Eski Türklerde “yabancılara kız verme” âdeti yoktu.
Ancak bazı siyasi durumlar nedeniyle Çinlilere kız verildiği biliniyor.
Osmanlı’da ise yabancı ile evlenen Türk kızı vatandaşlığını kaybediyordu.
Bu şekilde evlenen bir kadın ancak kocası öldükten 3 yıl sonra Osmanlı uyruğuna dönebiliyordu.
Osmanlı’da “yabancılarla evlilik” konusuna getirilen yasakların bazı sebepleri vardı.
Birincisi kültürel, yani yukarıda da bahsettiğimiz gibi “yabancılara kız vermeme âdeti…”
İkincisi ise dinsel…
İslam Hukukunun bu tür evliliklere izin vermemesi…
Zira İslam’a göre Müslüman bir erkek ilahi dinlere mensup kadınlarla evlenebilirken, Müslüman kadına böyle bir hak verilmemiş.
Osmanlı Padişahları;
Türk kızlarıyla evlenmeleri halinde kızın ailesiyle de akraba olacakları ve “padişahın kaynanası”, “kaynatası”, “kayınbiraderi”, “baldızı”, “bacanağı”, “onların yakınları”, “yakınlarının yakınları” derken, imtiyazlı büyük bir kitle doğacağından ve devletin başına bela olacağı endişesinden, genellikle evlilik için yabancı kızları tercih ederken…
Türk kızları, cumhuriyetin ilanına kadar yabancı biriyle evliliğe ihtiyaç duymamış…
Zira yapılan araştırmalarda, hiçbir Osmanlı kızının bir ecnebi ile evlendiğine rastlanılmamış.
Varsa bile, istisnadan öteye gidemez…
*
“Gardırop Devrimleri” ile milli ve manevi hafızası silinen Cumhuriyet Türkiye’sinde ise…
23 Mayıs 1928’de kabul edilen “Türk Vatandaşlığı Kanunu”nun 13. maddesine eklenen “Ecnebilerle evlenen Türk kadınları Türk kalırlar” ifadesi ile bu kural bozuldu.
Artık bırakın istisnayı, “modern cumhuriyet(!)” sayesinde her yıl binlerce Türk kızı, zencisinden Asyalısına, İtalyan’ından Alman’ına kadar, yabancılarla evleniyor.
2020 yılında yabancı damatların sayısı 3 bin 828 iken…
Geçen yıl, yani 2022’de tam 4 bin 976 yeni yabancı damadımız oldu.
Listenin başını ise yüzde 25,2 ile Alman damatlar alıyor.
*
Yakın tarihe kadar astsubayından tutun da orgeneraline kadar tüm TSK personelinin “Yabancı uyruklu kişilerle evlenmesi yasak” iken…
Artık askeri personelin yabancılarla evlenmesine, Genelkurmay Başkanlığı’nca “uygunluk” şartı getirildi.
Personel “onay”a ihtiyaç duyarken, çocukları ise Cumhuriyetin nimetlerinden istifade ederek dilediği gibi eve “yabancı damat” getirebiliyorlar.
Misal!..
Dönemin Birinci Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız’ın kızı Zehra Aslı, İspanya uyruklu ve Yahudi asıllı Eduardo Matos Martin ile evlenerek “Zehra Aslı Martin” olmuştu..
28 Şubat Darbesi Davası kapsamında tutuklu bulunan emekli Org. Çetin Doğan’ın kızı Pınar da kimliğinin din hanesinde “Yahudi” yazan Dani Rodrik ile evlendi.
“Montrö Bildirisi ”ne imza atarak tekaüt haliyle iktidara “muhtıra” verme aymazlığında bulunan emekli Tümamiral Ramazan Cem Gürdeniz’in dünürü ise Ermeni kökenli Hıristiyan.
Örnekleri çoğaltmak mümkün…
*
Peki, durduk yere bu konuyu ne niye açtım?!..
Şöyle ki...
Malumunuz,
Teknoloji şirketi Google’da “Finansal Hizmetler Teknik Yöneticisi” olarak çalışırken, aynı işi yapan erkeklerden daha az maaş aldığı için ‘cinsel ayrımcılık’ suçlamasıyla dava açan ve tam 1.1 milyon dolar tazminat kazanan “Ülkü” adında bir hanım kızımız var…
Atatürk’ün kurtuluş mücadelesini başlattığı kent olan Samsun’da dünyaya gelen…
İsmini, Atatürk’ün manevi kızı “Ülkü”den alan...
“Fulbright” Bursuyla gittiği ABD’de, “Fulbright değerlerine inanan bir mühendis olarak” yetişen…
Ve!
Dünyanın en büyük şirketlerinden Google’ı dize getiren Ülkü Hanım…
Dün, aldığı tazminat ile ilgili konuştuğu Sözcü gazetesine, önce; “Atatürk ilkeleri ile büyümüş bir Türk kadını” olduğunu anlatmış…
Sonra da “Atatürk ülkesinden geldiğim için Google’a karşı dik durabildim” demiş…
Tabii bu arada…
Geçmişte “Muhafazakâr bir ülke olan Türkiye’de büyüyen bir kız çocuğu” şeklinde sızlanan Ülkü Hanım’ın soyadı da “Rowe”ymiş…
*
Hasılı!..
Aylardır süren davada jürinin Google’ı suçlu bulup, Ülkü Rowe’yi haklı bulmasında…
Hiç yorum yapılmamış
1720 kez izlendi
734 kez izlendi
497 kez izlendi
569 kez izlendi
YORUM YAPIN
Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.