Sesli Makale

Hanımefendiyi trene bakışından hatırlarsınız...
Hani, Türkiye'den Çin'e direkt gidecek, izolasyon günlerinin durgunluğunda ticarete can katacak ihracat treninin peşine takılmıştı...
Artık nasıl bir motivasyonsa, "belki kalkmaz" umuduyla peşine takıldığı tren bir istasyona uğrayınca da basmıştı kahkahayı. Ve kime nispet yapıyorsa, "Çin'e vagon gitmiyor, yolculuk Halkalı'da bitmiş!" diye geçmişti haberini.
Ne büyük gazetecilik ama!

Derken o tren Halkalı'da işini gördü... En eski kara ticaret yolunun eksiğini 21. yüzyılda tamamlayan Marmaray'dan geçti. Çin'e gitti. Geldi.
Dün de kafayı, TÜRKSAT 5A uydusunun uzaya fırlatılmasına takmıştı.
"Bugün yapay gündemde neler var?" sorusuna ise "Uydu" diye sitemkâr, kısa bir yanıt veriyordu...
Vay arkadaş!
Pandemi tüm dünyayı sallarken, kıran kırana geçeceği anlaşılan yeni dönemin dengeleri oluşurken, Türkiye uzay çalışmalarında az çok bir mesafe daha kat ediyor...
Yerli sanayinin eskisine oranla daha çok katkı yaptığı uydusunu fırlatıyor...
Ülkenin Cumhurbaşkanı yeni hedeflerini açıklıyor... "2022'de ilk yerli uydumuz 6A'yı fırlatmayı planlıyoruz" diyor.
Sen kalkıp buna "hı hı" diye burun kıvırıyorsun.
Gelecek nesiller için paha biçilmez olan bu, pahalı, zor, vizyoner çabanın, gündem değiştirmek için olduğunu söylüyorsun.
Pes artık!
Ülkede, çözüme kavuşmuş tartışmaları açıp "Türban" diyerek, "darbe" imaları yaparak gündem oluşturmaya çalışan bir muhalefet varsa... Ve iktidar bu sığ gündemi uzaya uydu göndererek değiştiriyorsa ona ancak helal olsun denir.
O muhalefeteyse sadece geçmiş olsun...
Hadi, uydumuz için roketlerini kullandığımız Elon Musk'a "fırlatma" diye baskı yapan ABD'deki Ermeni lobisini (Sözcü) anlıyoruz da siz niye rahatsızsınız Özlem Hanım?
Uydunun fırlatılışını kişisel Twitter hesabından paylaşan Musk kadar bile sevinemediniz mi?
Neyse, kimilerine uysa da uymasa da uydumuzu fırlattık.
Emeği geçen siyasilere, bilim adamlarına, müteşebbislere şükranla...

***

VAY BE BERAT ALBAYRAK NERELERDEYMİŞ!

90'larda PKK'nın Bekaa kampında sofra kurduran, 28 Şubat'ta postal giyen, pandemideyse canlı yayında takacak kadar maske fetişizmi yapan Fatih Altaylı dün yine astral seyahate çıkmıştı...
Bir süre önce görevinden ayrılan Berat Albayrak'ın aynı anda nerelerde olabileceğine dair ortalıkta gezinen dedikoduları "kulis" diye köşesine koymuştu.
Maskeyi çıkardı ya, oksijen fazla gelmiş uçuyor, salladıkça sallıyordu...

Kimi "Amerika'ya gitti" diyormuş, kimi "Gitti ama geri geldi. Şimdi Bağlarbaşı'nda bir ofis tuttu orada çalışıyor" diyormuş. Hatta bu arada bir haftalığına özel uçakla Katar'a gittiğini söyleyenler de varmış.
Kaynağını soran olursa diye de yazısına, "Bana abi diyen bir AK Partili arkadaşım anlattı" notunu iliştirivermişti.
Bir taşla iki kuş...
Hayret.
Her türlü safsatayı köşesine taşıyıp peynir ekmek yer gibi itibar suikastı yapan Altaylı, nedense Berat Albayrak'ın İngiltere'ye gittiği dedikodusunu atlamıştı.
Belli ki, patronunun resmi yoldan İngiltere'ye milyar dolarlar götürdüğü meselesi yeniden hatırlansın istemiyor.
Neyse...
Hepsinden önemlisi, Berat Albayrak şimdi neredeymiş.
Evet, bütün FETÖ'cüler haftalardır sabah kalkar kalkmaz bu sorunun cevabını arıyorlar... Kampanyalar yapıyorlar, Altaylı'nın başlığına koyduğu "Nerede" sorusunu TT yapıyorlar.
Oysa cevap ortada.
Berat Albayrak ne yurt dışına çıktı ne Boğaz sırtlarında ofis arıyor ne de bir yere danışmanlık yapıyor...
Evinde, işinde gücünde kendi hayatına devam ediyor.

***