GÜNCEL

Serpil Çevikcan : TSK’daki paralel meselesi

Tarih
14 Ocak 2015
İzlenme
Kişi
Yazar
Serpil Çevikcan

14 Ocak 2015

Paris
’te Charlie Hebdo dergisine yapılan saldırının küresel boyuttaki yankıları, paralel yapıyla mücadele başlığı altında gerçekleştirilen soruşturmaları ve alınan idari tedbirleri gündemin alt sıralarına indirdi.
7 Haziran genel seçimlerine adım adım yaklaşırken kuşkusuz bu konu zaman zaman ısınacak.
Meselenin üzerinde durmak istediğim boyutu Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bünyesinde, hükümetin paralel yapı olarak isimlendirdiği yapılanmayla ilgili olarak ne yapıldığı.
Hatırlanacağı gibi, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’e, en son 30 Ağustos 2014’te paralel yapı iddiaları ve Silahlı Kuvvetler’de bununla ilgili yürütüleceği açıklanan disiplin çalışmaları sorulmuştu.
Özel, “Türk Silahlı Kuvvetleri elinde bilgi ve belgeyle çalışır. Bunun dışında MİT ve Emniyet’ten belge istedik ama bize şu ana kadar bilgi belge gelmiş değil. İmzasız ihbar mektuplarıyla işlem başlatamayız. Türk Silahlı Kuvvetleri hukukun üstünlüğüne inanır, buna göre gereğini yapar” demişti.
Bu sözleri de epey tartışma yaratmıştı.
“Sahi ne oldu bu TSK’daki mesele?” sorusuna yanıt ararken, kulağıma çalınanları başlıklar halinde aktarmak istiyorum.
Bunların bir kısmının somut bilgi, bir bölümünün de TSK’ya yapılan kimi tazyiklere dönük tepki ve değerlendirmelerden oluştuğunu belirtmeliyim.

İmzasız ihbarlar
- TSK’nın, bünyesine personel alımlarında azami gayret gösterdiği ve paralel yapılanmadan en az etkilenen kurum olduğu savunuluyor.
- TSK’nın, yıllardır bu yapılanmanın devletin çeşitli kademelerinde, bakanlıklar ve kurumlarında etkin olma çabasını gördüğü, bu tehdidi, değişik zamanlarda en üst seviyede ilgililere bildirdiği, ancak zaman zaman ciddi eleştirilere maruz kaldığı hatırlatılıyor.
n Askerlere yönelik olarak başlatılan Balyoz, Ergenekon, Askeri Casusluk gibi davalarda bine yakın personelin paralel yapılanma tarafından yaratılan sahte delillerle cezaevlerine gönderildiği, bu personelin çoğunun kritik görevlerde yer alan üst düzey general ve amirallerle, halen görev yapan, geleceği parlak subaylardan oluştuğu, yaratılan algı ve doğan boşluk nedeniyle TSK’ya sızma girişimleri hız kazanırken, kamuoyunda askerin güvenirliğinin yüzde 85’lerden yüzde 65’lere gerilediği ve TSK’nın bir suskunluk dönemine mahkum edildiğinin altı çiziliyor.
- TSK’daki yapılanma iddiaları ve mücadele konusunu maksatlı olarak gündemde tutan üç ana kol olduğu görüşü hâkim. Bunlar: 1- Balyoz ve Ergenekon gibi askeri davalarda yargılanan bazı üst düzey isimler ile onlara yakın olan, bazı televizyon kanalları ve yayın organlarında iddialar öne süren isimler. Bunlardan bir bölümü askeri savcılıkça bilgilerine başvurulanlardan oluşuyor. Yaptıkları belgesiz suçlamalar rahatsızlık yaratıyor. 2- TSK içinde var olduğu belirtilen paralel yapı elemanları tarafından, kendilerini gizlemeye yönelik olarak hazırlanan imzasız ihbarlar. Bu ihbarlarla çember genişletiliyor. 3- Kendilerine rakip olabilecekleri ekarte etmek isteyenler ve “TSK’nın da zamanı gelecek” diyenler.
- 17-25 Aralık depremi ve “Orduya kumpas kuruldu” sözüyle yeni boyut kazanan süreçte, TSK’nın kimler tarafından ve ne şekilde hedef alındığının ortaya çıkmasının ardından, paralel yapılanmanın yeni bir strateji belirlediği kaydediliyor. Bu strateji uygulanırken, TSK’yı yıpratıcı yayınlardan, söz ve demeçlerden özellikle kaçınıldığı, TSK’nın bu süreçte genelde sessiz kalışının, “TSK bize yapılan haksızlıkları görüyor, bizden yana tavır sergiliyor” algısı yaratmak için kullanıldığına inanılıyor. Hükümet yanlısı bazı gazete ve televizyonlarda bilinçsizce yapılan bazı programlar sayesinde, bu yapının TSK içinde güçlü olduğu algısına hizmet edildiği vurgulanıyor.

Yeni strateji
- Yeni strateji çerçevesinde TSK içindeki bazı elemanların asılsız ihbar mektupları göndererek hükümetin yanında olan TSK personelini bertaraf etmeye çalıştığına vurgu yapılıyor. Üst düzey komuta kademesinde kendilerine taraf personel olmadığını bilmelerine rağmen bu stratejiyi uygulamaya çalıştıkları ve bu sayede TSK içinde yükselme potansiyeli olan bazı isimlerin etkili makamlara gelmesine uğraştıkları belirtiliyor.
- Bu çerçevede hükümetten, TSK ile ilgili değerlendirmeleri kılı kırk yararak yapması ve düşünülmeden yapılan değerlendirmeleri engellemesi bekleniyor. Bir kumpastan kurtulma çabası içinde olan TSK’nın yeni bir kumpasla karşı karşıya kalmamasının devletin beka sorunu olduğuna işaret ediliyor.
- Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in “Bütün ihbarları ciddiye alın, bakın, inceleyin” talimatı verdiği kaydediliyor.
- Gelen ihbar mektuplarının hatırı sayılır bir bölümünün organize olduğu görülüyor. Aynı klavye ya da kalemden çıkmış gibi. Generallerle ilgili ihbarların sayısının çok olduğu belirtiliyor.
- Son 1.5 yıl içinde aralarında bu yapıya yakınlığı da bulunduğu saptanan alt düzeyde 50-60 civarında personelin orduyla ilişiğinin kesildiği kaydediliyor. Bunlara ilişkin saptama, kuvvetlerin disiplin kurullarınca yapılıyor.
- İhbar mektupları, Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı’nda toplanıyor. Sınıflara ayırılıyor. Kuvvetlerin disiplin kurullarında değerlendiriliyor. Durumu gerektirenler, askeri savcılığa gönderiliyor ve ciddi bir soruşturmaya tabi tutuluyor. Kurmay subaylara dönük titiz bir çalışma yürütüldüğü belirtiliyor.

Milliyet

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;