Suriye ve Irak'ta savaşı bitirebilecek önemli adımlar, Türkiye, Rusya ve İran tarafından atılmıştı. Öncelikle geçici ateşkes ve sonrasında kalıcı ateşkesin sağlanmasıyla birlikte Astana'da siyasi görüşmelerin başlatılması kararı ve iradesi karşısında Obama yönetimindeki ABD ve NATO'nun arka planda şok oldukları, ancak diplomatik olarak barış sürecini desteklediklerine yönelik inandırıcı olmayan açıklamaları birbirini takip etmişti. ABD, NATO ve AB ülkeleri yani savaş lobisini oluşturan ülkeler 'Barış Lobisi'nin iki garantör ülkesine yönelik cezalandırma amaçlı örtülü saldırılarına hız kesmeden devam ediyorlar. Rus uçağının CIA kontrolündeki Türk ordusuna sızmış FETÖ'cüler tarafından düşürüldüğü konusunda Putin'in ikna olması sonrasında Rus Büyükelçisi Karlov suikastıyla başlayan suikastlar zinciri ile Rusya etkisizleştirilmeye çalışılırken, Türkiye'de küresel çetenin kontrolündeki Suriye ve Türkiye içinde faaliyet gösteren terör örgütleri taşeron olarak kullanılmak suretiyle Türkiye'ye açık bir savaş açılmış görünüyor.
Rusya'ya karşı, Rus Büyükelçisi Karlov suikastını polise sızmış bir FETÖ tetikçisinin gerçekleştirdiğinin anlaşılması sonrasında Rusya'ya yönelik ikinci suikast haberi Belçika'dan geldi. NATO Genel Denetçisi Yves Chandelon arabasında başından vurulmuş bir halde bulundu. Belçikalı yetkililer, NATO denetçisinin ölüm sebebini intihar olarak açıklarken, yakınları bu iddiayı reddetti. Chandelon NATO'da terörün finansmanıyla mücadele alanında çalışıyordu. Özellikle DEAŞ petrolünün pazarlanmasında yolsuzluklarda gizli servislerin rollerini araştırması, yakın mesafeden ateşlenen silahın elde kalmayacağını geri tepme ile elinden fırlayacağını vurgulamaları olayın suikast olduğu düşüncesini ön plana çıkardı. 28 Aralık'ta Rusya yeni bir şok yaşadı. Rus enerji devi Rosneft'in CEO'su ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in “kara kutusu" olarak bilinen eski istihbarat generali Oleg Erovinkin aracında ölü bulundu.
Günümüzde terör maskesi giydirilmiş küresel saldırılar klasik terör eylemlerinden çok farklı Türkiye'nin toprak bütünlüğü ve milli güvenliğini tehdit eden bir konuma ulaşmıştır. Türkiye'nin Fırat Kalkanı Operasyonu ile Ortadoğu'da bir güç sergilemesi bu gücünü Suriye ve Irak'ı bölme arzusundaki savaş lobisini oluşturan NATO ABD ve Batı ittifakına karşı tarihsel diplomatik ataklarla Rusya, İran ve Türkiye'nin oluşturduğu Barış Lobisi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uzun bir süreden beri dillendirdiği Dünya 5'ten büyüktür sözü, Türkiye'nin NATO'dan çıkabileceği endişesi, AB yerine Şangay İşbirliği Örgütü'ne giriş sinyalleri, ABD ve Batılı ülkelerin Suriye ve Irak'taki kalıcı barış ve siyasi görüşmelerin yapılacağı Astana zirvesinde şimdilik dışlanmaları, Türkiye'deki muhtelif terör örgütlerinin maşa olarak kullanıldığı örtülü savaş yöntemleri ile yapılan küresel saldırıların başlıca nedeni olmuştur. Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir şekilde ardı ardına yapılan saldırıların ana nedeni ülkemizin birlik ve beraberliğinin bozulması saldırılarla hedeflenen kamplaşma ve kutuplaşmalar sonrasında ülkemizin bir iç savaşa sürüklenmesi, Irak veya Suriyeleştirilmesi hedeflenmektedir. Ancak Türkiye eski Türkiye değildir. Bölgesinde ve dünyada bölgesel ve küresel bir aktör konumundadır. Bu saldırılar dünyanın en gelişmiş ülkelerinde bile siyasi sonuçlar doğurabilecekken Türkiye bu saldırılar karşısında birlik ve beraberlik içinde tek vücut olarak bu saldırıları aşacak kuvvet ve kudrettedir.
Yenişafak
10 Ocak 2017
Hiç yorum yapılmamış
712 kez izlendi
776 kez izlendi
555 kez izlendi
2078 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.