Sesli Makale

23 Aralık 2014

Oslo görüşmelerini kim sızdırdıysa, Paris’teki suikast da onun işi? 

Bunlara bir de Milliyet’in, daha doğrusu Derya Sazak’ın “İmralı Zabıtları” manşetini ekleyebilirsiniz! 
Az sabredin dahası da var. 
Derya Sazak yönetimindeki Milliyet, o gün için Öcalan’la yapılan son görüşmenin tutanaklarını manşetten vermişti. 
Sözüm ona “büyük gazetecilik” yapıp, herkesi atlatmıştı! 
Çözüm sürecini dinamitlemeye yönelik manşetin atıldığı tarih 28 Şubat 2013’tü. 
Zaman, Bugün, Sözcü, Taraf gibi gazeteler ertesi gün ‘Derya Sazak’a kendi manşetlerinden destek vermişlerdi. 
Zaman, Bugün, Sözcü, Taraf! 
Hadi bir beyin fırtınası yapalım. Ben ipuçlarını vereyim, siz fotoğrafın büyüğünü görün. 
Karayılan Oslo görüşmelerinin ortaya çıkmasının ardından gazetecileri toplayıp bir değerlendirme yapmıştı. 
“Bence Oslo’yu sızdıran cemaattir… Gerçi şimdi onlarla ilişkileri iyileştirmek istiyoruz ama yazın isterseniz… Burada hedef Hakan Fidan’dır…” demişti. 
Kandil’in çözüm süreci karşıtlığını biliyoruz, Hakan Fidan düşmanlığını da! 
Paralel yapının çözüm süreci karşıtlığını biliyoruz, Hakan Fidan düşmanlığını da! 
İsrail’in, Amerika’nın, Almanya’nınkini de! 
Ne diyordu Karayılan? 
“Cemaatle ilişkileri iyileştirmek istiyoruz”! 
Yazın bir kenara, devam edelim. 
Oslo’nun ardından Paris geldi. 
Paris suikastının sorumlusu olarak kim gösterilmişti hatırlayın? 
MİT ve Hakan Fidan! 
Ve son olarak da 6-7 Ekim olayları. 
Olaylar sırasında Paralel-Kandil işbirliğini çok net görme fırsatı bulduk. 
Hem de belgeleriyle! 
Demek ki Kandil, Oslo’dan bu tarafa ilişkileri hayli ilerletmiş! 
Cemaat de! 
Ne diyordu Ekrem Dumanlı? 
“Cemaat Güneydoğu’da oylarını BDP’ye verdi…” 
Gelelim asıl meseleye. 
Derya Sazak, 14 Aralık operasyonu üzerinden hükümete yükleniyor. 
 “Hükümet geçmişte de bana baskı yaptı” diyor. 
Peki kime diyor? 
Bugün Gazetesi’ne! 
Pehhh! 
Neymiş? O manşetten sonra Milliyet’e operasyon çekilmiş-miş, bunu da Yalçın Akdoğan yapmış-mış! 
Açık söyleyeyim! Öyle midir bilmem? Ama öyleyse, yani operasyonu Yalçın Akdoğan çekmişse “helal olsun” derim. 
Erdoğan o manşetin ardından “Batsın sizin gazeteciliğiniz” demişti. 
Çünkü o manşet 28 Şubat’ın 2013 sürümüydü. 
Çözüm sürecine yönelik bir darbe girişimiydi. 
Hiç kimse hoplayıp zıplamasın. Fotoğraf kabak gibi ortada. 
Hadi şimdi Derya Sazak çıkıp söylesin; bu manşet gazetecilik mi Allah aşkına? 
Ve son bir not. 
Derya Sazak mademki gazetecilik yapmak istiyor, o vakit düşsün peşine de görelim.  
Oslo-Paris-İmralı zabıtları-6/7 Ekim olayları arasında bir ilişki var mı yok mu? 
Hadi Sazak, al kalemi eline bir izah et bakalım. 
Bekliyoruz!

Akşam