Sesli Makale

İlyas Salman’ın geçtiğimiz günlerde Yol TV’ye vermiş olduğu röportaj çok konuşuldu. Ateistliğini açıkça beyan etmesi birçok kişiyi rahatsız etse de beni memnun etti. Neden mi?
Ben bu şahısla aynı dine mensup olmadığım için Allah’a hamd ediyorum, kaldı ki ona inanmama özgürlüğünü Allah (cc) vermiş, onun inancı ona benim dinim bana.
Ayık kafayla görmeye pek alışık olmadığımız bu şahsın söylemlerinde beni asıl rahatsız eden meselelerin biri “Cennet ve Cehenneme inanmam, ama varsada Cehenneme gitmek isterim çünkü sıcağı seviyorum.” söylemi, diğeri ise milletimize yönelik “Akılsız halk” söylemi.
Dediğim gibi, her insan dinsiz olmakta özgürdür, ama bireysel özgürlükler bir başkasının özgürlüğüne, kutsalına dokunduğu yerle sınırlıdır. İnanmayabilir, ama hangi hakla dalga geçer? Hangi hakla ti’ye alır? Hangi hakla bunu espri malzemesi yapabilir ki insan?
Dinsiz de olsa her insanın bağlı olduğu temel etik ve ahlaki prensiplerin hangisi ile örtüşür bu davranış? Bu insanlar bu söylemlerle neyi amaçlar? Koskoca bir millete sırf kendi istedikleri gibi bir adamı seçmedikleri için akılsız demek nasıl bir davranıştır?
Alın size bir başka örnek, az önce Habertürk’te CHP eski Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı “Erdoğan’ın gitmesi için canımı veririm.” dedi. Moderatörün “Sen manyakmısın arkadaş.” der gibi bakışlarının altında bu abuk subuk söylemini defalarca yineledi.

Şaka gibi ama tam da bu adamlar “Erdoğan halkı kutuplaştırdı.” diyenlerin ta kendileri.

Oysa, gerek Cumhurbaşkanımızın ve çalışma arkadaşlarının gerekse de Ak Parti’li siyasetçilerin toplumsal dengeleri ne kadar gözettiğine, aman herhangi bir azınlığı, ırkı, mezhebi, dünya görüşünü rencide etmeyelim hassasiyeti ile hareket ettiğine defaatle şahit olduk. Hatta kendi içimizden herhangi bir zümreyi kıracak bir söylemde bulunanların nasıl keskin bir dille uyarıldığına da defaatle şahit olduk.
Yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali, çalan da bunlar “hırsız var” diye bağıranlar da bunlar.

Ben bu eski Türkiye fosillerinin toplumu özellikle germe niyetiyle bu söylemlerde bulunduklarına inanıyorum. Huzursuzluktan beslenen mihrakların, hoşgörüsüzlüğü karakter edinmiş zavallıların, kaos beklentisi ile ellerini ovuşturan fosillerin bu oyununu bozmak da bizim elimizde. Eski Türkiye’yi kaybedip vatansız kalmış bu fosillerin aksine bizim kaybedecek çok fazla şeyimiz var.
Biz onlar gibi olmamalıyız, olamayız…