AVRUPA'DA DERİN DERGİ Der Spiegel yine TRUMP kapağı ile çıktı.
Oldukça karamsar bir tablo çizen dergi, AVRUPA'yı bekleyen tehlikeden söz etmekte. Haklı...
"Trump seçilirse İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki en büyük değişim yaşanacak" satırlarına yer veren Spiegel, "Avrupa'yı öngörülemeyen tehditler bekliyor. Ve daha önemlisi ne Almanya ne Fransa buna hazır! Mevcut ittifakları çökertiyor.
Avrupa'nın güvenliğini zaafa uğratıyor. Aradaki bağları zayıflatıyor..." saptamalarıyla da devam ediyor...
Üzerinden kaç zaman geçti, hala bazıları olayı anlamakta zorlanıyor. Avrupa ile Almanya ile RUSYA enerji kardeşliğini tesis ettiler. AVRUPA, ucuz gaza erişim sağlıyor, Rusya'nın hammadde ihracından dolayı üstünlük kazanıyor ve KÜRESEL LİG'de oyuncu olarak varlığını sürdürüyordu. Kimseye sorulmadan edilmeden kimseden de korkulmadan bir el geldi, KUZEY AKIMHATLARINI patlattı! Doğru mu? Kesinlikle. Peki kim zarar gördü? Net olarak ALMANYA ve AVRUPA BİRLİĞİ. Rusya döndü Hindistan'a Çin'e satacağını sattı. Peki bunu kim yaptı? Açıklanan belgeler, eski yeni ABD başkanlarının uyarıları hep KUZEY AKIMÜZERİNE DEĞİL MİYDİ! HEPSİ EKSİKSİZ "bu işbirliğini bitirin" DEMİYOR MUYDU?
Cumhuriyetçisi Demokratı... diyordu. Buradaki amaç RUSYA'yı AVRUPA'nın karşısına ÖTEKİ olarak koymaktı. Aslında paylaşamayacakları bir şey yoktu.
Ancak aradaki yakınlık, sadece ABD'nin gelecek planlarına zarar veriyordu. Ne yaptılar? UKRAYNA'ya deli gömleği giydirdiler, sahaya sürdüler.
Rusya'ya da HAREKAT EMRİ verdiler. Ne oldu peki?
Ukrayna yerle bir oldu AVRUPA pahalıya almak zorunda kaldığıenerji ile rekabet gücünükaybetmeye başladı. Kiev'eyapılan yardımlar, enflasyonlabirleşince huzursuzluk TAVAN yaptı. Güvenlik algısı çöktü.
ABD'nin egemenliği, kayıtsız şartsız tanındı. "NATO'nun beyin ölümü gerçekleşti" diyen Macron da soluğu Washington'da aldı.
Moskova'nın nükleer tehdidi hepsini korkudan titretmeye yetti.
Rusya'nın Ukrayna işgali net olarak AVRUPA BİRLİĞİ'ninKÜRESEL İDDİALARINDAN vazgeçmesiyle sonuçlandı! Zaten savaşlar ve önemli hamleler, BÜYÜK sonuçlar için yapılırdı. AVRUPA'nın zayıflamış aynı zamanda dolaylı olarak ENBÜYÜK TİCARİ PARTNERİ olan ÇİN'in de güç kaybı yaşaması demekti. Çünkü son dönemde AB, Çin'e yaklaşıyor ve ABD-ÇİN ticaretini solluyordu.
Bu Washington için derhal sonlandırılması gereken bir tehditti. Öyle de yapıldı. Şimdi de PARA üzerinden DOLAR üzerinden bakalım olanlara...
Soru şu! Rezerv para birimini ne belirler?
