GÜNCEL

Kurtuluş Tayiz : “Katil Erdoğan” ifade özgürlüğü mü?

Tarih
23 Aralık 2017
İzlenme
Kişi
Yazar
Kurtuluş Tayiz
 İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasıyla yargılanan sanıklar “Katil, hırsız Erdoğan” sloganı attıklarını kabul ederek “ifade özgürlüklerini kullandıklarını” beyan etmiş. Mahkeme heyeti de bu savunmayı yeterli görerek sanıkları beraat ettirmiş.

Oysa Türk Ceza Kanunu’nda gerek “kişilere karşı suçlar”altında ve de özel olarak “Cumhurbaşkanı’na hakaret”başlığı altında düzenlenen “hakaret suçları”na göre sanıklar açısından iki ayrı suçun unsurları tam olarak oluşmuştur.

Ayrıca “Katil, hırsız Erdoğan” demek “hakaret suçu”kapsamının da ötesine geçmekte, sanıklara Cumhurbaşkanı’na yönelttikleri bu suçlamayı ispat yükümlülüğü getirmekte. Ancak mahkeme heyeti, bu ayrıntılara pek takılma gereği duymadan sanıkların beraatına karar vermiş. Gerekçeli kararında mahkeme heyeti, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin bilmem hangi maddesine atıfta bulunarak büyük ihtimalle bu skandal karara bir kılıf uyduracaktır.

Şüphesiz burada mesele Cumhurbaşkanı Erdoğan aleyhine çıkan bir karar değil. Sorun daha büyük ve siyasi. Yeni bir dönemin işaretleri var, bu kararda. 2019’a doğru Cumhurbaşkanı’nı hedef alacak olan saldırıların önü her cepheden açılıyor. Yargı üzerinden Erdoğan’a karşı hukuksuz, sınırsız, dizginsiz bir mücadelenin startı veriliyor.

2019 seçimleri yaklaştıkça Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik saldırıların dozunun sistematik olarak arttırıldığını hep birlikte göreceğiz. 2019 seçimleri sadece Türkiye için değil, Batı için de “kader” seçimi. Erdoğan’ı durduramazlarsa Türkiye’yi tümden kaybedecekler; Erdoğan’ı durdurmayı başarırlarsa Türkiye’yi gerisin geri avuçlarının içine alacaklar. Bu yüzden içerideki tüm işbirlikçileri 2019 için harekete geçirecek, tüm enerjileriyle yüklenecekler.

FETÖ’yü ayrı, ulusalcıları ayrı, CHP’yi ayrı, AK Parti’deki Erdoğan karşıtlarını ayrı, iş dünyasını ayrı, PKK ve HDP’yi ayrı, sol örgütleri ayrı ayrı kışkırtacaklar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı “demokrasi cephesi” adını verdikleri, şimdiden şekillenmeye başlanan gayrimeşru koalisyon ile 2019’a kadar sosyal ve siyasal hayatı terörize edecekler.

Bu şer koalisyonunun milleti ve devleti alt edebileceğini sanmıyorum elbette ama yine de sonuç kimse için “çantada keklik değil”, bunu bilelim.

Türkiye’ye karşı birleştiler

Osmanlı’ya karşı kurulan ittifakın benzeri bugün Türkiye’ye karşı kurulmuş durumda. Dünün Arap kabileleri bugünün devletleşmiş Arapları, Türkiye’ye karşı yine Batı’nın yanında yer alıyor. Batı’nın Osmanlı’yı içeriden bölmek için kullandığı Ermeni komitacıların yerini ise PKK almış. Jön Türklerin yerinde ise FETÖ ve CHP duruyor.

Ne var ki aynı nehirde iki kere yıkanılmaz. Türkiye’nin yüz yıl öncesinde olduğu gibi dışarıdan ve içeriden kuşatıldığı doğru; ancak bu, devletin aynı hataları tekrarlayacağı anlamına gelmiyor. Batı’ya bugün de uşaklık edecek çevrelerin sayısı az değil, ancak düne göre bunların etkinliği oldukça zayıf. FETÖ’nün devletten temizlenmesi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin asli görevlerine göre yeniden yapılanması, CHP ve HDP’nin toplum nezdinde deşifre edilip etki ve gücünün sınırlandırılması, PKK’nın tasfiyesi ve hareketsiz kılınması düne göre bugünün artıları. En büyük artı ise tek vatan, tek bayrak, tek devlet etrafında birleşen milletimizin varlığı. Hiçbir güç, tek vücut olan bu milleti yenemez. Bu birlik korundukça Batı’nın Türkiye ile başa çıkması mümkün değil.

Akşam
22 Aralık 2017

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YORUMLAR

  • Recep

    23 Aralık 2017 16:55
    1 0
    Çok zamanında yazılmış bir yazı. Erken uyarı niteliğinde.
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;