10 Ocak 2015
Mora Müslümanlarına karşı 1700 lü yıllarda başlayan kıyım Ağustos 1821’e kadar devam etti ve Yunan Bağımsızlık savaşında bölgede son kalan 3 bin Müslüman Türkün katledilmesi ile son buldu. Askerler tarafından mermi ve kılıçla yaralanmış, kıyafetleri çalındığı için çıplak kalmış kadınlar bebeklerini kucaklayıp denize koştu. Bebeklerini annelerinin kollarından alıp kayalara vurdular. Üç ve dört yaşlarındaki çocuklar denize atılarak boğuldu. Hamile kadınların karınları, kafaları kesildi. Bölge etrafında süren kuşatma sonucu açlık sonucunda ceset yemeyi deneyenler oldu. Mora’da yaşayan 30 binden fazla Müslüman bölgedeki papazların öncülüğü ile öldürüldü. Clair'e göre, "Mora'daki soykırım ancak öldürecek başka Türk kalmadığında sona erdi"…
Yıllar sonra bir dede,1864 yılında Müslüman Çerkezlere, Ruslar tarafından uygulanan soykırım tadındaki göç için şunları kaydetmiş:” Deniz kenarında yedi yıl boyunca atılmış insan kemikleri vardı. Kargalar erkek sakallarından ve kadın saçlarından yuvalarını kurarlardı. Deniz yedi yıl boyunca karpuz gibi insan kafataslarını atıyordu. Benim orada gördüklerimi düşmanımın bile görmesini istemem”… Rus askerleri tarafından gemilere doldurulan yüzbinlerce Çerkes karşı kıyıya ulaşamadan açlık ve hastalıktan öldü.Bazı gemiler yolcu sayısı çok fazla olduğu için battı. 1866 yılında 1 milyon Çerkes ve Kafkas Ruslar tarafından sürüldü. Yüz binlercesi yine açlık ve susuzluktan hayata tutunamadı…
1876’da Sakız Adasında ve çevresinde yaşayan binden fazla Müslüman Türk katledildi. Bir kısmı hac ibadeti için gemiye binmişti, ama vazifelerini tamamlamak nasip olmadı…
93 Harbinde yüzbinlerce Balkan Müslümanı, köylerinin basılması ve katledilmeleri sonucu grup halinde göçe zorlandı. Makedonya'daki Müslümanlara karşı bir ay süren katliamlar yapıldı. Binlerce kişi hayatını kaybetti. Bölgede asılmadan önce abdest alan dedelerimizin fotoğraflarının bir kısmı günümüze ulaşmıştır. Sofular, Kozluca, Kızanlık, Keçidere ve daha nice köyde yaşayan Türk Müslümanlarının evleri yağmalandı, Hristiyanlığa zorlandı, okul ve camileriyle birlikte yakılarak katledildi. 5 bine yakın Arnavut Müslüman Priştine’de Sırplar tarafından öldürüldü.
1910-1922 yılları arasında yarım milyon Müslüman Türk, Ermeniler tarafından öldürüldü. Bölgedeki kadınlar yok edilirken tecavüz damgası eksik edilmedi… Erzurum,Kars, Van, Bakü, Erzincan’da yaşayan Müslümanların bir kısmı camileriyle beraber birden bire ortadan yok oldu…
Mayıs 1919 İzmir işgali sonrası Yunan birlikleri şehri katletti. Binlerce Müslüman Türk’ün evleri yağmalandı, camilere doldurularak toplu olarak yakıldılar . Bazı tanıklar İzmir'den Konya'ya kadar olan bölgede Yunan askerlerinin Türk kadınlarına çok sık bir şekilde tecavüz ettiğini belirtirler. Kurtuluş Savaşı boyunca Anadolu’nun her yerinde yapılan yağmacılık, kundaklama sonucu milyonlarca Müslüman Türk evsiz kaldı…
Stalin Şubat 1944 yılında, yarım milyon Müslüman Çeçen’i trenlere bindirilip Kazakistan’a sürdü.On binleri bulan tren seferlerinde onbinlerce kişi hayatını kaybetti. Sürgün sırasında ölenlerin cesetleri İslami usüllerle gömülmek yerine trenlerden yollara fırlatıldı ya da aç hayvanlara yem edildi. Mart ayında ise sıra Müslüman Balkarlara gelmişti. “İki saat içinde eşyalarınızı toplayın gidiyorsunuz” denilen halk, 18 gün süren yolculuk esnasında her vagonda yüzlerce kişiyi kaybetti.Bir daha memleketlerine dönemeyen Balkarların nüfusunun yarısı 13 yıl süren sürgünlerde eridi. Mayıs 1944 sabahı aynı senaryoyu Müslüman Kırım Türklerine uyguladı. Kırım’ı terk etmek istemeyenler kurşuna dizildi. İki yüz bine yakın Müslüman Kırım Türk’ü Özbekistan’a sürgün edildi. Yine hepsinin hikayesine açlık sonucu ölümler bulaştı. On bin kişi açlıktan öldü. Müslüman Ahıska Türkleri Kasım 1944’de Batı Türkistan’a sürüldü. Binlercesi sürgünde can verdi.
