Sesli Makale

8 Haziran 2015

Burada yüzlerce kez yazdım! “Türkiye’yi kendi haline bırakmak istemiyorlar! Bunun için de her şeyi yapacaklar” diye… Zaten hep böyle oldu! Türkiye gibi kilit ülkeler DIŞARIDAN gelen kararlarla yürümek zorunda kaldı! Erdoğan döneminde bunu ilk kez kırdık! Ama 7 Haziran’da maalesef yine dışarısı kazandı!

Nasıl mı?

Hatırlayalım…

İsterseniz önce IŞİD’e gidelim… Bir anda Türkiye’nin hemen aşağısında dünyanın her yerinden “İslam adına” gelenlerden bir ORDU dünyaya geldi! Suriye, Irak resmen haritada yok oldu! Bir saatte 20 metrekare alan kazanan IŞİD’e geçti! İngiltere’den büyük bir toprak parçasına hükmettiler! Dünyada bu gücü ancak ve ancak İngilizler ile Amerikalılar oluşturabilirdi! Öyle de oldu! CIA eski Başkanı David Petraeus’un bu işin merkezinde olduğunu en az 50 kez yazdım! KOBANİ de böyle bir operasyondu! KÜRT oylarını AK PARTİ’den koparmak için yapılan bir KUMPASTI! Ne yazık ki tuttu! Kürt seçmenler kendilerinin her daim yanında olan AK Parti’den koptu! Türkmenler’e gönderilen silahlar manşetlerden “IŞİD’e gidiyor!” diye duyurulunca KÜRTLER kırıldı! Birlikte yürünen onca yol unutuldu!

Kısaca Kobani buydu!

Bir de Kobani’nin arka planını bilmeyen Demirtaş vardı! Amerika’ya davet edildi! Bu operasyonun arka planını öğrendi! Dili de tavrı da değişti! Sazını alıp meydana çıktı! Aslında SAZ, Amerika’da Kemal Derviş tarafından bir araya getirildiği BENENSON’un elindeydi! KOBANİ olayı alttan alta ısıtıldı! AK Parti “Kürt düşmanı gibi” gösterildi! Benenson görevi alınca dünya medyası da emir bekliyordu! Hep birlikte göreve soyundular! Aslında Amerika ile İngiltere’nin görünmez bir koalisyonu vardı! Çok az kişi görüyordu bunu! 1971 darbesinden sonra ilk kez bu güçler burada kavgayı bırakıp Erdoğan ve AK Parti’ye karşı birleşmişti!

Dedim ya ben yazsam da çok gören yoktu!

Hafızanızı zorlarsanız hatırlayacaksınız!

ABD'nin Adana Konsolosluğu Güvenlik ve İrtibat Müdürü Sinan Seyfettinoğlu'nun emniyet ve jandarma ile yakın ilişkisi olan bir yerel basın mensubuna para ödediği ortaya çıktı. ABD'nin Ankara Büyükelçisi John Bass, “Suriye sınırındaki gelişmelerle ilgili stratejik bilgi alınmasına dair iddialar çok şaşırtıcı. Bunlar Türkiye'de veya dünyanın başka bir ülkesindeki ABD büyükelçiliklerinin normal işi. Haberde yer alan ilişkilerin tarifi de bu bağlama uyuyor. Pekçok farklı insanla konuşuyoruz. Casusluk iddiası temelsiz" dedi.

Doğru söylüyordu! Çünkü olay casusluktan başka bir şeydi! ABD’li pekçok görevli KOBANİ olayını Kürt bölgelerinde sıcak tutuyordu! Kendi yaptıkları oyunun faturasını bize ödetmeye çalışıyorlardı! Benenson da oraya gönderdiği adamlarla Kürtler’i ayrıştırmak istiyordu! AK Parti’yi yıkamasalar da kontrol altına almak istiyorlardı! Yani YABANCILAR Kürtler’in yoğun olduğu her yerde MUHALEFET gibi çalışıyordu! Bence Adana Konsolosluğu Güvenlik ve İrtibat Müdürü Sinan Seyfettinoğlu'nun da yaptığı buydu! Güvenlik görevlileri üzerinden bir HAT çekilmişti! Nereye mi?

Ortada değil mi?

