SİYASET

Yusuf Ziya Cömert : Listeleri kim yaptı?

Tarih
08 Nisan 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Yusuf Ziya Cömert

8 Nisan 2015

Zaman zaman söylerim, şimdi de yeridir, 'paralel ahlak, bizim mahalleye de bulaştı.' Bizim mahallede de, alan boşaltmak için, adam yemek için, küçük menfaatler için senaryolar yazmakta, tuzaklar kurmakta mahir adamlar peydah oldu.
Bu yöntemlere, her gün tanık oluyoruz, iş dünyasında da, bürokraside de, siyasette de, medyada da kullanılıyor.
Milletvekili adaylarının belirlenme sürecinde de aynı yöntemler işledi.

Hem aday adayları, rakipleri aleyhine bu tür ithamları istihdam ettiler, hem menfaat çevreleri ve kimi medya figürleri (kimi zaman figüranları) lisanlarını ve klavyelerini aşındırdılar.
Bu mekanizmalar işledi, işledi, işledi, sonunda, 'AK Parti'nin aday listelerini kim yazdı' sorusu ortaya çıktı.

Liste, Davutoğlu'nun listesi mi, Erdoğan'ın listesi mi?
Bu soruyu sadece muhalefet sormuyor, sadece muhalefetin gazeteleri, gazetecileri dillendirmiyor.
Bu soru, gökten yere inmedi, yerden bitti. Muhalefetin kullandığı, 'ikinci el' söylemler.
Bana göre, adayları, seçildikten sonra milletvekillerini, böyle bir tasnife tabi tutmak, sağlıksız.
Böyle bir tasnif, insanların, parti tabanının siyasete bakışını zehirler. İnsanların milletvekillerine bakışlarını da zehirler.

Kimin milletvekilisin sen? Cumhurbaşkanı'nın mı, Başbakan'ın mı?
Bu soruyu milletvekili de kendine sorabilir. Kimin vekiliyim ben?

Eskiler, 'sözün gerçekleşme kabiliyeti vardır' derler. Yani, vaki olmayan bir şeyi telaffuz etmek, o şeyin vaki olmasına kapı açar.
Şu anda saat 5'e on var. Dünün saatini söylüyorum. CHP'nin adayları kesinleşti. Birazdan gürültüleri işitmeye başlarız, kimi mezhep listesi diyecek, kimi 'eski CHP tesfiye edildi' diyecek. Neyse, yatışırlar.
AK Parti listesinin de eli kulağındadır.

Yani şu dakika itibarıyla bilmiyorum, kim var kim yok.
Ama, açıklandığında, milletvekili adayları hakkında ne düşünmem gerekiyor? Onları kimin adayları olarak görmem lazım?
Birinci sıradan beşinci sıraya kadar veya İstanbul'daysa, yirmi küsuruncu sıraya kadar, listelere bir bir bakıp, bu filanın, bu falanın diye papatya falı mı bakmalıyım?

Yok, öyle bakmam. Benim adetim değil.

AK Parti diye bir parti var. Ve bu partinin istinad ettiği bir kitle var.
Bunların bir kısmı bürokraside, bir kısmı iş aleminde bir kısmı medyada veya akademik dünyada.
Seçmen sayısı 20 milyondan fazla ama siyaset sahasında aktif rol alabilecek insan kaynağı seçmen sayısına nazaran oldukça mahdut.
(Aman, kendisini her şeye ehil görenleri bu hesaba dahil etmeyelim. Onların sayısı namütenahidir.)
Milletvekili adayları, bu 'mahdut' insan kaynağından, çeşitli kriterler kullanılarak seçilecek. Ve bu 'insan kaynağı'nın birinci özelliği, 'Erdoğan'ın adamı' veya 'Davutoğlu'nun adamı' olmaları değildir.

Eğer aynı 'tamlama'yı kullanacaksak, bu insanların öncelikli vasıfları 'bu siyasetin adamı' olmalarıdır.
Bu insanların, partinin kurucusu ve tabii lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan'la yakınlıkları olmaz mı? Bence olur.
Bu vasıfları, o insanların Davutoğlu yönetiminde çalışmalarına mani vasıflar olarak mı göreceğiz?
Ya da tam tersi. Davutoğlu, diyelim kendine yakın siyasetçiler bulup aday gösterecek. Bu siyasetçileri AK Parti'nin 'insan kaynağı' dışından bir topluluk bulup oradan mı devşirecek?
Hayır. Aynı insan kaynağından yararlanacak.

Cumhurbaşkanı, bazı isimleri tavsiye etmiştir. AK Parti de o isimleri aday göstermiştir. Buna inanırım.
Ama, 'listeyi Cumhurbaşkanı yaptı' derlerse inanmam.
Bir de, teşkilatın çalışma ortamı vardır. O ortamda, bazı işler, kendi kendini yönetir. Bakmışsınız, Başbakan'ın 'aday ol' dediği siyasetçi listeye girememiş. Ben, önceki seçimlerde bunun örneklerine çok rastladım.
Şimdi, listeler açıklandı. Görür gibiyim, listelere bakıp, 'hmmm… Erdoğan'ın listesi' diyenleri. 'Hmmm… Şu Davutoğlu'nun adamı' diyenleri.

Ben göz attım listelere, isimlerin çoğunu tanımıyorum.
Tanıdıklarımsa, Erdoğan'ın da, Davutoğlu'nun da listelerine girebilecek isimler.
Şimdi, hatırlarsınız, bazen, imtihan günlerinde firariler olur. Bunlara 'firari' de diyebilirsiniz, 'fire' de diyebilirsiniz.
Hatta, firar etmeden fire olan cinslere de siyasette rastlarsınız.
Fireler, herhalde, liderlerin imtihanıdır. Lider olmak da zor.
Bu listelerden fire çıkar mı? Ne bileyim ben, günü gelince belli olur.
Neyse listeler çıktı. 'Kalecinin penaltı anındaki endişesi' bitti.
Kimi yedi golü, kimi auta çıktı.
Kimi de topu yakaladı.
Herkese hayırlı olsun.

Yenişafak 

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;