TARİH

Murat Bardakçı : Tek Parti zamanında yasak olan sadece Türkçe ezan değildi; hem Müslümanlar, hem de diğer dinlerin mensupları çok sıkı takip altındaydı!

Tarih
12 Kasım 2018
İzlenme
Kişi
Yazar
Murat Bardakçı

CHP’nin Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz ezanın Türkçe okunmasını isteyince kıyamet koptu. Yılmaz disiplin kuruluna sevkedilmesi üzerine lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na demediğini bırakmadı, karşılıklı suçlamalar ile cevaplar birbirini takip etti, derken milleti yıllarca ikrah ettiren ve bundan 68 sene önce tarihe karışmış olan “Türkçe ezan” derdi de böylece durup dururken yeniden gündeme geldi…

Bugün burada ezanın Arapça okunmasının yasak olduğu senelerden kalma bazı belgelere yer veriyorum… Ankara’da, Cumhurbaşkanlığı Arşivi’nde bulunan bu belgeler, ilk defa burada yayınlanıyorlar…

Yine burada devletin 1930’lu ve 40’lı senelerde uyguladığı dinî alandaki yasakların Arapça ezan okuma ve kamet getirme ile sınırlı kalmadığını, izinsiz dinî eğitimin şiddetli şekilde takip edildiğini, Alevî vatandaşların âyin yapmalarının da suç sayıldığını, hattâ diğer dinlerin mensuplarının bile bazı yasaklamalarla karşı karşıya bulunduklarını gösteren daha başka belgeler de yeralıyor…

Devletin o senelerdeki din politikasının temeli sadece Müslümanlar’ı değil, Türkiye’de mevcut diğer dinleri de kontrol altında tutmaya dayanıyordu! Meselâ, Türk vatandaşı olan Yahudiler’in de izinsiz dinî eğitim vermeleri yasaklanmış ve çocuklarına İbranice okutan Yahudi vatandaşlar mahkemeye sevkedilmişler, hattâ bu ailelerin evde Fransızca öğretmeleri bile suç olarak görülmüştü! Kontroller ve yasaklamalar bu kadarla da sınırlı kalmamış, Türkiye’de yaşayan ama Türk vatandaşı olmayan papazlar bile takip edilmiş, meselâ Edirne’deki İtalyan Konsolosluğu’nda görevli bir papaz ile din dersi verdiği çocukların gizlice fotoğrafları çekilmiş ve İçişleri Bakanlığı bütün bu takibatın neticesinden Cumhurbaşkanlığı’nı da haberdar etmişti!

MUM YAKMAK BİLE YASAKTI!

Cumhurbaşkanlığı Arşivi’nde mevcut böyle dosyalar dolusu belgenin yanısıra Cumhurbaşkanlığı’na her ay sunulmuş “dirlik ve düzenlik raporları” da bulunuyor ve illere göre ayrı ayrı düzenlenen bu raporlarda yeralan hadiselerin ekseriyetini “Arapça ezan”, “Arapça kamet”, “çocuklara Kur’an okumayı öğretmek”, “âyin yapmak” gibi “suçlar” teşkil ediyor. Hattâ, halkın evliya türbesi kabul ettiği mekânlara mum dikmesi bile suç olarak görülüyor ve mum yakarken yakalananlar da adliyeye sevkediliyorlar!

Bu belgeleri yayınlarken, daha önce de temas ettiğim bir hususa tekrar dikkat çekmem gerekiyor:

Belgelere konu olan hadiselerin, yani senelerce devam etmiş olan yasakların, takiplerin, tutuklamaların ve mahkeme safahatının hiç de hoş hatıralar olmadığını söylememe zaten gerek yoktur ve bütün bunlar tarihimizin bir döneminin gerçekleridir!

Bugün bize düşen o devirlerde olup bitten herşeyi tarafsız ve doğru şekilde öğrenmek ama bunu yaparken tarihî meseleleri artık hayatta olmayan kişilerle hesaplaşma ve kurumlarla da didişme vasıtası olarak kullanmamaktır! Gerçi bir zamanlar devletin böyle ceberut davranışları yüzünden daha birçok alanda sıkıntılar yaşanmış, üzüntüler ve hattâ büyük azaplar da çekilmiştir ama olan olmuş, biten bitmiştir; şimdi o günler ile hesaplaşmaya kalkışmak hiddeti ve kamplaşmayı arttırmaktan başka bir işe yaramaz!

Üstelik ezanı Türkçeleştirip Arapça okunmasını yasaklayan ve bu yasağı senelerce en şiddetli şekilde uygulayıp takip etmiş olan partinin lideri bugün şartlar ve mecburiyetler karşısında “Arapça ezan dinimizin bir değeridir. …Dünyanın her yerinde de ezan Arapça okunur ve ezana saygı gösterilir” demek mecburiyetinde kaldıktan sonra hesaplaşmaya artık hiç lüzum yoktur!

yazının kaynağı










YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

YORUMLAR

  • hursit dilaver 2

    13 Kasım 2018 17:07
    1 0
    öyle yerlere saklamıştık ki,asla bulamazlardı.hatta birinde polis tavan arasına girip oraları karıştırıken unutkanlığından doğrulunca kafasını çatının baglantı takozuna öyle bir vurmuş ki, can havliye YOK BURDA BİR ŞEY ÇIKIN HEMEN deyip tavan arasından çıkmışti. allahtan ,işte 3-5 adım sonra aradıgı kitaplar, teksirler makinalar falan oradaydı. demek allah istemezse olmuyor.CHP ve bürokrasısı hala budur. sanmayın ki 16 yıllık AKP halletti. asla. aynen dimdik ayakta ve fırsat kolluyor.
  • hursit dilaver 1

    13 Kasım 2018 16:59
    1 0
    1955lerden itibaren bizim ev de basılırdı tabi, 22 odalı koca bir konaktı. en güzel oda da denize bakardı ve benimdi. ama bizim ev 3-5 ayda bir o tarihlerden beri devamlı aranırdı. taa 1971e kadar.toplanan suç aletleri, ELİFCÜZÜ, TEBAREKE, KURAN MIZRAKLI İLMİHAL, CEVŞEN, MUHTELİF RİSALELER..dikkat ta 1955den beri diyorum.İSMET PAŞA BÜROKRASİSİ HALA YIKILMADI VE O ZAMANLAR MENDERESE RAGMEN ÇOK GÜÇLÜYDÜ.
  • Namyelüs

    12 Kasım 2018 17:12
    1 0
    Din ve vicdan özgürlüğü mü dediniz,din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılması mı dediniz...,emin misiniz?
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;