Ama Kobani öncesinde de hazırlık vardı! Plan belliydi! Ama Türkiye’ye baktığınızda bunu göremezdiniz! Bizler içeride birbirimizle itişip kakışırken CIA Türkiye eski Şefi Graham Fuller daha önce malum yapının DIŞ İŞLERİNDEN sorumlu ismi Süleyman Müftigil’in el attığı Demirtaş’la Kanada’da 4 gün görüşüyordu! Muhtemelen ona ne yapması gerektiğini bir bir anlatıyordu!

Zaten bu görüşmeden aylar önce yazdığı bir yazıda “2015 AK Parti’nin gücünün azalacağı bir yıl olacak!” demişti!

Bütün planlar İmralı’nın etkisizleştirilip Demirtaş’ın öne çıktığı bir formül üzerineydi! Demirtaş da bu görevi iyi yaptı! Diyarbakır’daki patlamadan sonra Cumhurbaşkanı’nın telefonuna çıkmayıp Kılıçdaroğlu ile görüşmesi bunun en çarpıcı örneğiydi!

Tabii konuşulacak çok şey var!

Ama esas oyuncuyu da unutmamak lazım!

Yine hatırlayalım!

“CHP, Boğaz Köprüsü, renkli televizyon gibi bazı büyük projelere karşı çıktı ki, ben bunu yanlış bulmuştum.

Bugün de büyük havalimanları önemli, demir yolları çok önemli... 3. Havaalanı gerekli Türkiye'ye... 'Yok olmaz' demek yetmiyor.

Dünyada 60 ülkede çalıştım. Uluslararası ilişkilerde tecrübem var. Ailemin çoğu burada… Partide de güçlü bir kadro var. Eğer hakikaten sosyal demokrat programı oluşturabilecek bir hükümet kurulursa sözüm tam: Ekonomiye yön verecek bir görevi kabul ederim... “

Bu kadar mı?

Değil elbette!

“Bence CHP için yüzde 30’a yakın bir sonuç başarıdır. Ama şu anda Türkiye'de eksik olan şey, uzlaşma kültürü... Bu seçimde iki şey çok önemli:

Bundan sonraki hükümetin koalisyon olması. Almanya'ya bakın, Hristiyan Demokratlar’la Sosyal Demokratlar anlaşma imzaladılar. Birbirlerine girmeden idare ediyorlar. Örnek almamız lazım. Uzlaşma, koalisyonla çok daha rahat olur.

HDP'nin Kürt kimliğini, şiddete başvurmadan, demokratik yoldan savunan yaklaşımının Meclis’e taşınması... Eğer taşınmazsa, Türkiye demokrasisi için ciddi sıkıntılar çıkar. Ben CHP'liyim ama HDP'nin Meclis’te olması hepimiz için, barış için son derece önemli…”

Kim mi söyledi bunları?

Bildiniz!

Boğaz’da Tayyibe Gülek Hanımefendi’nin misafiri olarak SEÇİM KOMİSERİ gibi ‘7 Haziran’ı takip eden KEMAL DERVİŞ!

Peki kimdir Kemal Derviş Beyefendi?

KÜRESEL SERMAYENİN yani BARONLARIN güvendiği bir isim!

Ne demiş!

UZLAŞMA, ANLAŞMA ve KOALİSYON!

Plan bu!

AK Parti ile CHP’nin koalisyonu hedeflendi! Bunun için de Demirtaş’ın öne çıkması gerekiyordu! Kürt seçmen KOBANİ YALANI üzerinden AK Parti’den koparıldı! CHP’nin önü açıldı!

Bunları yazdık mı?

Hem de defalarca!

Şimdi ne olacak peki?

AK Parti içinde bu koalisyona “Evet!” diyecekler var mı?

“Hayır yok!” dersek hayal görmüş oluruz!

Ama kurdukları planı bozacak tek kişi Erdoğan!

Nasıl mı?

Bu da başka bir YAZI konusu!

Sonuçta Türkiye’deki en güçlü siyasi figür hala Erdoğan!

Ancak ADAMLAR ilk raundu aldı!

7 Haziran’ın net yorumu bu!

Önümüzdeki günlerde ne yaşanacağı da ortada!

Neler mi?

Dışarıya bakın!

Aslında her şeyi söylüyorlar! Sadece bizler duymak istemiyoruz!

NOT: Seçimden önceki bir yazımda “Soros ve adamları Rusya’da muhalif lider Nemtsov’u öldürdüler! Ayaklanma için Soros kendi arkadaşına acımadı!” demiştim! Arkasından “Bizim için de benzeri şeyler düşünüyorlar!” diye eklemiştim!

Diyarbakır’daki patlamaya da böyle bakmakta büyük fayda var!

Takvim