alacağız? DENGE tam olarak yerleşmediği için şimdilik sorun yok gibi.
Ancak olacak. TARAFIMIZI, KONUMUMUZU NET OLARAK GÖRMEK İSTEYECEKLERDİR.
Mesela THY'nin Airbus'a 220 adet uçak siparişi vermesi büyük adımdı. 
THY, tarihindeki en büyük uçak alımı için Airbus ile görüşüyor - Bloomberg HTAirbus Türkiye Başkanı Ward, "Türk Hava Yolları'nın 220 adet Airbus uçağı siparişi dünya genelinde aldığımız en büyük siparişlerden biriydi ve 2023'teki sipariş defterimizi çok olumlu etkiledi. 2023'ün Airbus için global olarak ve özellikle Türkiye'de çok iyi geçtiğini söyleyebilirim" dedi.
Bu siparişten bir süre sonra ABD Ankara Büyükelçisi Flake röportaj verdi ve "Airbus için atılan adımın aynısını Boeing için de bekliyoruz" diye beklentiyi açık etti.
Sık sık yazdığım gibi bölgede yakın gelecekte değişim olacaktı. Türkiye bunu AB ile "DOSTLUK" görüntüsü altında yaparsa bu Ankara dışında Berlin-Paris-Brüksel'in etkinliğinin artması anlamına gelecektir.
Genelde ABD ile AB arasındaki ilişkiye kafa yorulmaz. Sarışın mavi gözlü insanlar ve ortak kaderden söz edilir. Oysa değildir.
Aksi geçerlidir.
ABD ile AB bir BÜTÜN değildir. Rakiptir. Bu nedenle AB ile yakınlaşan TÜRKİYE ilk tepkiyi ve basıncı Washington ile Moskova'dan görecekti.
Geçenlerde de yazdığım gibi Türkiye içinde yaşanılan sıkıntıların nedeni BLOKLAR ARASI çekişmeden değil aksine BATI BLOK'u içindeki çekişmeden kaynaklanmaktaydı.
Son 20 yılda başımıza gelen her sorunun, her türbülansın nedeni BATI'nın burada kendi içinde savaşmasıydı. Ayrıntılara girmek istemem ancak durum tam olarak buydu. BATI BLOKU içindeki çatışmayı KANDİL ile SURİYE'deki YPG arasında da görmek mümkündü. AVRUPA ile ABD burada kıyasıya çatışıyordu. İçerideki KÜRT SİYASETİ AVRUPA'ya yakındı.
Kandil gibi... ABD ise elindeki SURİYE PATENTLİ kartı masaya sürüyordu.
Leyla Zana'ya, Demirtaş'a, HDP-DEM eski-yeni eş başkanlarına bakınca AVRUPA ağırlığı görülmekteydi.
Kendi içlerinde iki parçalardı. Örnek çoktu. AB'nin Türkiye üzerinden bölgede enerji kaynaklarına ulaşmış olması ABD ile RUSYA'yı rahatsız ederdi. Kremlin'in korkulu rüyası buydu. AB'nin ANKARA yakınlığı AVRUPA'yı ORTADOĞU'da güçlü kılar; bu da Amerika Birleşik Devletleri'nin gerilemesi ve kayıp yaşaması anlamına gelmektedir.
Genel olarak bakıldığında artık o derinlik kalmasa bile CHP'nin de AVRUPA ile hareket ettiği, ALMANYA'nın ağır bastığı görülmektedir. Hatta geçenlerde yazdığım gibi Yeniden Refah Partisi'nin aday çıkarmasının çok derinlerde yatan nedeni de aynı noktaya dayanmaktadır. Abdullah Gül Bey'in de son röportajına bakıldığında TEZKERE üzerinden ABD'nin karşısında olduğunu görmek zor değildi.
AK PARTİ içinde de bu kulvarda çok isim vardı. Doğaldı.
Gazeteci olarak beni ilgilendiren TÜRKİYE'nin günün sonunda ABD ya da AB'den birini seçmek zorunda kalacağı gerçeğiydi. Washington Türkiye'ye özel bir önem verse de ihtiyaç duysa da TÜRKİYE üzerinden ORTA ASYA enerji kaynaklarının AVRUPA'ya gidişine hiçbir zaman sıcak bakmadı. Bu önemli bir ayıraçtı.
Daima RUSYA ile ENERJİ KISKACI oluşturdu. Zaten en son noktada gelip KUZEY AKIM BORU HATLARINI patlatıp kendi göbeğini kendi kesti. Stratejik olarak ABD'ye karşı kurulan AVRUPA BİRLİĞİ ENERJİ KONUSUNDA yani en zayıf bölgesinden darbe yedi.
ABD'nin ortağı RUSYA'dan başkası değildi. Uzun zamandır da bu mücadeleyi ABD-RUSYA ittifakı kazanacak gibi görünüyor diye yazıyorum.
Dönelim başa...
Bir dostum dünkü yazıyla ilgili aradı. Teyit edemediğim çok değerli bilgiler paylaştı...
"Rusya ile Çin'in yakınlığı gözle görülür olsa da gerçek değil. Çin bir süre önce Moskova'ya 57 milyar dolar yardımda bulundu. Bu parayla limanlarını, demiryollarını, nakliye istasyonlarını, trenlerini vs. yenilemesini istedi. Para gitti. Ancak Kremlin gereken hızı ve önemi göstermedi. Bu arada petrol sevkiyatı tüm hızıyla sürdü. Pekin yönetimi "gelişme" görmeyince son dönemde aldığı petrolün parasını vermemeye başladı. Bu adım üzerine sinirleri gerilen Putin DEVLET ŞİRKETLERİNİN Çin'e petrol vermesini yasakladı.

yazının devamı 

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;