DÜNYA kendi haline bırakılmaz. Bırakmazlar.
Egemen olanlar egemenliklerini de paylaşmazlar. Artık herkesin gördüğü BİLDİĞİ gibi ABD ile ÇİN tepede çatışıyor. Şu an için SICAK TEMAS YOK ancak olmayacağı anlamına gelmiyor.
ABD'nin silahlanma yarışında geri durmaması bunca CARİ AÇIK'a rağmen silahtan kısmaması aksine harcamaları giderek artırması bize ufukta bir çatışmayı fazlasıyla işaret ediyor.
Çin de düşük ses tonuyla konulara yaklaşsa da hem ekonomik hem askeri olarak kendi stratejilerini uygulamaktan geri durmuyor.
ÇİN'in nasıl hareket ettiğini en iyi Amerikalılar takip ediyor. Gelin bugün yapılan araştırmalardan çıkan ÇİN sonucuna bakalım...
Pekin yönetimi daha önce İNGİLTERE'nin yaptığı, ardından ABD'nin uyguladığı sistemin dışında bir yol izleyerek KÜRESEL Lig'de şampiyonluğa oynuyor. Yol kendi inşa ettikleri bir yol. YATIRIM-BORÇ-KALKINMA-EKONOMİK ÇIKAR gibi sözcüklerle ilerleyen YUMUŞAKGÜCÜNÜ kullanarak hız yapılabilen bir metot bu...
Kabaca 2000 yılından sonra bakıldığında ÇİN 1 TRİLYONDOLAR'dan daha fazla parayı yatırıma yollamış!
Zaten 2013'teki İPEK YOLU ilanından sonra iyice gazabasıldı. Pekin 2000 yılındansonra 165 ülkede 20.985'tenfazla projeye en az 1,34 trilyondolar harcadı. Stratejik olarak ÇİN kendi yolunu inşa ederkendüşük ve orta gelirli ülkeleriseçiyordu. Çoğunlukla şeffafolmayan hibe ve borç vermefaaliyetleriyle ilerliyordu. Buyöntemle de ABD ve AB'ninharcadığından daha fazlaharcıyordu!
Çin iyice takip edildiğinde dünyanın her yerinde olduğu görülmekteydi...
Bakalım... OKYANUS ülkelerine 15.8 milyar dolarlık yatırım yapmıştı.
Son dönemlerde krizin merkezi olan ORTADOĞU'da durum farklıydı. Bölgeye 64 milyar DOLAR yolluyordu. Aslan paylarından birini AVRUPA alıyordu. AB'ye akıtılan yatırım miktarı 227 milyar dolardı. Konu AFRİKA olunca dengeler değişiyordu.
Manşetlerden uzak olan kıtaya giden yatırım miktarı tam 338 milyar dolardı. Aynı miktara yakın bir para da AMERİKAKITASINA gidiyordu. Oraya akan tutar da tam tamına 389 milyar dolardı. ASYA'sız olmazdı. Hemen çıkış noktası sıçrama tahtasıydı. Çeşitli alanlara ayrılan miktar 467 milyar dolardı...
Açalım... Çin'in yatırım yaptığı alanlara inelim! Sanayi, madencilik ve inşaat ana motordu. Bu sektörlere giden yatırım 404 milyar dolardı. Bunu 279 milyar dolarla ENERJİ izlemekteydi.
Bankacılık ve finansal ağ takipteydi. Oradaki miktar 232 milyar dolardı. Taşıma depolama beraberinde kara ve demir yolunu getiriyordu.
Buradaki rakamlar da 200 milyar dolardı. Kentsel ve kırsal dönüşüm, kalkınma adı altında 100 milyar dolar harcanıyordu. Sosyal kalkınma ve yardımlar da unutulmuyordu.
30 milyar dolara yakın bütçe buralara veriliyordu. Onlarca kanal ÇİN'den gelen para ile buluşuyordu. Hedef devletlerin önemli kurumları, yargı sistemi, seçimler, ticaret odaları, tıbbı alt yapı hizmetleri ve yardımları, gıda, ticaret politikaları için harcanan milyarlarca dolar bulunmaktaydı. Amerikalılar öyle titiz inceleme yapıyor 15 milyar DOLAR'ın nereye harcandığını kestiremiyorlardı. GÖRÜNMEYEN KALEM BİLE bu kadardı düşünün.
Çin'in AFRİKA'daki ayak izlerini takip etmek mümkündü.
Oradan nereye ulaşmak istediği SIR değildi. Bunu da yatırım miktarlarından ve tercih ettiği ülkelerden anlamak zor olmuyordu.
Çin'in favori ülkesi ANGOLA'ydı. 66 milyar dolar bu ülkeye gidiyordu.
Mısır 27 milyar dolar alırken, Etiyopya ve Güney Afrika 21'er milyar dolarla Çin'e kapılarını açıyordu.
Sonra SUDAN 18, Nijerya 15, Zambia 13 milyar DOLAR'la buluşuyordu. Kenya 13, Gana ise 10 milyar dolarla Pekin'le yürüyordu. Kamerun 9, stratejik olarak önemli nokta olan CİBUTİ ise 2.4 milyar dolara ev sahipliği yapıyordu. Seyşeller 163 milyon dolar alırken en az miktar SOMALİ'ye gidiyordu... 76 milyon dolar...
2013'te açıkladıkları BİR KUŞAK BİR YOL PROJESİYLE ÇİN 1.5 trilyon dolar harcıyor, yatırım yapıyor ülkeleri kendine bağlıyordu.
Dünya haritasını önünüze alıp baktığınızda ASYA'ya büyük pay verdikten sonra GÜNEY AMERİKA ile AFRİKA üzerinden PEKİN'e uzanan bir HAT meydana getirmekteydiler. AVRUPA'yı içeride tutarak Buenos Aires'ten Rio de Janeiro'ya oradan da ASYA'nın içlerine uzanan bir YOL inşa ediyorlardı. Kabul etmek gerekir ki büyük akıl, büyük özveri, büyük mücadele, büyük meydan okumaydı bu.
Kime? Başta ABD olmak üzere G7 ülkelerine ve NATO'ya...
Bu böyle gittiğinde ABD için kara günlerin geleceği SIR değildi. Zaten bu rakamları da ABD üniversiteleri yaptığı araştırmalarla buluyorlardı.
Onlar için de TEMEL TEK BİR PROBLEM VARDI! ÇİN'İ BİR ŞEKİLDE DURDURMAK!
Bunu yapabilecekler mi?
Yapacaklarsa nasıl adım atacaklardı? Bunların cevabı şimdilik yok. ANALİZLER ve İŞARETLER PASİFİKGÜNEYÇİN DENİZİ-HİNT OKYANUSU-TAYVAN BOĞAZI'nı göstermekte...
Zaten son günlerde HİNDİSTAN'ı da içine alacak şekilde denizlerde yaşanan gerilim tesadüf olmasa gerek.
Stratejik olarak AFRİKA'dan ya da GÜNEYAMERİKA'dan gelecek hamlelerle ÇİN'i durdurmak, kontrol altına almak pek olası değil gibi. Bu nedenle tansiyon öyle ya da böyle ASYA'da yükselecek. EN güçlü oldukları yerde yani... Bunu da anlayabilmek için HİNDİSTAN içindeki karışıklıklara ve Çin'in UYGURLAR üzerinde uyguladıkları politikaların karanlıkta kalan kısımlarının gün ışığıyla kavuşmasına bakmak gerekecekti. Bu adımlar görüldüğü vakit artık ok yaydan çıkacak demektir!
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.