Geçen pazar günü Twitter’da çok ilginç bir tabloyla karşılaştım. Bu tablonun ekran görüntüsünü alıp sizinle paylaşıyorum.
Olay şuydu.
Birbiriyle hiçbir ilgisi olmayan, bir araya gelmeleri belki de hiç mümkün olmayan üç tanınmış isim bir mesajı desteklemek için retweet etmişler. Ve tesadüfen isimleri alt alta gelmiş.
*
Bunlardan biri Ersoy Dede...
Star gazetesi yazarı...
İktidarı ve Erdoğan’ı en çok destekleyen yazarlardan biri...
“Gezi”yi “Hükümeti yıkmaya yönelik kalkışma” olarak gören ve çok sert tepki veren gazetecilerden...
İkincisi Levent Üzümcü...
Tiyatro ve sinema oyuncusu...
İktidara ve Erdoğan’a en sert muhalefet eden aydınlardan biri...
“Gezi”yi “Demokratik bir halk hareketi” olarak gören ve destekleyen bir sanatçı...
*
Üçüncüsü Mehmet Sanrı...
Barzani görüşlerine yakın gazeteci.
“Kürdistan” dediği için yargılanmış biri...
Ama aynı zamanda PKK’nın aydınlara yönelik tehdidine karşı çıkan ortak bildiriye imza atan Kürt aydını.
*
Bu üç insanın yolları ıssız dağda da kalabalık cadde de kesişmez...
Ama baktım pazar günü Ahmet Güneştekin’in dün Bakü’de Haydar Aliyev Kültür Merkezi’nde açılan sergisi için attığı bir mesajı desteklemek için retweet etmişler.
*
İşte sanat budur... Bir sergi, bu üç farklı aydını hiç olmazsa bir konuda yan yana getirebiliyorsa...
Umut var demektir.
YAHU KIRAÇ ARKADAŞ KAHVALTIYI DA SEN HAZIRLA
Bitiyorum böyle manasız laflara...
Ne demiş bu arkadaş?
“Şehirli kadın çocuğa bakmıyor, evde kahvaltı bile hazırlamıyor...”
Artık manasızlığa yorum yapmak da manasız geliyor. Tam okuyup geçiyordum, adına takıldım.
Kıraç...
Merak edip ne anlama geliyor diye sözlüğe baktım.
“İşi nitelikli olmayan, ekilebilse bile verimi çok az olan toprak”mış...
İçimden gelen ses arkadaşa şöyle seslendi:
“Eee öyleyse sen hazırla kahvaltıyı... Çocuğun altını sen değiştiriver...”
YORUMLAR
717 kez izlendi
781 kez izlendi
556 kez izlendi
2080 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.