Temmuz 1959’da Kerkük’te bulunan Müslüman Türkmenler 3 gün 3 gece boyunca katledildi. Gencinden yaşlısına, Kadın-erkek herkes ya boğazlandı ya da iplerle caddelerde sürüldü. Sağ kurtulanların çoğu sakat kaldı. Parçalanmış cesetleri ağaçlara ve elektirik direklerine asıp günlerce bekletildi. Müslüman Türkmenler,Telafer katliamıyla başlayan acı tarihlerinde Levi, Gavurbağı, Erbil, Musul, Yengice ve daha onlarca katliamı sığdırdı…
Şubat 1992 Hocalı Katliamı’ nda 600 kişiden fazla Müslüman Azeri öldürüldü. Başları kesilen, gözleri oyulan hamile kadın ve çocuklar bugün hala unutulmadı
Temmuz 1995, Srebrenitsa'lı 110 bin Müslüman BM tarafından Sırp askerlerine teslim edildi. Sırp askerleri 60 tan fazla toplu mezara kimlikleri tespit edilmesin diye işkence sonrası parçaladıkları 80 binden fazla Müslümanı gömdü…
Yüzyıllardır süren Çin soykırımları sonucunda bölgede milyonlarca Müslüman Uygur’luk atledildi. Camiler yıkıldı, ibadetleri yasaklandı, yüzlerce çocuk yasadışı dinî eğitim aldığı gerekçesiyle hapis cezası aldı. Başörtüsünü çıkarmayı reddeden kadınlar diri diri yakıldı.
Myanmar’da bulunan Budist rahipler ve ahalisi hala bölgedeki Müslümanları sokak ortasında yakmakta. Günümüze kadar birçok küçük çocuk katledilmiş, camiler yıkılmış ve yakılmış, hatta insanlar araçlara bağlanıp sürüklenmiştir.
Sizlere Hama, Felluce , Hadisa, Cibuti, Sabra ve Şatilla, Cenin, Rohingya, Gazze ve diğer onlarca Müslüman’a yapılan katliamları anlatmak isterdim ama sanırım ne sizde okuyacak ne de bende yazacak mecal kaldı.
Dinime küfreden islamofobikler sanırım dünya tarihinde en çok soykırıma Müslümanların uğradığını bilecek kadar akıllıdır! Bu nedenle bence sizin bizlere karşı PEDIGA (Batı'nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar) kurmanıza gerek yok. Siz zaten şanlı soykırım tarihiniz ile Avrupanızı İslamlaştırmadınız ve topraklarınızda yaşayan Müslümanlara kafi derece vahşet uyguladınız. Bence bizim dünya Müslümanları olarak sizlere karşı “Batı’nın İslamofobiklerine Karşı Vatansever Müslümanlar” diye bir grup kurmamız lazım. Benim atalarım 3 kıtada hüküm sürdü, birçok milliyeti ve dini topraklarına kattı. Ama hiçbirine sizlerin uyguladığı ve uygulamakta olduğu dini soykırım ve vahşeti uygulamadı. Hiçbir Türk askeri savaşta farklı dinlerdeki kadınlara tecavüz etmemiş, çocukları gırtlaklamamıştır. Biz Cihat sırasında düşmanını tam öldürmek üzereyken suratına tükürdüğü için nefsine yenilmemeyi seçerek kılıcını yere fırlatan Hz. Ali’nin, dünyasını dostluk, merhamet ve iyilik üzerine kurmuş Hz. Muhammed’in torunlarıyız. Keşke hepinizin bir parçası İslam’dan nasibini alabilse…
seslimakale.com
YORUMLAR
708 kez izlendi
776 kez izlendi
555 kez izlendi
2078 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.