DÜNYA

Ergün Diler : Bilek güreşi

Tarih
07 Kasım 2018
İzlenme
Kişi
Yazar
Ergün Diler
TAM yazıya oturduğum dakikalarda FRANSA CUMHURBAŞKANI MACRON'a silahlı saldırı hazırlığında olan bir grubun yakalandığı haberi ajanslara düştü. 6 aşırı sağcı, istihbaratın dikkati sonucu ele geçirilmişti.
Haber böyleydi.
Daha önce de yazdığım gibi gelişmeler çok büyük türbülanslara gebe...
Zaman daralıyor, güçler her iki uçtan çektikçe çekiyor. Ve son dönemde LONDRA gizli gizli atak yaparak öne çıkma uğraşında.
Yeni düzen, yeni sistem otursun diye BİLEK GÜREŞİ şiddetlenecek. Kimler ne yapacak, kimlerin canı yanacak göreceğiz... Ama garip şeyler olacağı kesin...
Devam...
Dün kaldığımız yerden ilerleyelim...
Akdeniz'in önemi son 50 yılda sürekli arttı. En az önümüzdeki 50 yıl da Akdeniz çok önemli olacak. Bu net!
Geçmişi incelersek, İsrail dışında Fransa, İtalya, İspanya, Türkiye, Mısır, Fas, Moritanya, Tunus, Lübnan, Libya, Cezayir, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nde darbeler, suikastlar, hükümet düşürmeler, iç savaş gibi yüzlerce olay yaşandı. Bunları kim gerçekleştiriyordu? Neden bunlara ihtiyaç duyuluyordu?
Bunların tamamı Akdeniz'de güç olmak isteyen Washington ve Londra'nın kendi aralarında yaşadıkları anlaşmazlıkların sonucuydu. Bu iki gücün TÜRKİYE'deki kapışması da yakıcı ve iz bırakıcı cinstendi!
Akdeniz'in hem altının hem üstünün yeni dünya için çok önemli olduğu artık herkes tarafından biliniyor. Washington ve Londra, Akdeniz'i paylaşmak istedi ama özellikle ABD'deki İngiltere'nin kontrol edemediği yapı (Bugün Pentagon olarak bilinen güç) paylaşımı engelledi.
Bu noktadan sonra KAVGANIN BOYUTU da RİTMİ de DEĞİŞTİ, değişmekte...
İtalya'daki suikastlar ve Türkiye'deki darbelerin tamamı, Washington ve Londra'nın bu iki ülkede güç kaybetme endişesi nedeniyle yaşandı. İtalya'daki mafya hep Pentagon'a yakın oldu, NATO ile birlikte operasyonlar yaptı. Mafyanın hedefinde kim varsa, hepsinin Londra'ya yakın olmasını bir tesadüf olarak kabul edemeyiz.
"TESADÜF" diyen varsa da engel olamayız! Türkiye'deki darbe girişimlerinde de hep Washington ve Londra'ya yakın isimlerin savaşını ve sonuçlarını gördük. Gerçekten hiç sapma olmazdı! İki güç, birbiriyle YERLİ OYUNCULAR üzerinden mücadeleyi sürdürürdü! Kazanan, kontrolü bir süre ele geçirirdi!
Tahterevalli misali...
1960, 1971, 1980 darbeleri gibi...
15 Temmuz değişik bir kalkışma olsa da doğru mercekle bakıldığında iki gücü içinde bulmak hiç zor değil...
ABD'nin İNGİLTERE'yi burada silmek istediği SIR değildi. Tersi de tabii...
Türkiye'den kaçan veya tutuklananların tamamı, NATO ve Pentagon'a bağlı. Eğer 15 Temmuz başarılı bir operasyon olsaydı, bu kez hapse atılanların büyük bir çoğunluğu İngiltere'de eğitim alan askerler olacaktı. Bu denge hep vardı, yine var!
Sadece Türkiye için bu durum geçerli değil elbette.
Silvio Berlusconi, İngiltere'ye (AİLEYE) yakındı. İtalya'da güçlenen Washington, Berlusconi'yi bitirdi. Nicolas Sarkozy de İngiltere'ye yakındı, hala kendini kurtaramadı ve hapisle yargılanması sürüyor.
Kaddafi, İngiltere'ye yakındı.
Sonu çok kötü oldu... Aldo Moro, İtalya'nın efsane siyasetçilerinden biriydi.
İngiltere'ye uzak değildi ama ABD'nin karşısındaydı.
NATO suikastı ile öldürüldü.
Örnekleri çoğaltmak çok kolay...
Burada da başka yerlerde de bu kavga hep var oldu.
Olacak gibi de durmakta.
Paylaşmaya yanaşmıyor iki taraf... Ortaklık arayışı da sürmekte. Böylesine garip bir denklem yani...
Şimdi itibar suikastları çok önemli. Büyük bir savaşın ortasında kalmak çok büyük problem.
Tarafını seçmeyenler cezalandırılacak. Hiç kimse veya hiçbir ülke kendi planlarını uygulamakta ısrar edemeyecek. Buna ABD de İngiltere de dahil.
Çünkü büyüyen ve tek kutup olan bir dünyaya doğru ilerliyoruz. O tek kutbun içerisinde ittifak yapanlar kazanacak.
İşte o ittifak için Akdeniz artık çok ama çok önemli. Pentagon'da Akdeniz masası 90 kişi oldu. Masada finansçılar, enerji uzmanları, politikacılar, eski istihbaratçılar, generaller ve işadamları var.
Çünkü Akdeniz yeni dünyanın tek merkezi olacak. Bu masadakiler, Akdeniz'le ilgili ABD'nin pastayı kesmesi için planları yapıyor ve kurumlar da sorgusuz uyguluyor. Bu masanın gücü o kadar fazla ki, Trump bile masadan bilgi alamıyor. Bunun karşısında ise İngiltere Savunma Bakanı Gavin Williamson'ın kurduğu bir masa var. İşte o masa, Kraliçe II. Elizabeth'e ABD ile büyük ortaklıktan vazgeçmesi için baskı yapıyor.
İngiltere eski Savunma Bakanı Michael Fallon, ABD ile ortaklığı istiyordu. Hakkında çıkan cinsel taciz haberlerinin ardından görevinden istifa etti ve yerine Gavin Williamson geldi. Dikkat ederseniz Londra'da bile ABD-İngiltere restleşmesini görüyorsunuz.
Şimdi diğer ülkeler de ittifaklarında iki taraftan birini tercih etmek zorunda kalacak.
Akdeniz için çelişkiye gerek yok. Kazanmak için büyük ittifak içinde yer almak önemli.
Bugün için ABD ile İngiltere'nin hala Akdeniz ortaklığı için direndiğini görüyoruz. Ancak Londra'daki iç baskılar bu direnci biraz zayıflattı.
İngiltere'de Gavin Williamson, Türkiye, İtalya, Fransa ile Akdeniz'de bir ortaklık istiyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron da, bu ortaklık için adımlar atıyor. ABD de, bu ittifakın olmaması için hamle üstüne hamle yapacak. ABD ile Türkiye'nin yakınlaşmasına da bu çerçeveden bakmakta fayda var!
Kuşkusuz burada en önemli oyuncu TÜRKİYE... ABD ile İNGİLTERE hem yanımızda hem karşımızda. Herkes için olduğu gibi bizim için de engeller var. AKDENİZ yakında çok ısınacak.
MACRON ve SUİKAST iddiasının altında yatan bu!
Belki yakında gerçeklerini göreceğiz.

yazının devamı

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;