Normalde pek konuşmayı sevmeyen Abdullah Gül, Ekim 2013’te, Amerika’da düzenlenen bir çalışma kahvaltısında, Gezi kalkışması için, “Bu ve benzeri olayların başlangıcı ile ilgili açıkçası gurur duyarım” demişti.
Daha sonra, “Cumhurbaşkanı” sıfatıyla Meclis’te yaptığı konuşmasında ise Gezi olaylarının “demokrasinin göstergesi olduğunu” vurgulamıştı.
Bununla yetinmeyen Gül, “Her şey sandık değil, mesajınızı aldık” ve “Cadı avı olmaz” diyerek, 3-5 ağacı bahane ederek iktidarı alaşağı etmeye yeltenen ve 10 kişinin ölümüne sebep olan Gezicilerin yüreğine su serpmişti.
26 Nisan 2022’de yeniden görülen Gezi ana davasında ise Gezi olaylarının finansörü Kızıl Soros Osman Kavala’ya müebbet, 6 kişiye ise 18 yıl hapis cezası verilmesini ise “utanç verici” bulduğunu söylemişti.
Yargıtay dün Osman Kavala'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis ile TİP’ten milletvekili seçilen Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mine Özerden ve Çiğdem Mater Utku'ya verilen 18'er yıl hapis cezalarını onadı.
Karar sonrası, “Gezi hassasiyetini” bildiğimiz Sayın Abdullah Gül’ün açıklama yapıp yapmadığına baktım…
Herhangi bir şey göremedim…
Galiba bu kez Sayın Gül de Gezi’nin milli iradeye yönelik bir sivil darbe girişimi olduğunu kabul etti…
Ya da..
Artık malum kesimden bir beklentisi kalmadığından, açıklama yapma gereği mi duymadı?
Hiç yorum yapılmamış
1323 kez izlendi
2533 kez izlendi
1404 kez izlendi
1352 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.