Sesli Makale

Bütün güzelliklerin kaynağı içimizdedir. Çünkü gönül ve zihin birlikteliği insanın kendi içyapısını oluşturur. Aslolan bizde bulunması gereken nitelikleri önce içimizde var etmemiz, içten dışa yansımayı sağlamamız ve bunun devamı için tedbir almamızdır. İçten gelenler önce şahsımız ve ailemiz için, sonra toplum içindir. Dıştan olanlar ise önce ve sonra toplum yani dışımızdakiler ve el dediklerimiz içindir. İçimizde var olan değerler ise, bir inanca bağlı olarak yeşerir ve bizi biz yapar. Bizi başkalarından ayıran en önemli özelliklerden olan bu değerlerimiz, bizi hareket ettiren ve yüreğimizi kendine bağlayan değer kaynağımız ile ilgilidir. Eğer içeride ve dışarıda aynı davranabiliyorsak bu değerler bizi şekillendirmiş ve karakter kazandırmış demektir.

İçte ve dışta aynı olmamamız gereken hususlar da vardır

Meselâ giyimimiz, evdeki ile dışarıdaki ayrı olmalı. Meselâ şaka ve espri tarzımız, meselâ mahrem ilişkilerimiz gibi sadece aile içindeki doğal ve koruyucu kalkanlarımızı indirdiğimiz yuvamızda olabilecek şeylerdir. Doğru sözlü olmak, nazik ve kibar-saygılı davranmak, incitmemek için sözlerini seçerek kullanmak, öfkelendiği vakit, dışarıda sabrettiğimizin daha çoğunu evde sabrederek, ağzımızdan incitici bir sözün çıkmamasına gayret etmek. İşte bu dikkatli ve duyarlı tutumlar, evde insanca, Müslümanca bir hayatı yaşamak ve yaşatmak için olmazsa olmazlarımızdandır. İçeride ve dışarıda insani bir kalite taşımamız, dinimizin bizden istediği şeydir.

Doğru olmak, doğru durmakla mümkündür

Doğru insan olmak gibi bir hayalin olması, insanı hayaline doğru ilerletir. Bu tutumun kişinin gözünde üstün bir değer taşıması lâzım ki zor ve kritik bir durumda, bu değerin anlamı bizi tutsun. Doğru olmak ve doğru durmakla aldığımız ödül, bizim sahip olacağımız her türlü kazancın üstünde olmalı. Ancak o zaman savrulmalar karşısında direnç gösterebilir ve o ödül için dayanabiliriz. Bu ödül, insanın her haliyle toplum mayasını hem oluşturmak hem de şekillendirmek konusunda etkin olduğumuz gerçeğinden yola çıkarak, Rabb’imizin (c.c) Peygamber ahlâkı ile ahlâklanmaya verdiği önem ve vereceği mükâfat, gönlümüzün başköşesinde canlı ve aktif bulunmalı. İşte o zaman o güzel insanı kimse para ve mevki ile satın alamaz.