GÜNCEL

Salih Tuna : Yaşar Kemal ve vesayet

Tarih
04 Mart 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Salih Tuna

4 Mart 2015

Üniversiteye henüz başlamıştım. 12 Eylül rejiminin üzerimize kâbus gibi çöktüğü yıllardı.

Günlerden bir gün polis çevirdi.

Kimlik kontrolünden sonra sıra kitaba gelmişti. Cebimde Yaşar Kemal’in “Allah’ın askerleri” kitabı vardı.

“Bu ne?”

“Kitap.”

“Doğru dürüst cevap ver lan!”

Doğru dürüst cevap vermek için ayaküstü özet geçmek gerekti: “Bu kitap sokak çocuklarını anlatıyor. Yazarın söyleşi yaptığı sokak çocuklarından biri kendilerini ‘Allah’ın askerleri’ olarak tanımladığından dolayı...”

“Tamam kes, uzatma!”

Haliyle uzatmadım, uzaklaştım.

Uzaklaşırken de Türkiye’de yazar olmak mı okur olmak mı zor diye düşündüm.

Elbette yazar olmak zordu.

Hem yazar hem Kürt yahut hem yazar hem Müslüman olmak daha da zordu.

Yaşar Kemal bu zorluğu katmerli yaşayanlardandı.

Kürt ve Müslüman olmak vesayet rejimi nezdinde olağan şüpheli olmak demekti.

Yaşar Kemal “Kürdüm” demenin sakıncalı olduğu dönemde Kürt bir gazeteci, yazar ve romancıydı.

Necip Fazıl da Allah demenin yasak olduğu devirde (kendi ifadesiyle) “ciğerinden kalemine kan çekerek” Allah davasını anlatmaya kendini adamıştı.

İkisi de bedelini ödedi.

Yaşar Kemal’le “Bir Ada Hikayesi” dörtlemesiyle devam eden tanışıklığım orta mektep yıllarında, “Ortadirek” romanıyla başlamıştı.

Şimdi bana “İnce Memed”in yazarını tek kelimeyle anlat deseler, hiç düşünmeden “korku” derim; harflerine kadar sinmiş korku.

Hep korktuk!

Korkutulduk!

Nuri Pakdil ustanın “Bir Yazarın Notları”nda dediği gibi, “Ormanlardan ağaç kesilse darağacı yapılacak sanırdık...”

Daha ilk mektep yıllarında yanlış yapsak sınıfımızdaki “fotoğraf” bile kaşlarını çatardı.

Geçen günkü Sözcü gazetesi, barışa uzanan elleri yine bu fotoğrafla, akılları sıra tehdit ediyordu.

Bu vesayet rejiminin gözünde komünist de bizdik, Alevi de bizdik, “mürteci” diye kodladıkları Müslüman da!

Bizi bize düşürmenin adı vesayetin kırmızı kitabında, iti ite kırdırmaktı.

Bizi bize karşı yığınak yaptılar, bizi bize karşı barikat...

27 Mayıs darbesini bayram olarak kutlayan bu 28 Şubatçı kafa sınıfsal imtiyazları için Yaşar Kemal’i Yılmaz Güney’i ve daha nicesini kendisine adeta barikat yapmaya çalıştı.

Ahmet Kaya’ya da aynı tarifeyi uygulayacaklardı. 28 Şubat’ta alenen başörtüsünü savunduğu için yapamadılar; yapamadıkları için de çatal bıçak fırlattılar; “Vay şerefsiz” dediler, “Parayı veren Ahmet’i alır” diye çemkirdiler.

Yaşar Kemal’e de, Der Spiegel’e 1995’te yazdığı bir yazıdan ötürü bir nevi erken dönem çatal bıçak atmaya başlamışlardı.

Bölücülükten yargılamayı da ihmal etmemişlerdi.

28 Şubat’ın yeniçerilerinden Ali Kırca “Siyaset Meydanı”na tek başına çıkartmış, (şu kadarcığını söyleyeyim) apar topar istediğini elde etmişti.

Vesayetin Özdemir İnce’si de “büyük büyük büyük Yaşar Kemal” demekten bir hal olmuştu.

28 Şubat’a açık seçik bir şekilde karşı çıkmasına, başörtüsü zulmüne bir Ahmet Kaya gibi itiraz etmesine engel olmak için Yaşar Kemal’in etrafını kuşatmışlardı.

Bu Kırcalar, bu İnceler, bu Livaneliler, bu Tarık Akanlar bunun için vardı.

Yaşar Kemal en azından kontrolden çıkmamalıydı.

Şayet kontrolden tastamam çıksaydı Sevgili Çandar’ın Orhan Miroğlu’na “cahş” dediği gibi ona da hiç şüphesiz “cahş” diyeceklerdi.

Ah vesayetin kalemleri...

Ah küçük hokkabazlar...

Sınıfsal ve kültürel imtiyazlarını sürdürmek için yapmadıklarını bırakmadılar.

“Kürt meselesinin” (bir vakitler) Yalçın Küçük gibilerin eliyle vesayetin yeni barikatı haline getirilmek istendiğini anlamak marifet değildi; marifet, aynı şeyi çok daha rafine bir şekilde yapmaya çalışan Cemal Hasanları görebilmekteydi.

Biz bu kafanın nasıl rezil bir kafa olduğunu teşhir etmeye memuruz. Bu ülkeyi kemiren bu kafayı...

Teşhir ederken de safları sıklaştırmamız lazım.

Alabildiğine kuşatıcı olmak için de yegâne gayesi pozisyonunu sağlamlaştırmak olan muhteris dağıtıcıların iğvasına dikkat etmeli. 

Kemal Tahir ne kadar bizimse bir Nazım Hikmet bir Yaşar Kemal de o kadar bizimdir.

Bu kuşatıcılığı sağladığımızda “vesayetçi zihniyet” dirilmemek üzere gömülmüş demektir.

Yenişafak

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;