Sesli Makale

Tevfik Fikret 1891'de Sultan Abdülhamit'e yazdığı övgü dolu şiiri ile birincilik ödülü kazanmıştı. Ancak 1905'te Sultan Abdülhamit'e yönelik Cuma namazı çıkışı yapılan terör saldırısının başarılı olamamasından dolayı muzdaripti. Şöyle diyordu teröriste: “ Ey şanlı avcı , dâmını beyhude kurmadın; Attın… fakat yazık ki, yazıklar ki vurmadın !”

Adnan Menderes 'in soyadını verdiği en yakın arkadaşı Ethem Menderes , Menderes'in idam mahkemesi sırasında şahsi notlarını aleyhinde kullanmıştı . Kayseri Valisi Ahmet Kınık da, Adnan Menderes aleyhine değiştirdiği ifade ile onu darağacına yollayan en güvendiği isimlerden biriydi. İdam mimarlarından Emanullah Çelebi , Menderesle birlikte asılan 2 bakanın ailesine “ İdam edilenlerin ailelerinden özür diliyorum” , Sami Küçük “Şimdi çok vicdan azabı çekiyorum” dediğinde ise aradan 48 yıl geçmişti…

Ahmet Kaya için 'Vay şerefsiz' manşeti atan Ertuğrul Özkök , yıllar sonra bu manşet için, “Pişman olsam ne yazar. Pişmanım tabi canım bugün atmazdım o manşeti ” demişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan için 2002'de 'Kasımpaşalı Özal', 'Özlediğimiz karizmatik lider' başlıklı yazılar kaleme alan Özkök, 2015'te 'Utan ey büyük adam' yazısıyla Erdoğan'ı katil olmakla itham etmiş ; konu ile ilgili soruşturma açılınca ise Erdoğan'a hakaret etmediğini söyleyip, arkasından uzunca bir tatile çıkmıştı.

Dönemin ana haber sunucusu Cüneyt Özdemir , 5N1K programında kırmızı fularlı kıza “Bu neşeni hiç kaybetme Denizciğim” dedikten 4-5 ay sonra genç kızın PKK kampına katıldığı ortaya çıktı. Hem video hem de Özdemir'in ana haber sunuculuğu apar topar ortamdan siliniverdi.

Mirgün Cabas, savcı Mehmet Selim Kiraz 'ın DHKPC'li teröristler tarafından rehin alındığı gün "Bu eylem nasıl biterse bitsin çıkarılacak tek ders var; çocukları vurmayın, anneleri yuhalatmayın" tweeti attı. Bu tweet nedeniyle teröre destekten ifade vermesini ise kısa bir özür ve uzun bir tatille taçlandırdı.

İşte bunlar hep sonradan dönme örnekleri…

Şu sıralar ise sonradan dönmeliğin doktora aşamalarını bitirenler, profesör olma yolundalar. Basın, medya, köşe yazarı, sunucu, aydın… Ne arasan var. Hepsinin ortak nokta ise, zamanında Demirtaş ve HDP'ye verdikleri desteğin 'Özerklik açıklaması' ve 'Hendek siyaseti' sonrası terör propagandasına dönüşmesi.

Yahu siz değil miydiniz şimdilerde yerdiğiniz adamı, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde medyanızdaki tanıtım kampanyanızla millete altın tepside sunan? Karşılıklı türkü söyleyip, pişirdiği omleti burnumuza sokan?

Ne oldu? Açıkça teröristliğe özenti ürünü kitaplarınız kasa yanlarında aylarca kalırken sorun yoktu da şimdi mahkeme kararı ile toplatılması mı sorun ?

Yalan haberleriniz yüzünden yayınladığınız tekziplere tekzipler mi eklendi ?

Köşe yazarlarınızın yazıları nedeniyle defalarca teröre destekten ifade vermeye gitmesi , özgeçmişinizde kara bir leke olarak kalması mı canınızı yaktı?

Arka kapısından görüştüğünüz belediyelerin hendekleri ayağınıza mı takıld ı?

İstediğiniz kadar teröre destek yayınlarınızı medyadan sildirin. Erdoğan'ın ölmesi gerektiği bulmacalarını manşetten verin. Saman kadar değeri olmayan gazetelerinizde terörist propagandasından vazgeçip, milliyetçilik kimliğine bürünün. 'Teröre verdiğimiz desteği kaybettik, hükümsüzdür' rolü oynayın.

Biz sizi tarihte memleketin ayağına sıkan kiralık kurşunlar ve sonradan dönmeler olarak hatırlamaya devam edeceğiz…

( NOT: Sonradan Dönme (lakap) (Elvanca): Genellikle düşmanımın düşmanı dostumdur düsturunun ipine sıkıca tutunup, işler sarpa sarınca kıvırmanın kitabını yazanlara denir. Bazılarının vücudunda öyle büyük bir nefret dolanıyordur ki, her sekretlerinde kin zehirlerini saçmak için debelenip dururlar. Kimi sahip olduğu güç, kimi eline tutuşturan kalem, kimi yakasına iliştirilmiş mikrofonla sağa sola provokasyon püskürtür. Varlıklarını, düşmanının düşmanına armağan etmenin dayanılmaz zevkindeyken işler sarpa sarınca ise zamanında zehirle saçtıkları tüm sekretlerini büyük bir afiyetle yalarlar ya da yalamaya mahkum olurlar.)

Yenişafak
4 Ocak 2016