DİNİ YAZILAR

Serdar Arseven : Cemaatlerin rekabeti

Tarih
26 Şubat 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Serdar Arseven

26 Şubat 2015

Rekabet deyince akla daha çok iktisadi olanı gelir. Siyasi rekabet de yaygındır. Her ne kadar rekabetin tatlısı, tatlı serti ve vahşisi bu zeminde cereyan etse de aslında rekabet hayatın her alanında geçerli bir olgudur. İnsanların maslahatları çoğu yerde çatıştığına göre rekabetin olması da hayatın bir parçasıdır.

İslâm fert, toplum ve ülkeler arasındaki maslahat çatışmalarını gören ve bunu kurallara bağlayan bir dindir. İslâm ulemâsı da buna taalluk eden ahkâm ve ahlâk kurallarını “Makasidu Şeria” diye sistemleştirmiştir. Fıkıhta zaruriyat, tahsiniyat ve hâciyet başlıklarına isteyen okuyucularımız müracaat edebilirler.

Rekabet olgusu kültürler, dinler ve medeniyetler arasında da yaşanır. Medeniyetler farklı paradigmalar üzerine kurulu olduğundan bunun yaşanmaması mümkün değildir. Çünkü farklı paradigmalar birbirini iter ve teoride olduğu gibi vakada da rekabet başlar.

Ekonomide “iyi para kötü parayı piyasadan kovar” diye bir söz vardır. İmam Şâtibî’nin asırlar önce “iyi fetva kötü fetvayı kovar” dediğini hatırlıyorum. Çünkü fetva dediğimiz şey, ehil bir âlimin bilgi ve akıl gücüne dayanarak tutarlı bir metodoloji zemininde nasslardaki illet ve hikmetten yola çıkarak yeni bir meseleyi çözüme bağlamasıdır. Buna hayatın değişen yönlerini İslâm’a göre anlamlandırmak ve yön vermek de denebilir.

İçtihat masum değildir, müçtehit hata yapabilir. Yapılan yorumda da bir hata varsa vahyin gelip o hatayı tashih etme gibi bir durum da söz konusu olmayacağına göre, Müslümanlar bu hataya mahkûm mudurlar?

Elbette değil. Ne olacağını kısaca izah edeyim: Sahanın diğer uzmanları yapılan içtihadın delillerini, içtihat ameliyası sırasında usûle ne kadar bağlı kalındığını ve müçtehidin ameli fikir ederken muhakeme hatası yapıp yapmadığını ele alıp tenkit edeceklerdir. 

Yetmedi, bir de yaşanan canlı hayat o yorumu test edecektir. O yorum İslâm’ın ruhuna uygun olarak değişen hayatı İslâmî prensiplere göre inşa edebilmekte midir? Eğer o yorum ilmî tenkitler karşısında tutunabilir, yaşanan hayat içinde de sorunları çözebiliyorsa ayakta kalabilecek, yoksa bir içtihat olarak fıkıh kitaplarında yerini alacaktır. İyi fetva kötü fetvayı kovar sözünden ben bunu anlıyorum.  

��slâm tarihinde çok sayıda mezhebin neşet ettiği bilinir. Ehl-i Sünnet için bile birçok mezhep ortaya çıkmış, dördü hariç diğerleri tâbilerinin kalmaması sebebiyle hayattan çekilmişlerdir. Bir mezhebin tâbilerinin kalabilmesi için de o mezhebin usûlüne bağlı büyük müçtehitlerin yetişmesi, tenkitler karşısında ayakta kalabilecek yorumlar geliştirmesi ve değişen hayatın ürettiği sorunları çözebilmesi gerekmektedir. Bu da farklı mezheplerin kendi aralarında yaşadıkları bir tür rekabet hâlidir. 

Modern hayatı İslâm’a göre yeniden inşa etme davasındaki cemaatler de aslında rekabet içindedirler. Kimi zaman yardımlaşma, kimi zaman tatlı rekabettir bu. Yorum farklılığından, iki yakası bir araya getirilemeyen fikrî sapmalardan, güç ve iktidar devşirme mücadelesinden kaynaklanan kanlı rekabetler de mevcuttur.. 

Nihayetinde galip gelecek olan insanları en çok ikna edecek olandır. Galip gelecek olan insanı, vicdanı, ahlâkı yaşatan olandır. Ne pahasına olursa olsun kök değerlere sahip çıkan ve gücün şehvetine yenik düşmeyendir. 

Kazanmayı fetişleştiren ve bunun uğruna sınır tanımayan fırsatçı hareketler ise, tarihte olduğu gibi kaybetmeye mahkûmdurlar. Ya bugün, ya yarın ama mutlaka...

YeniAkit

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;