Sesli Makale

11 Şubat 2015

Hicretin üçüncü yılıydı. 

Müşrikler, Bedir Savaşı’nda bozguna uğramışlardı. Çok kayıp vermişlerdi. Kalanların bir kısmı da kaçmayı başarmıştı. 
Yenilgi onlara çok ağır gelmişti. Öfkeleri bir türlü dinmiyor, intikam duyguları giderek kabarıyordu. 
Tek tesellileri kurtarmayı başardıkları ticaret kervanlarıydı. 
Mallar satıldı, hissedarlara sadece sermayeleri verildi. Elde edilen kârla hemen savaş hazırlıklarına başlandı. 
İntikam ateşiyle yanıp tutuşuyorlardı. 
Amcası Abbas’ın gönderdiği mektupla müşriklerin hazırlığından haberdar olan Hazreti Peygamber hemen savaş hazırlıklarını başlatmış, gördüğü bir rüya üzerine de stratejisini belirlemişti. 
Lakin Bedir’de yer almayan ve şehit olmak için can atan genç Müslümanlar Hazreti Peygamber’in “müşrikleri şehirde karşılayalım” stratejisini benimsemediler. 
Savaşı Uhud Dağı eteklerinde yapmayı arzuladılar. 
Yoğun istişarelerin ardından Hazreti Peygamber bu arzuyu kabul etti. 
Ve o gün gelip çattı. 
Hazreti Peygamber, ordusuna savaş düzeni aldırdı. Bu arada stratejik önemi bulunan Ayneyn tepesine de 50 okçu yerleştirdi ve sıkı sıkı tembihledi. 
“Bize yönelecek atlıları ok yağmuruna tutun, arkamızdan dolanmalarını önleyin. Düşmanı yendiğimizi görseniz bile sakın yerinizden ayrılmayın!” dedi. 
Nihayet savaş başladı. Göğüs göğse mücadelede müşrikler ağır kayıplar verdi. 
Çok geçmeden de kaçmaya başladılar. Bunun üzerine okçular Hazreti Peygamber’in emrini unutup tuttukları tepeleri terk ettiler. 
Ve bu nedenle savaş kaybedildi. Buna da en çok Yahudiler sevindi. 
Şüphesiz o okçular o tepeyi terk etmeyeceklerdi! Emre itaatsizlikte bulunmayacaklardı! 
Bu hadisenin Müslümanlar açısından günümüze bakan tarafı sanırım çok açık. 
Mesaj çok net; tepeleri terk edersen kaybedersin! 
Komutan “tamam” demeden “savaşı kazandık” diyemezsin! 
Zira savaş henüz bitmedi ve devam ediyor. 
  
Paralel yapıyla mücadele

Herkes her yerde konuşuyor. 
Hem de bilgisiyle, belgesiyle. 
Nedir o? 
- ’Falanca’ belediye hâlâ paralel şirketlerle çalışıyor. Onlara ihale vermeye devam ediyor. 
- AK Parti teşkilatlarındaki paralel yöneticiler hâlâ görevlerinde. 
- MİT TIR’larına operasyon çekenlere niçin hâlâ dokunulmadı? 
- Şu şuşu bakanlıklardaki paralel bürokratlar nasıl olur da atılmaz? 
- Paralel yapıyla mücadelede bir bakan imzasıyla çok şey yapılabilecekken bu bakanlar niçin kılını kıpırdatmaz? 
Liste daha da uzatılabilir. 
Sanırım MİT’te bunun belgesi de bilgisi de vardır. 
Kanımca rapor olarak gerekli yerlere de iletilmiştir! 

Akşam