DEAŞ'ından PKK'sına, FETÖ'sünden adı her ne olursa olsun diğer irili ufaklı terör örgütlerine dek Türkiye'ye karşı oluşturulan şer cephesi sadece polise, askere saldırmıyor, millete, Meclis'ine ve ekonomimize de saldırıyor.
Buna karşı durmak için topyekûn mücadele veriyor, ülkeyi ekonomik olarak zayıflatıp sonra işgal etme planlarını yıkmak için Hükümet olağanüstü tedbirler açıklıyor.
Fakat gel gör ki bürokrasi, ya içindeki gizlenmiş FETÖ militanları veya gafleti, vizyonsuzluğu, tembelliği, koltuğunu koruma sevdası ve risk almayan tutumuyla, "eylemsizlik terörü" uyguluyor.
Ekonomiye canlılık kazandırmak için KOBİ'lere verilen 50 bin liralık kredide gördüğümüz şu: KOSGEB buna hazır değilmiş. Sebep? 3.5 milyona hizmet verecek kapasiteli teknolojik yatırıma Sayıştay "şimdilik gerek yok" diye engel olabiliyor. Seferberliğe mevzuat engeli olur mu? Zihinsel değişim şart.
Dolarizasyona karşı verilen mücadeleye bakıyoruz; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "doları bozdurun, TL'ye, altına dönün" çağrısına aldırmadan, işlerini hâlâ döviz üzerinden yapan kamu kurumları var. Sorun sadece kamudaki FETÖ militanları değil, rüşvetini dahi dolarla talep eden ÇETÖ bürokratları söz konusu...
ÇETÖ derken, ordusu savaşta Türkiye'nin 7 düvele karşı verdiği mücadelede hâlâ bireysel ve kirli çıkarını koruma gayretindeki çetelerden, kişilerden söz ediyorum. Bu ÇETÖ tanımına ben, seferberlik çağrısına aldırmayan ancak ortalıkta "teröre karşıyım" diye dolaşırken kendi işini yapmayan veya kötü yapanları da katsam abartmış olur muyum?
Sabah
21 Aralık 2016
YORUMLAR
717 kez izlendi
781 kez izlendi
556 kez izlendi
2080 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.