İki gündür önümdeki iki fotoğrafa bakıp bakıp soruyorum...
O iki fotoğraf şu:
Sakallı bir adam, Senato başkanının koltuğunda oturuyor...
Bir başka sakallı adam da Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin koltuğunda...
Pişmiş kelle gibi sırıtıyorlar...
Başarmışlar yani...
*
Bunlar seçilmişlerin koltuğuna oturmuş “kışkırtılmışlar”...
Onların fotoğraflarını görüyoruz...
Ama aradığım bir başka fotoğraf daha var.
Kışkırtılmışlar o koltuklarda otururken, “seçilmişler” nerede...
Aynı saatlerde onların nerede olduğunu gösteren tek fotoğraf yok...
*
Okuyabildiğim, seyredebildiğim şu:
Saldırı sırasında senatörlerin ve kongre üyelerinin bir bölümü binanın dışına kaçırılmış.
Başkan yardımcısı Mike Pence ise Capitol adı verilen binadan ayrılmamış...
Demek ki binada bir yere “sığınmış”...
Demek ki, binanın altında böyle saldırılara karşı sığınılacak yerler veya kaçılacak yollar varmış.
Bunların sembolik anlamı büyük...
Çünkü “demokrasinin” ve “seçilmişlerin sığınağı” buraları...
*
Garibime giden ise şu:
Mesela dün Washington Post’ta bu 4 saatlik popülist vandalizmin neredeyse saniye saniye dökümü çıkarılmış. Saldırganlar kaçıncı dakikada hangi kapı ve pencereden girmiş okuyoruz.
Ama kongre üyelerinin ve senatörlerin hangi yollardan dışarı çıkarıldığı, başkan yardımcısının saldırı boyunca nerede kaldığını anlatan bir bilgiye ben rastlamadım.
*
Sanki sistemin söylenmeyen bir “demir kanunu” var...
Eğer demokrasi bir yere “sığınmışsa”, sığındığı yer gizli tutuluyor...
Bence iyi bir kural bu...
Çünkü bu olay bize gösterdi ki...
Bazen “demokrasilerin” ve onların temsilcilerinin “sığınacak” yerlere ihtiyacı oluyor...
O zaman gelelim ikinci ve asıl soruya...
Bu “seçilmiş demokrasi” kime karşı yeraltına indi?
ONLAR YAN YANA SIĞINIRKEN DARBENİN BAŞKOMUTANI NEREDE
AMERİKAN demokrasisinin henüz sormaya cüret edemediğimiz hayati sorusu şu: Amerika’nın “seçilmişleri” o gün o binada “kime” karşı “yeraltına indi”?
*
Karşılarında sıradan sivil, “halktan” insanlar vardı...
Kongre üyeleri ve başkan yardımcısı onları seçen “halktan” kaçarak mı girdi o labirentlere...
Hayır daha vahim...
Halkın geçen defa seçtiği, bu defa seçmediği bir “başkan”ın kışkırttığı öfkeli ve kompleksli bir kalabalıktan kaçtılar... Demokrasi ve seçilmişler hiç beklemedikleri bir yerden saldırıya uğramıştı.
Darbenin komuta üssü Başkanlık Sarayı’ndaydı.
Çünkü o eski başkan hâlâ kendini “tek halk” olarak görüyor...
Ve seçilmişlere karşı darbe girişimi, kendini tek halk gören Beyaz Saray’dan, yani Başkanlık Sarayı’ndan geldi...
Seçilmiş vekiller ve senatörler ondan kaçarak sığınaklara girdiler.
*
Çok da iyi oldu...
Bir kere daha öğrendik ki...
Faşizm, kendini “halk sayan”, “tek halk” sayan popülist liderlerin kışkırttığı, öfkeli kalabalıklar üzerinde yükselir....
*
Çünkü Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşanan bu olay bir kere daha gösterdi ki... Demokrasilerin sığınabileceği tek yer, iktidarın ve muhalefetin yan yana koltuklarda oturduğu, birbirini gördüğü, gerektiğinde aynı labirentlerden birlikte geçip aynı sığınaklara sığındığı seçilmiş parlamentolarıdır...
YORUMLAR
717 kez izlendi
780 kez izlendi
556 kez izlendi
2079 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.