POLEMİK

İsmail Kılıçarslan : Hay sizin ezberinize

Tarih
02 Şubat 2016
İzlenme
Kişi
Yazar
İsmail Kılıçarslan

Mustafa Kemal Atatürk'ün en sevdiğim sözlerinden biri şudur: 'Türk şoförü en asil duygunun insanıdır.' Bazılarınızın güldüğünü duyar gibi oluyorum. Gülmeyin. Bunda gülünecek bir şey yok. Bence de Türk şoförü en asil duygunun insanıdır, bence de istikbal göklerdedir, bence de beni Türk hekimlerine emanet ediniz.

Mustafa Kemal'e ait vecizelerin çoğunu Falih Rıfkı Atay ve benzeri 'köşk yazarları'nın ('yandaş' mı diyeydik) yazdığına dair çeşitli rivayetler olsa da ben pek itimat etmem bu yöndeki bilgilere. En nihayet son derece zeki bir adam olan Mustafa Kemal'in bu aforizmaları serdedecek denli bilgisi de, görgüsü de vardı bence. Hz. Ömer'in sarf ettiği 'adalet mülkün temelidir' gibi bazı cümleler Mustafa Kemal'e aitmiş gibi gösterilse dahi bu böyledir.

Fakat konumuz bu değil. Konumuz, Mustafa Kemal'in en çok önem verdiği ilkelerden biri olarak 'laiklik' ve onun
belirsiz geleceği.

Önce son zamanların en eğlenceli haberlerinden biri olan bir 'mescit' haberine göz atalım. Efendim, Mustafa Kemal'in kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi'nin Manisa Şehzadeler İlçe Merkezi'nde bundan bir süre önce bir gelişme yaşanmış. CHP'li yöneticiler 'parti binamızda bir mescit olsa ne iyi olur' diye düşünmüşler ve binanın bir odasını mescit haline getirmişler. Bence çok yerinde, çok isabetli bir karar vermişler. Umarım bu örnek uygulama tez zamanda CHP'nin bütün teşkilatlarına yayılır.

Mescit işinde küçük bir sorun çıkmış fakat. Şehzadeler İlçesinin eski İlçe Başkanı Ahmet Çiftçi, sabah namazı vaktinde dayanmış teşkilat binasının kapısına. Yaklaşık iki saat boyunca bina önünde 'laiklik nöbeti' tutan Çiftçi, yaptığı açıklamada şöyle konuşmuş: ' İlçe yönetiminin aldığı kararı protesto etmek için buradayım. Eğer böyle bir şey yapıyorlarsa sabah namazına da gelmek isteyenler olabilir. Gelenler olursa en yakındaki camiye yönlendirmek için buradayım. Burası ibadethane değildir. Burası bir siyasi partidir. CHP laiklik ilkesine sonuna kadar bağlı bir partidir. Hangi inançtan olursa olsun tüm inançlara saygımız sonsuz. Siyasetle din ilişkileri ayrı tutulmalıdır. CHP'nin altı ilkesinden bir tanesi yok olmuştur. CHP ilkelerini bir yerden delmek istiyorlar. Buna izin vermeyeceğiz. Ben Atatürk ilkelerine bağlı bir CHP üyesiyim. Ben bu yola baş koydum. Laikliği de cumhuriyeti de delemeyecekler.'

Laikliği ve cumhuriyeti delmeye çalışanlar da CHP'li, bu ikisini deldirmemeye çalışan da. 'Laiklik ile cumhuriyeti niçin yan yana zikrediyorsunuz Sayın Çiftçi? O ikisi birbirinden epey ayrı meseleler' diye sormuş mudur oradaki basın mensupları acaba? Sormuşlarsa Çiftçi'nin buna cevabı 'olsun, deldirtmem de deldirtmem' olmuş mudur; bilinmez.

Bilineni, görüneni şu: Bu konuda CHP'li tabanının ezberini değiştirmek deveye 'andımız'ı ezberletmekten daha zor görünüyor. Parti binasına mescit yapmanın laikliği ve cumhuriyeti bitirmek anlamına geleceğini düşünerek alabilecekleri mesafe olmadığını bir türlü kabule yanaşmıyorlar.

Doksan küsur yıldır muhatap olduğumuz bu ezber gerçekten baydı artık. Bu söylemin 'üstenci laik, hatta üstenci ateist söylem' olduğunu bir kabul etseler çok rahatlayacaklar aslında.

Ya da CHP'liler sözgelimi İngiliz İşçi Partisi'nin kilise ile kurduğu ilişkileri azıcık inceleseler, sözgelimi Güney Amerika Sosyalist Rahipler Birliği'nin kuruluş ve çalışma prensiplerine bir göz atsalar falan çok iyi olacak.

'Mescit karşıtlığı'nın laiklikle uzaktan yakından bir ilgisi olabilir mi Allah aşkına? Dümdüz yobazlığı bize 'laiklik' diye kakalamaktan gerçekten hiç mi sıkılmazlar? Kamu çalışanlarına Cuma namazı düzenlemesinin Türkiye Cumhuriyeti'nin sonunu getireceğini falan söyleyip insanları sivil itaatsizliğe davet etmek olsa olsa gericiliktir yahu.

Keşke Mustafa Kemal'in en sevdiğim sözü şöyle olsaydı: 'Türk laiği en tutarsız duyguların ürünüdür.'

Ezberle, basmakalıp sloganlarla, laikliği her seferinde cumhuriyetle eşitlemeye çabalayarak falan gidilecek tek yer dokuzuncu, on dokuzuncu, otuz dokuzuncu seçim yenilgisi olur. Daha fazlası değil.

Ne diyordu Jung: 'Yeğenim, sen şimdi Çankaya Köşkü'nde sofra etrafına
kümelenip 'nasıl tensip buyurursanız paşa hazretleri' diyen bağzı yazarlara 'yandaş' mı dedin? Yanılıyorsun. Onlar fikri hür, vicdanı hür yazarlarımızdır. Aynı zamanda zeki, çevik ve ahlaklıdırlar.'

Yenişafak
2 Şubat  2016 

YORUM YAPIN

Yorumlarınız editörlerimiz tarafından okunup onaylandıktan sonra yayına alınacaktır.

Hiç yorum yapılmamış

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ Tümü
BU KATEGORİDEKİ DİĞER MAKALELER

Copyright © 2024 Sesli Makale - Tüm Hakları Saklıdır.

Rta Yazılım

; ;