İşlerin bu noktaya gelmesinin sorumlusu şüphesiz Mesud Barzani’dir. “Bağımsız Kürdistan, çocukluk hayalim” diyerek yola çıktı ve kendi elindekileri de kaybetti. İsrail’in desteğine güvenerek Ortadoğu’da devlet kurmaya kalkmak aklı başında bir siyasetçinin işi değil; ancak Barzani, aşağı yukarı tam da böyle çocukça bir hatanın içine düştü. Şimdi bu açmazdan çıkmak ve eski koşullara kavuşabilmek için yıllar gerekecek, ki bunun da bir garantisi yok.
Bağdat rejimi aradığı bahaneyi Barzani’nin “bağımsızlık” çıkışıyla buldu ve bu hatayı sonuna kadar değerlendirerek kaybettiği şehirler üzerindeki egemenliğini yeniden kurdu. Barzani de 2003’teki sınırlarına geri çekildi. Eğer ABD devreye girmese, Irak ordusu Erbil’e kadar girecekti ve Barzani de Erbil’den de kaçmak zorunda kalacaktı.
Bölgede sınırlı bir inisiyatife ve iktidara sahip olan Barzani, bu gücünü kaybederek ABD’nin eline tümden esir düştü. Barzani ailesinin geleceği, şu an ABD’nin elleri arasında.
Barzani için ufukta bir çıkış kapısı görülmüyor da değil; yüzünü Türkiye’ye dönerse, bir ihtimal kendi varlığını koruyabilir. Ortadoğu, daha birçok gelişmeye gebe görünüyor; bu şartlar, Barzani’ye bir çıkış imkanı daha tanıyabilir.
Mesud Barzani ne yapıp edip Türkiye ile arayı düzeltmeye bakmalı. Bunun kolay olduğunu söylemiyorum elbette; PKK’yı Kerkük’e sokmanın Ankara üzerindeki tesiri çok ağır oldu. Fakat yine de tamiri imkansız değil. Ne de olsa burası Ortadoğu; koşullar Ankara’yla yakınlaşabilmesi için Barzani’ye yeni fırsatlar sunabilir.
Ankara da Barzani’ye kapıları tümden kapatmış sayılmaz. Barzani, eğer Ankara’nın kapısını çalacaksa bu yeni koşullara göre olacak, eskiye göre değil.
Akşam
29 Ekim 2017
YORUMLAR
698 kez izlendi
770 kez izlendi
555 kez izlendi
2078 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.