Rezerv para biriminin istikrarlı ve güvenli olması şarttı. Bir değer saklama aracı ve bir değişim aracı olması gibi özellikleri taşıması ayrıca geniş çapta kabul görmesi gerekmektedir. Bir de GÜVENİLMESİ tabii... AYRICA rezerv paranın sahibi konumundaki ülkenin siyasi sisteminin istikrarı, ekonomisinin büyüklüğü, beklentileri, pazarlarının küresel entegrasyonu, şeffaf ve açıklığı, güvenilir bir hukuk sistemine ev sahipliği yapması, devlet borcunun kalitesi, rezerv para birimiyle ilgili maliyetleri karşılama yeteneği, finansal piyasaların büyüklüğü, derinliği likiditesi gibi özellikler olmazsa olmazdır! Doğru mu? Net olarak...
Devam...
Bu pencereden bakıldığında bile mücadeleyi savaşı anlama şansımız vardı! ABD DOLARI karşısında RAKİP olarak REZERV para olarak üç oyuncu bulmaktaydı. Bunlar ilk sırada AVRUPA ve EURO, ikinci Japonya ve Yen, üçüncü sırada ise İngiltere ve Sterlin...
Bakın! Küresel finans sistemi, doların istikrarına ve ABD'nin büyük ticaret açığına dayanıyor! Bu en büyük hassas dengedir! Ticaret fazlası veren Çin gibi Japonya gibi ülkeler de DOLAR'da kalarak aslında sistemin devamını sağlamaktadırlar. DOLAR'a rakip olmadıklarını ilan etmektedirler! Küresel rezervlerin yüzde 3'ünü elinde tutan ÇİN DOLAR'a meydan okuduğu an YUAN'ı liberalleştirmesi gerekecekti. Böyle bir gevşeme, düzenleyici otoritenin yani POLİTBÜRO'nun krediyi kontrol etme kabiliyetinin azalmasına, sermaye ile cari hesap üzerindeki her türlü kontrolden feragat etmesine yol açacaktır. Çin ekonomisinin, ABD ile aynı rolü oynaması için üzerindeki elbiseyi değiştirmeye istekli olması gerekir. Peki Pekin'den böyle bir ATAK var mı? Aksine DEVLETİ öne alan uygulamalar giderek artmakta...
ABD'nin yumuşak gücü, sahip çıktığı HUKUK sitemiydi.
Kurallara bağlı kalmasıydı.
Uluslararası düzene sadakatiydi.
Çin ve Rusya için bunları söylemek pek kolay değildi. TOTALİTER anlayışlar, korumacılık ve yeterince sahip olunamayan DERİNLİK,DOLAR'ı tahtında rahat ettirmektedir.
Son dönemde KIZILDENİZ'de HUSİLER'in saldırıları ve ABD'nin DONANMASIYLA verdiği cevap DOLAR'ın neden tahtan inmediğini çıplak gözle görülecek şekilde ortaya koymaktadır. ABD, İKİNCİDÜNYA SAVAŞI'ndan sonra İngiltere'nin elinden parasını da kenara iterek DÜNYAPATRONLUĞUNU almıştır.
Yaklaşık 80 yıldır ritim böyle akıp gitmektedir. Şu an için ÇİN,ABD'nin rakibi olsa da olmaya aday olsa da DOLAR üzerine şiddetli ve sarsıcı bir saldırı olmamıştır. Buna karşın ABD, asıl rakibi AVRUPA BİRLİĞİ'ni dağıtmak için yanına çekip tokatlamaktadır. GİZLİ RAKİBİİNGİLTERE ile de İSRAİL üzerinden TÜRKİYE üzerinden ÇİN üzerinden mücadele etmektedir.
Nereden bakarsanız bakın ABD'nin gerçek rakibi, İNGİLTERE-ÇİNEKSENİDİR... Washington ya da DERİN AMERİKA Çin'e yürürken diz çökmüş bir AVRUPA'yı kendi güvenliği açısından elzem görmektedir.
AB'deki her olumsuz gelişme, ABD'nin ÇİN-İNGİLTERE üzerindeki kontrol gücünü artırmaya yarayacaktır. Daha Trump gelmeden "KREMLİNBERLİN'i İŞGAL EDECEK" manşetleri ALMANBASININDA yer almaya başladı...
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.